|
Tarihten bir yaprak (2)

Osman b. Maz''ûn, Mekke''de Müslümanlar putperestliği reddedip tevhit dinini benimsedikleri ve Rablerine ibadet ettikleri için baskı altındalar, putperest Kureyş mütegallibesi tarafından çeşitli işkencelere tâbi tutulmaktalar. Osman b. Maz''ûn, itibarlı müşriklerden Velid b. Muğîre''nin himayesine girdiği için rahatça dolaşıyor, Kâbe''ye geliyor, ibadet ve tavafını yapıyor... Derken düşünmeye başlıyor: Arkadaşlarım ve dindaşlarım böyle sıkıntılar ve işkenceler çekerken benim, bir müşrikin himayesi altında rahatça dolaşıp yaşamam kendim için bir ayıptır, kusurdur, bunu devam ettirmem doğru değildir... Bu düşüncenin arkasından kararını verir ve doğruca Velid''in yanına gelir, aralarında şu konuşma geçer:

-Koruma sözün yerini buldu, verdiğin sözü yerine getirdin, ancak şu andan itibaren onu sana iade ediyorum.

-Neden yeğenim, yoksa bizimkilerden birisi seni incitti mi?

-Hayır, ben Allah''ın himayesi ile yetiniyorum, başkasının himayesine sığınmak istemiyorum.

-Öyle ise Mescid-i Haram''a git, benim kabul ederken yaptığım gibi sen de açık olarak koruma sözleşmesini reddettiğini söyle.

Beraberce Mescid''e geldiler, Velid, Osman''ın kararını açıkladı, O da şunları söyledi: "Evet himayesini geri veriyorum, kendisi sözünde duran, himayesini hakkıyla yerine getiren bir kimsedir, fakat ben, Allah''tan başka birinin himayesinde yaşamak istemiyorum, bu sebeple onunla kurduğumuz koruma anlaşmasını bozuyorum."

Koruma sözleşmesi hükümsüz hale geldikten sonra Osman, Lebîd isimli şairin şiir okumakta olduğu bir meclise gitti, oturup dinlemeye başladı, Lebîd "Allah''tan başka her şey gelip geçicidir" deyince Osman "Doğru" dedi; Lebîd, "Her nimet de çaresiz yok olacaktır" deyince de "Yanlış söyledin, cennetin nimetleri ebedidir" diye ekledi. Lebîd bu sözden alınarak "Ey Kureyş, sizin meclisinizde bulunan bir kimseyi hiçbir kimse rahatsız edemezdi, bu ne zaman ortaya çıktı" dedi. Meclisten birisi "Bu kendisi gibi akılsızlardan oluşan topluluktan biridir, bizim dinimizi terkettiler, sen onun sözünü ciddiye alıp üzülme" diyerek şairi teskin etmek istedi. Osman da bu adama cevap verince iş kızıştı, adam Osman''a bir yumruk attı ve gözünü morarttı. Hemen yakınlarında bulunan Velîd, Osman''ın yanına geldi ve aralarında şu konuşma geçti:

-Yeğenim, eğer bizim himayemizi reddetmeseydin gözüne gelen yumruk gelemezdi; çünkü sen aşılamaz bir koruma altında idin.

-Hayır. Şimdi, şu morarmamış gözüm de, Allah yolunda ötekinin başına geleni arzuluyor. Ben şu anda senden daha yüce ve kudretli birinin himayesi altındayım.

-Gel yeğenim, inat etme, yeniden korumamızı kabul et.

-Hayır, asla! (İbn Hişam, I,370).

Bu tarih yaprağından çıkan sonuç şu olmalıdır:

Müslüman''ın amacı yalnızca rahat ve huzur içinde yaşamak değildir, aynı zamanda hür olarak inancını yaşamak ve insanlığın kurtuluş reçetesi olan dinini başkalarına öğretmektir; bunu yapabilmek için gerekirse bir başka düzenin imkanlarından yararlanabilir, gerektiği zaman da bunu reddeder ve sonucuna katlanır.

25 yıl önce
Tarihten bir yaprak (2)
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset