|
Değer kalpazanlığı

Sevgiden kaynaklanan değerler üzerinde Sevgi''nin mührü ve Sevgili''nin kokusu vardır. Canı bu kokuyu alma yeteneğinden yoksun kalmamış olanlara ne mutlu! Geçen hafta, 6 Haziran 2012''de, Isfahan''ın büyük meydanına açılan Cami''de i''tikafa çekilenlerin bu i''tikafı ''Etr-i (=ıtr-ı) yar: Yarin kokusu'' adı altında andıklarını gördüm. Eski yazılarımdan birini hatırladım: ''Sevgili''nin kokusu sinmiş Hukuk'' başlığını taşıyordu ve yazdığım yazının yayımlandığı gün, ''neler söylüyorsun ey gerici? Hangi çağda yaşıyoruz a akılsız?'' mealinde bir ''ileti'' aldım. O gün de Mesnevi''de nakledilen: ''Attarlar çarşısından geçerken, burnu debbağlıkta kullandığı köpek dışkısının kokusuna alıştığı için, güzel kokuların çarpmasıyla bayılan debbağ'' hikayesini hatırlamıştım.

Anayasa hazırlamak kolay değildir. Canları Yar''in kokusuna aşina olan uzman atarlara görev verilse dahi, halk oylamasına sunulma safhasına erişebileceği, sunulsa dahi kabul edilebileceği, kabul edilse dahi iyi uygulanabileceği şüphelidir.

Bu sebeple; anayasa''yı hazırlayanların, ''attar yöntemi'' değil, Türkçe''de aldığı şekil ile aktar yönteminin kolaylığına kapılmaları tehlikesi doğar: misk ve gülyağını zerre ağırlığında koyduktan sonra eczacı terazisini bir kenara bırakıp bol mikdarda müstekreh kokulu nesneler de ilave edebilirler. Yahut değer kalpazanlarının değerler piyasasına sürdükleri sahte sevgi banknotlarına aldanabilirler. Egemen Bağış Bey, başına bela kesilmek isteyen bir kalpazana ''bak git oğlum!'' demiş. Helal olsun! Anayasa Komisyonu üyelerine de aynı tutumu tavsiye ederim! ''Bas git oğlum!'' da diyebilirler.

Bir de kalpazanlara aldanan ve ellerindeki yaldızlı tekneleri veya kağıt parçalarını Sevgi ehline sürmeye kalkışırken ''sizin elinizdeki değerler sahtedir, bizim elimizdekiler sevgi, sizin elinizdekiler korku değerleridir'' diyen saf oğlancağızlar vardır. Bunlara biz aynı şeyleri söylerken aldırmaz görünürler, sonra tereciden aldıklarını tereciye satmaya kalkışır, kalpazan banknotlarının üzerindeki ''sevgi'' kelimesini göstererek, bunların sahte olmadıklarına and içerler.

Bu kalpazanlık örgütünün başında iblis vardır. İblis''in insana sevgi iddiası yalandır. Habibullah''a ve Ehl-i Beyt''ine sevgi iddiası yalandır. Habibullah''a ve Ehl-i Beyt''ine hasedi, kine dönüşmüştür. İblis de bir mahluktur ve değer belirleme yetkisi yoktur. Değer belirleyen ve bu değer ilkelerine hidayet eden; tek Yaratıcı ve Rabb olan Allah''dır. Sevgi de o''ndandır, İblisten değil!

Bu konuya değinip değinmemede çok tereddüt ettim, ne var ki sonunda yazmam gerektiğini düşündüm: Ramazan Rasim''in; Murat Kapkıner''in ''müstear adı'' olup olmadığını bilmiyorum. 15 Haziran 2012 tarihli Taraf''da, Ramazan Rasim''in yazısı yok, Murat Kapkıner''in, Özlem Albayrak ve Salih Tuna''ya öğüt vediği bir yazısı var. Bu yazıda, ''Sahabe, Kelam''ın Tanrısı''na değil, Tanrı''ya sanki bir Kabile Şeyhiymiş gibi, ama aynı zamanda müteal, münezzeh olarak inanıyordu'' diyor. Oysa, bir kimsenin Tanrı''ya hem bir Kabile Şeyhiymiş gibi, hem de aynı zamanda Müteal ve Münezzeh olarak inanmasına mantıken imkan yoktur. Çelişkili iki inanç, aynı gönül ve akıl bütününde, diğer bir deyişle aynı Sadrda bulunamaz.

Bir de ''Kardaşım! İslam''ın Tanrı inancı tenzih ve teşbihin karışımıdır'' diyor ki aman Ya Rabbi! Bu hangi kişidir ki ''Tanrı''ya bir kabile şeyhiymiş gibi'' inanıyordu? Böyle birisi olsa bile, Kur''an''ı Kerim ve İhlas Suresini mi, Rasul-i Ekrem (S.A) ve Ehl-i Beyti''ni mi örnek alacağız yoksa bu meçhul salağı mı? Bütün ashabın böyle bir inanca sahip olduğu nereden çıkıyor? Özlem Hanım''a öğüt verirken de nasıl ''ben iktidar olsam, bir tane bile cami yapmayı yasaklardım'' diyebiliyor? Eminim ki Ahmet Altan bunu söylemez ve söylenmesini doğru bulmaz! İnşaallah kaptırdığını tekrar ele geçirir ve ''Tapkıner'' olur.

Biz Allah''ı tenzih eder, hiç kimseye teşbih etmeyiz, ne var ki O''nun mü''min kulunun gönlüne sığacağını da biliriz. Her müddeiye de inanmaz, mü''mini münafıkdan ''etr-i yar'' rayihasıyla ayırırız.

Sahtekar ve kalpazanların piyasaya sürdükleri sahte değer banknotlarının, ''kaydi değer'' oyunlarının, ''e-para'' dümenlerinin kol gezdiği bir ortamda, Allah canımızı Sevgili''nin kokusunu alma yeteneğinden mahrum kılmasın.

Ey esen yel! ''Getir lûtf eyle bir bûy-i dilâviz/ Meşâm-i câna kabr-i Murtazâ''dan!'' (Samih Rıf''at Merhum).

12 yıl önce
Değer kalpazanlığı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi