|
Ahlâklı siyaset mümkün müdür?

Meşhed ziyareti için Tahran''a vardık. 2 Haziran sabahı idi. Uçak saatinin elverişsizliği ve İran saatinin birbuçuk saatlik farkı eklenince, iki saatlik uykuyla yetinemeyip, saat sekizde varmış olduğumuz otelde yukarıya çıkarak hiç değilse iki saat daha uyumayı düşünüyordum. Tam da aynı gün Ahlâk ve Siyaset sempozyumu başlamış. Uzun zamandır beni meşgul eden bu konunun ele alındığı toplantıya katılma teklifini reddedemedim. Toplantı salonu çeşitli ülkelerden çağırılmış kimselerle dolu idi. Konuşma çok güzel bir açılış konuşması ve o''nu izleyen bir diğer çok güzel konuşmayla başladı. O sırada benim de öğleden sonraki oturumda konuşmam teklif edildi. Otele döndüm ve son hızla bir tebliğ hazırladım. Sunulması -birçok kez başıma geldiği gibi- nasip olmadı. İran''da çok önemli konularda, çok iyi niyetle, günde otuz kişinin konuşacağı sempozyumlar düzenlenir, maalesef bir günde ve toplamı beş saatlik bir sürede otuz kişi konuşamaz. Yine iyi niyetle aşırı masrafa sebep olan bu toplantılardan maalesef "Dünya Kamuoyu"nun asla haberdar olmadığı "hoş sadâlar" geriye kalır.

Pazar sabahı Kum''a vardık. Sekizinci Ehl-i Beyt İmamı''nı Meşhed''de ziyaret etmemizden önce; kızkardeşi Fâtıma''nın Kum''daki Kabrini ziyaret edecektik. Pazar günü İmam Humeyni''nin vefatının yirmiüçüncü yıl dönümü idi. Uzak mesafelerden halk toplulukları vasıtalarla veya yürüyerek Tehran civarındaki kabrini ziyarete geliyorlardı. Kum''da da her zaman olduğu gibi, büyük bir ziyaretçi topluluğu "Fâtıma-i Ma''sûme"yi ziyarete gelmiş idiler.

Pazartesi sabahı, üç saatlik bir uykudan sonra bu yazıyı masasız otel odasında yazmaya çalışıyorum. Bugün öğleden sonra İsfahan''a gideceğiz. Pazartesi günü (4 Haziran) Emîr-ul-mü''minin doğum gününe rastlıyor. Bir gün önce yas tutan halk bugün de "yâr ile bayram" kılacak. İran''da din çok yoğun yaşanıyor. "Part time Müslüman" elbette İran''da da var. Ne var ki hayatını dinine uydurabilmiş insan sayısı daha çok görünüyor. İki günde bunu tekrar gördüm. İsfahan''a ilk kez gidiyorum. Son olarak da Meşhed''e giderek sonuçta İstanbul''a inşaallah döneceğiz.

İran''da Siyaset Bilimcileri Nehc-ul-Belâge''yi inceleyerek "Ahlâk''a bağlı siyaset"in gerçekleşmesi şartlarını araştırmayı sürdürüyorlar. Fakıyr de dilimin döndüğü ve kalemimin yazabildiği ölçüde, bu işi Yeni Şafak''ta gerçekleştirmeye çalışıyorum.

Sempozyum''un yapıldığı salona girerken, bir levhada şu vecizeye rastladım: "Ben zannederdim ki insanlar, çeşitli bağımlılıkları dolayısıyla Allah''a erişemiyorlar. Oysa Allah''a erişmedikleri için bağımlılıklarından kurtulamıyorlar."

Kimin söylediği belirtilmemiştir. Beni düşündürdü. Yunus''un "ballar balı, canlar canı"lı şiirini hatırladım. "Ballar balı" mı, "bal tutan parmağını yalar" "gerçekçiliği" mi? "Kazı, kazan''cılık mı?, Oportünizm , aferizm, makyavelizm, pragmatizm, gerçekçi siyaset, azıcık ondan, azıcık bundan mı? Davul tozu, minare gölgesi mi? Biz bu Anayasa''yı hazırlayabilecek miyiz?

Eski Anayasa''ya rastık ve allık sürecek, bununla da yetinecek isek, elbette hazırlarız, böyle olmayacaksa ve millete"zırva aşı" değil, gerçekten "helva" hazırlanıyorsa, niçin hâlâ burnumuz helva kokusunu almıyor? Başlangıç bölümü allıklanıp ve rastıklanıp yine baş köşede yer alacaksa Yeni Anayasa''dan söz edilebilir mi?

Toplumda "Ahlâk" ın ne demek olduğu üzerinde bir bilinç sağlanmaksızın, iyi hazırlanmış olsa bile, Anayasa''nın çok fazla bir etkisi de olmaz. Olsa idi, Kur''an-i Kerim''in İslâm ümmetine etkisinin bugünkü etkisinden çok çok fazla olması gerekirdi.

Otel odasında ve gerçek anlamıyla diz üstünde, sabaha karşı ve geç kalma tedirginliğiyle yazılan bu yazıyı hoş görün gerçek Azîzân, yâhû! İnşaallah dönüşte İsfahan ve Meşhed intıba''larımı da arz etmek üzere! Hâmiş: Bu satırları acele yazdıktan sonra İran saatiyle 09.30''a kadar Ayetullah Sistâni''nin damadı Ayetullah Şehristani''nin kahvaltı davetinden aldığımız manevi hazzı da arzetmek istedim. Irak''ta son yıllara kadar Şi''i-Sünni ihtilafına rastlanmadığını, ancak son yıllarda Şi''ileri İslam''dan dışlama gayretinde olan zihniyetin etkisiyle esef verici görünümlerin ortaya çıktığını söylediler. İran''da Sünnilere ve Türkiye''ye karşı yine hiçbir sevgisizlik görmedik. Irak''ta Lübnan''da, özellikle Suriye''de Ayetullah Şehristani''nin kullandığı deyimle: "tekfiri zihniyet"in dolduruşa getirmesiyle aksine bir zehâba kapılanlara; Kur''an-i Kerim''in "bir fâsık size bir haber getirirse bu haberin doğruluğunu araştırın" ayeti üzerinde düşünmelerini tavsiye ederim.

12 years ago
Ahlâklı siyaset mümkün müdür?
Orta gelirli konut kampanyasından yararlanabilir mi?
Sosyal medya özgürlükçü mü demiştiniz?
KGF’nin ayrıntıları netleşti
İsimler
İkiyüzlü dünyanın 200 günü