Amerika iki İslam ülkesinde katliam yapıyor. Nükleer silah yalanı ile girilen Irak da 1 milyondan fazla insan katledildi. Keza Taliban bahanesi ile de Afganistan bataklığına saplanıp sivilleri öldürüyorlar.
Bu gerçeği kenara bırakıp bir diğer konuya bakalım.
Türkiye 25 yılı aşkın zamandır ırksal temele dayalı terörle yaşıyor. İlk başta kendi insanlarını bile öldürebilen bir harekete Avrupa 2002''ye kadar destek verdi.
Amerika ve İsrail bölgemizde Irak sonrası benzer adımları İran''a yönelik sürdürüyor. Kötü adam İran ise karşı argüman komşu Türkiye ve terör belası.
Ama çelişiyor.
Irak ve Afganistan sonrası İran politikası ile bölgedeki terör politikası Amerika''nın bataklığı kurutma politikası ile çelişiyor. Aslında aynı politika Avrupa''nın çıkarları ile de çelişiyor.
Geçen hafta 2. Karadeniz Enerji ve Ekonomi Formu toplantısı başlamadan önce Amerika''nın eski büyükelçisi ile yuvarlak masa toplantısında bir araya geldik. Ross Wilson Avrupa enerji güvenliği açısından NABUCCO projesinin önemine değiniyor ama gazın tedarikinde güneyden Irak''ı Kuzeyden ise Kafkaslar ve Afganistan''ı işaret ediyor.
Net bir şekilde anlaşılıyor ki Amerika NABUCCO da İran''ı istemiyor. Hatta Başbakan Erdoğan bile gaz tedariki ile ilgili ''boruyu döşemeye gelen teşvik, iş gaz tedarikine gelince görülmüyor'' şeklinde özetlemişti.
İran yok;
İyi ama NABUCCO hattı ve güvenlik ilişkisi nasıl aşılacak? İki ana noktaya dikkat çekerek Wilson''a sordum: "Güneyde terör istikrarsızlığı varken ve batıda Bosna-Hersek çok cazip enerji potansiyeli taşımasına karşılık yönetim ve siyasi güç istikrarı açısından Dayton anlaşmasının belirsizliği nasıl aşılacak?"
Türkiye''de derelere bile baraj yapılıyor ama Bosna-Hersek''de sular boşuna akıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül''ün de katıldığı TUSKON organizasyonundaki toplantıda Haris Silajdziç 3 bin MW''lık baraj projesinden bahsediyordu. Çok daha uygun yatırım imkânı olmasına rağmen bu ülkenin siyasi yapısının Birleşmiş Milletler tarafından istikrarsızlaştırılmış şekilde belirlenmesi sermayeyi korkutuyor. Kimse bu kadar büyük yatırıma cesaret edemiyor. Tıpkı NABUCCO gaz arzı ve terör belasındaki Güneydoğu Bölgemizin durumu.
Ama maalesef iki karpuz bir koltukta taşınmıyor. Wilson''a soruma devam ediyorum: "Siz NABUCCO için ısrarla Irak ve Afganistan''ı işaret ederken, örneğin Irak ve bizim Güneydoğu terör sorunu bu çözümde nasıl yer alacak? Siyasal istikrar olmadan ekonomik istikrar yetecek mi?"
Cevap kısa oldu.
Wilson: "önce ekonomik istikrar gelir; siyasal istikrar takip eder."
Ben açıkçası bu cevabın yettiğini düşünmüyorum. Amerika''nın ölüm tarlaları haline getirdiği Irak ve Afganistan''ın kurtuluşu İstikrarlı Türkiye''ye bağlı hale geldi. Bırakın İran konusunda yardımı, mevcut belalardan kurtuluş bile Türkiye''nin eline geçmiştir.
Ya o tarlalarda ölümler devam edecek ve ABD giderek eriyecek;
Ya da güçlü Türkiye ABD''nin ölüm tarlalarına refah getirerek temizleyecek.
Zaten Avrupa''nın da enerji güvenliği bu ilişkinin bir an önce kurulmasına bağlı. Bu nedenle değil mi ki üç gün önce AB Bosna''ya vizeyi kaldırma kararı aldı. Yeter ki Türkiye de kozlarını iyi oynayabilsin. Terör de biter, para da gelir.
Ama giden canlar, öldürülen insanlar geri gelmeyecektir.
