|
Hal hatır istihbaratı tuzağına düşmeyin

Teğmenlik rütbesi FETÖ elebaşı Gülen tarafından takılan, 2003 yılında çalınan sorularla kurmay olan Serdar Atasoy’un 2020 yılında tuğgeneralliğe terfi ettirilip, ardından da Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanması büyük yankı uyandırdı. Herkesin merak ettiği soruyu, “Bu adamı kim korudu” başlığı ile Yeni Şafak sordu. Bu soruya cevap ararken, sadece kişi bazlı bir arayış içine girersek hiçbir zaman doğru neticeye varmamız mümkün olmaz.

FETÖ bir terör örgütünün ötesinde bir istihbarat örgütüdür veya bir istihbarat örgütünün aparatıdır. Dolaysıyla FETÖ, bir insanın aklına gelmeyecek her türlü istihbarat yöntemlerini kullanmakta mahirdir. FETÖ’cü olup da korunduğunu düşündüğümüz birileri varsa, onu bulmanın en önemli yolu referans zincirinde sonuna kadar gitmektir.

2014 yılının hemen başında meydana gelen MİT TIR’ları kumpasında, oklar yavaş yavaş dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu’nu göstermeye başlamıştı ki, bazı STK temsilcileri kapı kapı gezerek, Celepoğlu’na sahip çıkmaya başladı. Gelen gidenlerin FETÖ ile bir ilgisi olmadığı gibi birbirleriyle de ilgisi olmayan STK’lardı. Çok şaşırmıştım. Nihayetinde Celepoğlu, FETÖ’nün göbeğinde çıkınca onlar da çok şaşırmıştı.

Bunun nedeni üzerinden araştırma yapınca çok ilginç bir tespitle karşılaştım. İstihbarat literatüründe var mı bilmiyorum ama duyduklarımdan şöyle bir sonuca ulaştım: “Hal hatır istihbaratı”

Fetullahçı Terör Örgütü’nün hal hatır istihbaratı sistemi nasıl işliyor? Bir örnekle anlatacak olursak, örgüt, Hüseyin’in nihai karar vereceği bir işi yaptırmak istiyor. Ancak, Hüseyin onlardan gelen bir işi asla yapmaz. Hal hatır istihbaratı burada devreye giriyor. Hüseyin’in kıramayacağı en yakın dostu kim, Hasan. Hasan’a nasıl ulaşabilir? Amcaoğlu Ahmet üzerinden. Ahmet’in Abdullah isminde bir oğlu var, filancanın eşi Ayşe hanım onun öğretmeni. Ayşe öğretmen Abdullah’a söylesin, Abdullah da annesine, annesi eşi Ahmet’e, Ahmet de dostu Hasan’a. Hasan, Hüseyin’e söylerse bu iş olur. Evet FETÖ’nün hal hatır istihbaratı böyle işliyor.

Bu yöntem sadece kişiler üzerinden değil, STK, sendika, çeşitli dernek ve vakıflar üzerinden de yürütüldü, yürütülüyor. 2011 yılında Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na atanan Ömer Altıparmak, başka bir cemaatle renklendirilerek takdim edildi. Ancak Tayyip Erdoğan’ın ofisine ve konutuna böcek yerleştiren isim olarak daha sonra karşımıza çıktı.

Siz siz olun sakın birinci elden tanımadığınız, bilmediğiniz kimseye referans olmayın. Çok sevdiğiniz, değer verdiğiniz bir dostunuzdan gelen isimler konusunda hassas davranın. Mutlaka o dostunuza verdiği isim konusunda sorular yöneltin. Aksi takdirde Serdar Atasoy gibi bir olayda referans zincirinde adınız çıkabilir.

Kaçak Fransız okullarına hala Fransız mı kalacağız

  • Gün geçmiyor ki Fransa’dan bir İslam karşıtlığı haberi gelmesin. Yazı işleri toplantılarında dış haberler servisimizin, Fransız faşizminden bahsetmediği gün neredeyse yok. Son alarak malum ırkçı yasa da Fransız meclisinde kabul edildi. Fransa’da, Türkçe öğretecek öğretmenlere “Fransızca bilme” zorunluluğu getirilmesi üzerine Türkiye’de Galatasaray Üniversitesi’nde çalışan Fransız hocalara mütekabiliyet kapsamında “B2” seviyesinde Türkçe bilme şartı getirildi. Türkçe sınavını veremeyen hocalara çalışma ve oturma izni verilmeyecek. Bu kadar mı? Fransa’ya gidecek Türkçe öğretmenleri kime Türkçe dersi verecek? Fransa’da yaklaşık bir milyon Türk vatandaşı var, yani onların çocuklarına.
  • Peki, Türkiye’deki Fransız kaçak okulları ne olacak? Ankara ve İstanbul’da Fransızların iki kaçak okulu var. Ankara’daki “Charles de Gaulle” ve İstanbul’daki “Pierre Loti” okulları, Anayasa’ya, kanunlara ve Lozan Anlaşması’na açıkça aykırı bir şekilde eğitim veriyor. Ve yıllarca da bu kanunsuzluk devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Fransa, Türkçe dil eğitiminin devam etmesini sağlayan anlaşmayı kabul etti. Bi sevindik bi sevindik anlatamam. Sanki Fransızlara Türkçe öğretecekmişiz. Halbuki kendi vatandaşımız olan çocuklara Türkçe öğretilmesine izin verildi.
  • Fransızların kaçak okullarında Fransız eğitim müfredatı geçerli. Bu okullarda ne öğretildiğini bilmiyoruz, bu okullarda Türk vatandaşı çocuklar eğitim görüyor. Türk çocukları henüz kreş çağında bu okullara kabul ediliyor. Bu çocuklar nasıl seçiliyor, kimlerin çocukları kabul ediliyor, yasal olmayan bu okullardan mezun olan çocuklar daha sonra Türk eğitim sitemine nasıl entegre ediliyor hiçbirini bilmiyoruz.
  • Bırakın Galatasaray Üniversitesi’nde veya Lisesi’nde Fransız öğretmenlerin Türkçe bilip bilmediğini, kreş çağındaki çocuklarımızı yasa dışı okullarda eğitime alan kaçak okullara odaklanın. Fransa’da kendi çocuklarımıza Türkçe öğretilmesine izin verilmesini lütuf görüyoruz, ancak bizim çocuklarımızın kaçak okullarda Fransız eğitimine tabi tutulmasını görmezden geliyoruz.
#İstihbarat
3 лет назад
Hal hatır istihbaratı tuzağına düşmeyin
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?