|
Sırtını PKK’ya dayarsan göremezsin!...
Kürt açılımı ile başladı, barış ve kardeşlik projesi ile olgunlaştı, çözüm süreci ile devam etti…

Amaç Kürt meselesine kalıcı bir çözüm bulmaktı…

Çatışmayı, bölünmeyi durdurmak, bin yıllık kardeşliği pekiştirmekti…

İşte bu yüzden faşizan statükonun kaleleri bir bir yıkıldı…

Bu ülkede farklı inanç, kültür ve etnik kökene sahip insanlar özgür, eşit yurttaş ve birinci sınıf vatandaş oldular…

Vesayetçiler tasfiye edildi… Cuntacılar, derin devlet tarihe gömüldü…

Faili meçhul cinayetler, işkenceler yoktu artık…

Askeri mahkemelerde yargılanmıyordu siviller…

Asimilasyon politikaları sona erdi…

On binin üzerinde Kürt'ün canına kıyıldığı 'Dersim Katliamı' için devlet adına özür diledi Erdoğan…

Polis torpido gözünde Kürtçe kaset aramıyordu…

'Kürt sorunu' dediği için kimse hakkında soruşturma açmıyor savcı…

Cezaevine ziyarete giden ana, anadiliyle konuşuyordu oğluyla…

İlköğretimde anadilinde seçmeli dersler vardı ayrıca… Kürtçe, Abhazca, Arnavutça, Lazca…

Kürtçe televizyon açıldı…

Herkese kendini anadilinde savunabiliyor…

Üniversitelerde Kürtçe kürsüler açıldı…

Baldıran zehri içildi…

Bölgeye 'pozitif ayrımcılık' yapıldı… 'Helal olsun yapılsın.., Şimdiye kadar yapılan ayrımcılığa sayılsın…' dedik… Ahmet Kaya'yı andık rahmetle…

O zaman, 'Biraz düşün... Muhakeme et, mukayese et…' dedik…

'2002'de yapabilip, 2015'te yapamadığın ne var?!.. Ya da, '2015'te yapabildiğin ama 2002'de bırak yapmayı, aklından dahi geçiremediğin neler var?!...' diye sorduk…

Eksik olan neydi?...

En az bir Türk, Laz, Abhaz, Çerkes, Arnavut, Boşnak..vs, kadar özgür olan Kürt'ün sorunu neydi?...

Bizim bilmediğimiz başka bir vatandaşlık hakkı mı var?...

Ya da şöyle soralım;

“Türk, Laz, Abhaz, Çerkes, Arnavut, Boşnak, Pomak..vs,”nin sahip olup da Kürt'ün sahip olamadığı hangi vatandaşlık hakkı var?!...

Onca barış görüşmesi, onca çaba, Diyarbakır'daki büyük buluşma…

Silahları bırakacaktı, ülkeyi terk edecekti PKK…

Ama yapmadılar…

Ardından Dolmabahçe mutabakatı… Silahların bırakılacağı PKK kongresi yapılacaktı…

Aynı gün Mustafa Karasu Kandil'den mesaj gönderdi;

“PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir…”

Bir gün sonra Cemil Bayık seslendi; “PKK silah bırakacak açıklamaları seçim propagandasıdır. Silahların bırakılması, ancak Öcalan'ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabilir…”

Sonra?...

11 Temmuz'da KCK ateşkesin bitirdiğini ilan etti…

15 Temmuz'da Başbakan Davutoğlu Demirtaş ile görüştüğü gün KCK; 'devrimci halk savaşını' başlattığını ilan etti… (Bunların hepsi Suruç'taki patlamadan önce oldu…)

Velhasıl PKK silah bırakmayı asla düşünmedi…

Çatışma ve kandan asla vazgeçmedi…

PKK asla barış istemedi…

Peki bugün PKK ne istiyor?...

Haince pusu kurup, polise askere sivile neden ateş ediyor?...

PKK neyin mücadelesini veriyor, kimin hakkını koruyor?...

Peki sırtını PKK'ya dayayan HDP ne istiyor?...

Ya barış güvercini ilan ettiğiniz Demirtaş?...

Kandil'de saz çalıp silah bırakmaya ikna edemedi mi hala?!...

Velhasıl, her şey ayyuka çıktı, görünmeyen yüzünüz kalmadı…

Türkiye, eski Türkiye değil… Ne Türk, ne de Kürt halklarını artık kandıramazsınız…

'Sırtımı teröriste dayadım, o yüzden kim öldürüyor göremiyorum!...' diyerek de yırtamazsın…


twitter.com/hikmetgenc
#PKK
#HDP
#KCK
9 yıl önce
Sırtını PKK’ya dayarsan göremezsin!...
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı