|
Emanet ve baskı grupları

Emaneti tevdi, toplumun çoğunluğunun bi''atiyle olur. Bugün kullandığımız terimle, yöneticiler seçimle belirlenir. Baskı grupları; "Süper güç"ün etkisine girmiş, ona bağlanmış iseler, halkın seçimini süper gücün çıkarı ve talimatı yönünde etkilemeye çalışırlar. Söz konusu ülkenin "millî" görünen baskı grupları da süper güç tarafından ele geçirilmiş veya elde eldilmiş olabilir. Dünya Tarihi''nde de, Osmanlı- Türk Tarihi''nde de bunun nice örnekleri vardır. Bu baskı gruları, elde edilmiş olduklarını gizleme amacıyla, firma ismi veya , marka gibi kullandıkları bir "muhterem kişi"yi göstermelik olarak kullanabilirler. Bu kişi irtihal etmiş bir merhum ise, kendisinden sonraki ayak oyunlarından o''nun hiçbir sorumluluğu olmaz, hayat sınavında iyi not alana, Dünya hiret''in tarlası olduğu için, Berzah lemi ve hiret hayatı da mübarek olur.

Hayatta ise ve benim gibi "Firma ismi" olarak hiçbir kıymet-i harbiyyesi olmayacak kimselerden ise, hiç değilse bu noktada sınanmaz ve sorumlu olmaz. "Firma ismi" veya "marka" olarak itibar ve revacı olan bir Muhterem ise, hayatta iken kullanılmamaya çok dikkat etmeli, tetikte olmalıdır. Yoksa, temyiz kudreti de yerinde ise, söylemeye mecburum ki daha Berzah lemi''nin başlangıcında, Münkir ve Nekir''in sorunları karşısında bocalar. Şefaat umabilmek için de şefaate istihkak gerekir. Sevgi ile gönlü diri olanlara korku ve hüzün olmaz. Söylemeye gerek yoktur ki bu Sevgi; şehvet, mal yığma hırsı vs. değil, Masivâ''ya ait "endâd"ın sevgisi değil, Ahlak sevgisi, Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisidir. Ne yazık şefâati reddedenlere! Ne yazık kendisi muhtac-i şefaat olanlardan şefaat umanlara!

Defterimiz dürülmeden kalb-i selim, kalbimizi selâmette korumak için akl-i selim ve bunun için de sevgi ve dolayısıyla "edeb" niyaz edelim! Ey gerçek Azizan, biribirimiz için duâ edelim! Betul ve Azra olan Fâtma, duada, "el-câr, sümm-ed-dâr!" (önce komşu, sonra ev halkı!) kuralını öğütlemişti.

Her baskı grubu da "demokratik mekanizmanın bir parçası olan bir STK" olarak vaftiz edilemez. Geçenlerde bu hususu Gürbüz (Özaltınlı) Bey Taraf''da belirtti. Yine geçenlerde; Yeni Şafak''da Cem (Küçük) Bey çok önemli bir yazı yazdı. (21 Haziran 2012). Nedense ve yanılmıyorsam Basın''da yankı bulmadı veya ben iyi izleyemedim. Ben bu yazıdan iktıbas etmek isterdim, ne var ki Merhum Rauf Paşa gibi, zamane Halet Efendileri''nden korkum dolayısıyla "alıntı" değil, sadece "gönderme" yapıyorum. Yaşlandım, artık kallavi baş kurtarmaz! (Bu deyimin anlamını bilenler lütfen bilmeyenlere anlatsınlar)

Gerçekten milli ve islami olan sivil toplum kuruluşları; meşru müdafaa söz konusu olmadıkça, Süper gücün inine sığınmazlar. Bunu da "nehy an-il-münker" kabilinden söylüyorum. Habeşistan''a hicret edenler Medine''ye dönmelidirler. Bugün Medine nerede?" itirazı doğrudur, ancak Obama da Necaşî değildir. Hayret Efendi Merhum''un teşbihine rağmen, demek zorundayız ki, Sultan Hamid dönemi''nin Fransası da "Dâr-ul Habeşe-i Frengistan" sayılamazdı.

Yazık! Ben de 1402 sayılı Kanun sadmesiyle Üniversite dışında kalınca o devrin Almanyası''nı ve Avrupası''nı "Dar-ul – Habeşe-i Frengistan" zannetmiş idim. Bir bakıma o zamanların Almanyası öyle idi. Ne var ki beş buçuk ay sonunda geri dönmem gerekince, her iki tarafdan da sıcak bir gülümseme göremedim. Şimdi, 1990''lı yıllardan itibaren, Almanya ve bütün Avrupa bozuk pusula kullanarak kayalıklara doğru gidiyor. Bu gemiyi Nuh''un gemisi sanmayalım! Korsan ve haydut gemilerine de binmeyelim! İnsanlığın kurtuluşu için örnek olmaya çalışalım! Bozuk pusula kullanmayan kim ise ancak onunla işbirilği yaparak kayalıklara doğru pupa yelken gidenleri uyaralım! Bu gemilerin tayfalığına, korsan gemilerinin de forsalığına yazılmayalım!

Aklımız ve gönlümüz, doğru pusulanın ibresinin iki ucu gibidir. İblis mıknatısından korursak, "kıble"yi bulmamız işten değildir.

Hakk''da birleşip Hak ve Sabr ile öğütleşmekten başka bir çıkar yol görünmüyor. Şimdilik gemimiz durduğu yerde bocalıyor. Gönüllere Gerçek sevgi hâkim olursa bu Sevgi''nin gücüyle ve Hâfız-i Şîrazi''nin deyişiyle; "o Yâr-i şinâ""yı görebiliriz. Bundan öte hangi mutluluk olabilir ki

Ey gerçek Azizan, hele bir yol 20 Haziran (2012) tarihli Taraf''da Gürbüz Bey''i, bir de 21 Haziran (2012) tarihli Yeni Şafak''da Cem Bey''i okuyun! Bu Azizan''a söz konusu topluluğun bütün imanlı mensupları da elbette dahil dir.

Selâm!

12 yıl önce
Emanet ve baskı grupları
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak