|
Bayram değil seyran değil, Özdağ İP’i niye kopardı?

Türk siyaseti bir haftadır Ümit Özdağ’ın İYİ Parti ile ilgili söylediklerini tartışıyor. Özdağ, durup dururken, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ iltisakına işaret ederek bu durumu en baştan beri genel başkanları Meral Akşener’e söylediğini açıkladı.

İYİ Parti’ye yönelik hiçbir FETÖ iddiası beni şaşırtmaz. Kuruluşu öncesi yaşanan süreçlere baktığımızda FETÖ’nün bu işlerden ayrı olmasını beklemek saflık olur. Buradan direkt İYİ Parti’ye FETÖ’cü yakıştırması da çıkartmamak lazım.

Fetullahçı Terör Örgütü ve onun arkasındaki üst akıl, Tayyip Erdoğan karşıtı her hareketi hararetle destekler. Dolayısıyla İYİ Partililer’in MHP’yi ele geçirmeyi başaramayınca partileşmeleri sırasında Erdoğan karşıtı tüm odaklardan destek aldığına kimsenin şaşıracağını düşünmüyorum.

Burada mesele İYİ Parti’li bir isme FETÖ’cü iddiasında bulunulması meselesi değil. Mesele Ümit Özdağ gibi bir ismin böyle bir tartışmayı başlatmasıdır. Ümit Özdağ, istihbarat başta olmak üzere stratejik meselelerde en uzman siyasetçilerin başında yer alıyor. Söylediği sözün ve atacağı adımın en az üç hamle sonrasının hesabını yapan bir isim. O, bu sözleri gelecek tepkileri ve sonrasını çoktan hesap ettikten sonra söyledi.

Evet, İYİ Parti’de yapılan kongre sonrası parti içinde bir hesaplaşma başladı ancak Özdağ’ın çıkışının bu parti içi tartışmaların dışında değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Özdağ’ın, bu tartışmayı parti içi tartışmaları alevlendirmek için yaptığını düşünürsek, bazı konuları gözden kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırız.

Özdağ, açıklamalarında Buğra Kavuncu ile ilgili söylediklerinden çok daha önemli isim ve konulara temas etti. İYİ Parti’nin İstanbul İl Başkanı’nın FETÖ’cü olması kimin umurunda. FETÖ’cü olsa ne yazar, olmasa ne yazar? Ama Özdağ, bir başka isme işaret ediyor. O da Enver Altaylı.

Enver Altaylı denilince, durup 10 kez düşünmek lazım. Türkiye’nin karanlık tarihinin kara kutusudur Enver Altaylı. CIA yönetiminde Türkiye’de yapılan 27 Mayıs darbesiyle oluşturulan vesayet sisteminin anahtar isimlerindendir Enver Altaylı. 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün 15 Temmuz’un CIA ile bağlantı aparatıdır Enver Altaylı.

Ümit Özdağ, Altaylı ve içinde bulunduğu olayları çok iyi bilen bir isimdir. Eğer sadece Buğra Kavuncu’nun ismini verseydi Özdağ, o zaman “Bu, parti içi kavgadır” der, geçerdik. Özdağ, Enver Altaylı’nın da ismini verdi. Altaylı ile İYİ Parti kurulmadan temastan bahsetti. Altaylı’nın “Parti kurmayın, sokağa çıkın” dediğini anlattı.

Altaylı’nın “Sokağa çıkın” dediği günlerde Fetullahçı Terör Örgütü, 15 Temmuz’un planlarını hazırlıyordu. 15 Temmuz için her şey hazırdı, sadece sokaklar hazır değildi. Darbeyi yapacaklar hazırdı, darbeden sonra kimlere ne görev verilecekti, onlar da hazırdı. 12 Mart, 12 Eylül öncesi sokağı hazırlayan ekipte yer alan Altaylı, 15 Temmuz için de sokağın önemini biliyordu, onun için İYİ Parti’yi kurmak isteyenlere sokağı göstermişti.

Enver Altaylı ile ilgili bir iddianame yazıldı ve yargılama devam ediyor. İddianamenin bence en çarpıcı yanı, Altaylı’nın kim olduğuna ilişkin yapılan değerlendirmedir. Hani her gün ‘üst akıl’ diyoruz ya, iddianame Enver Altaylı’yı ‘üst akıl’ adına FETÖ’yü yöneten adam olarak tarif ediyor. Yani Altaylı FETÖ’cü değil, ‘üst akıl’ adına FETÖ’yü yöneten adamdır.

Altaylı’nın iddianamesinin bir diğer çarpıcı yönü ise FETÖ’nün FBI imamı Bilal Ekşili ile yaptığı görüşmeye ilişkin bölümdür. Altaylı, 2017 yılında Bilal Ekşili ile yaptığı durum değerlendirmesinde şunları söylüyor: “Türkiye’de muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket ederek halk sokaklara inmeli, halkın tek başına sokağa çıkması yeterli değil, halkın cebine dokunulmalı. Sokak hareketinin başarılı olabilmesi için ekonomik kriz şart. Almanlar bu yönde çalışmaya başladıkları ve her türlü tedbiri almaya devam edecekler. Bu bilgiyi Almanlardan aldım. Suudi Arabistan ve Katar’dan para akışı durmalı.”

Enver Altaylı tutuklu olsa da söyledikleri bir bir gerçekleşiyor. Tüm muhalifler birleşti, 2018 yılından beri ekonomik saldırı ile karşı karşıyayız. Suudlar, Türk mallarına ambargo uyguluyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu her gün Katar konusunda yalan söylüyor. Sadece halkı sokağa indirmeyi başaramadılar. O konuda da yoğun algı operasyonlarına şahidiz.

İşte böyle bir atmosferde Özdağ konuştu. Dolayısıyla Buğra Kavuncu FETÖ’cü mü, değil mi? İYİ Parti’de FETÖ’cü var mı, yok mu? Bunları tartışmanın bizim için hiçbir anlamı yok. Bizim için önemli olan Enver Altaylı’nın geçmişini ve yaptıklarını hepimizden çok iyi bilen Ümit Özdağ’ın böyle bir çıkışı neden yaptığıdır. Cevap aramamız gereken soru şu: “Bayram değil seyran değil, Özdağ İP’i niye kopardı?”

#Ümit Özdağ
#İYİ Parti
#FETÖ
3 yıl önce
Bayram değil seyran değil, Özdağ İP’i niye kopardı?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset