7 Şubat krizinde Hakan Fidan"ın üzerinden başbakanı ("dönemin başbakanı!..", şimdiki cumhurbaşkanı!...) hasta yatağında bitirmek için elinden geleni yaptı paralel medya...

Operasyon tutmayınca çarpışa çarpışa geri çekildiler...

17 Aralık darbe girişiminden saatler sonra o kirli operasyonun tüm detaylarını "işte bunlar hırsız" diyerek verdi paralel medya... Baskınlarda paralel medya dışında hiçbir gazete, televizyon, basın kuruluşu..vs, yoktu...

Paralel sosyal medya timi ve top sakal çetesi" twitleri ikiye katlayarak bu aşağılık operasyonun başarılı olması için çabaladılar...

"MİT"in tırlarında silah bulundu" diye haber yaparak (ki operasyonu yapan da paraleller) MİT"i zor durumda bırakıp, dünya kamuoyuna Türkiye"yi terörist devlet gibi göstermeye çalıştı Paralel Medya...

Yargı ve emniyetteki her atama ve görev değişikliğinde ortalığı ayağa kaldırdı paraleller...

Kirli operasyonun düğmesine basan savcıları korumak için yırtındılar...

Gayretullah ve hizmet adına montajlı tapelerin yayınlanması için gayret gösterdiler...

Yine sosyal medya timleri ve top sakal çetesi ile algı operasyonu başlattılar...

Birinci dalgadan sonra tutuklu polisler topluca kelepçe şovla ortaya çıktılar...

(tişörtler basıldı)

Sonra tuzluklar ziyaretlere başladı... Hiç tanımadıkları polislere destek için emniyete gittiler!...

Paralel gazeteciler de oradaydı...

Son dalgada ise polislerin üzerinde "Sıfır"lı tişörtler vardı...

Belli ki haberi önceden almışlar...

"Ulan nerden haber aldınız, hangi ara özel baskılı tişört yaptırdınız?!.." diye sorduk...

"Gayretullah" dediler...

Ve bu paraleller diyorlar ki;

"Biz hizmet için varız... Biz birbirimizi tanımıyoruz... Biz paralel devlet değiliz... Biz örgüt değiliz..."

Doğrudur!...

Zaten ben de; "La Gazzetta dello Sport"ta.., futbol yorumcusuyum!...

Paralel ne lan?!...

...