|
CHP’nin darbe umudu kalmamış

Gara katliamından sonra HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıkları daha çok konuşulmaya başladı. İlgili başsavcılıklarca hazırlanan dokunulmazlık fezlekeleri TBMM’ye gönderildi. Anayasa ve Adalet komisyonlarından oluşacak Karma Komisyon dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili raporu hazırlayıp Meclis Genel Kurulu’na sevk edecek.

AK Parti ve MHP, HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde oy kullanacaklarını ilân ettiler. İYİ Parti’de kafalar karışık, CHP ise dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olduğunu en sert cümlelerle ilân etti. CHP’nin siyaseten HDP’ye kalkan olmasına kimse şaşırmıyor. Ancak CHP’nin 2016 yılındaki tutumu hatırlandığında ilginç bir durum ortaya çıkıyor.

2015 Haziran ayında yapılan seçimlerin ardından AK Parti, Meclis’teki çoğunluğunu kaybedince, muhalefet dokunulmazlıklar üzerinden meydan okumaya başlamıştı. Muhalefetin meydan okumaları devam ederken, 1 Kasım seçimleri oldu ve AK Parti, Meclis’te büyük bir çoğunluk elde etti.

Muhalefet ara dönemde dokunulmazlık konusuna öyle abandı ki, 1 Kasım seçimlerinin ardından Meclis’te milletvekili dağılımı değişince geri vites yapamadı. Anayasa’da yapılan geçici bir değişiklikle Meclis’te fezlekesi bulunan tüm vekillerin dokunulmazlığı kaldırıldı.

2016 Mayıs ayında yapılan Anayasa değişikliğine CHP’nin destek vermesi HDP’yi endişelendirmişti. HDP değişiklik teklifinin Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi esnasında CHP’yi ziyaret ederek, değişiklik teklifine karşı çıkmasını istedi. HDP heyeti, CHP grubunu ziyaret ederek, endişelerini dile getirdi. HDP heyeti, bu değişikliğin gerçekleşmesi halinde Kemal Kılıçdaroğlu dâhil çok sayıda CHP’li milletvekilinin de yargılanabileceğini dile getirdi.

CHP heyeti, sakin sakin dinledikten sonra HDP’lileri şu cümlelerle yatıştırdı: “Siz hiç merak etmeyin! Bu Anayasa değişikliği yürürlüğe girse bile AK Parti’nin bu değişiklikleri uygulamaya vakti olmayacak.”

CHP bu sözler söylendiği tarihte Fetö’cüler 15 Temmuz’un hazırlığını yapıyordu. CHP bu günlerde HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasına şiddetle karşı çıktığına göre, bir darbe umudu kalmamış demektir.

Kılıçdaroğlu anlamamakta haklı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin aşı temini ve programı ile ilgili söylediklerini eleştiren bir haber yaptık. O da geçen hafta partisinin grup toplantısında isim vermeden bize cevap verdi, “Havuz gazetesi merak ediyorsa gelsin bütün belgeleri ben vereyim” dedi Kılıçdaroğlu. Kemal Bey’e teşekkür ederiz. Belgeleri bize vermesin, kimden aldığını kamuoyuna ilan etsin. Öyle belgelere çok meraklı olduğunu biliyoruz.

Yıllar önce Maliye’deki arkadaşı Hamza Kaçar’dan aldığı belgelerle siyaset sahnesinde boy gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, Fetullahçılardan aldığı belgelerle şov yapmaya devam etti. En son denizbayrak83@gmail’den gelen belgelerle de Adil Öksüz’ü MİT’çi ilân edip 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine ‘Tiyatro’ demişti. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun elinde belge varsa bize vermesine gerek yok, kimden geldiğini kamuoyuna açıklasın yeter.

Ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun aşı konusunda haklı olduğu bir nokta var. Sayın Kılıçdaroğlu, yanılmıyorsam 9 yıl SSK Genel Müdürlüğü yaptı. Onun görev yaptığı dönemlerde SSK hastanelerinin ilaç ve tıbbi malzeme alımlarında yolsuzluk haberlerinden geçilmiyordu. Neşter-1, Neşter-2 soruşturmalarını hatırlayanlar bilir. 25 dolarlık stent 2 bin 500 dolara fatura edilmişti SSK’ya. Böyle çok örneklerle doludur Kılıçdaroğlu dönemi SSK’sı. O dönemleri yakînen bilen ve yaşayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Türkiye’nin en uyguna aşıyı temin etmesini anlayamamasını anlayışla karşılamak gerekir.

ABD’nin kimyasını 15 Temmuz mu bozdu?

ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin dış politika önceliklerini açıklayan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Demokrasiyi, pahalı askeri müdahaleler ya da otoriter rejimleri güç kullanarak devirme girişimleri ile yüceltmeye çalışmayacağız. Bu taktikleri eskiden kullandık. Ancak iyi niyete rağmen başarılı olamadılar. Demokrasinin yüceltilmesine kötü bir nam kattı bunlar ve Amerikan halkına olan güveni zedeledi. Biz işleri farklı yapacağız” dedi.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi esnasında ABD’de yönetimde Obama vardı. Şimdiki Başkan Biden yardımcısıydı. Fetullahçı alçakların darbeyi başarması için epey dua etmişlerdi. Sonra darbede ABD’nin rolü olduğu ortaya çıkınca Biden, Başkan Yardımcısı sıfatıyla koşa koşa Türkiye’ye geldi. Darbenin arkasında ABD’nin olduğunun söylenmesinden duyduğu rahatsızlığı da dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a iletti.

Biden’ın politika değişikliğine gitmesinde Türk halkının 15 Temmuz’da Fetullahçı alçakları durdurmasının etkisi var mı bilmiyoruz. Ama gelinen noktada ABD’nin darbe yapmaktan vazgeçmesi çok önemli bir aşama. Bir sonraki aşamada da ABD’ye başka ülkelerin muhalefetiyle işbirliği yapmaması gerektiğini öğrettik mi, işte o zaman dünya huzura kavuşacak.

İnsan Hakları Eylem Planı’na burun kıvıranlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet içeren İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı. Her ileri adımda olduğu gibi, eylem planına da aynı tipler burun kıvırdı. Eylem planı çok iyi imiş de uygulamada sorun varmış. Ne imiş uygulama sorunu; Hâlâ Fetö’cüler içeride, hâlâ Kavala içeride, hâlâ Demirtaş tahliye olmadı. Evet, insan hakkı denince birilerinin aklından sadece bunlar geçiyor.

#CHP
#FETÖ
#ABD
#Darbe
3 yıl önce
CHP’nin darbe umudu kalmamış
Kara dinlilerle milletin savaşı
Islak zemin
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’