|
655 bin kişinin katilini kimler yargılayacak?

Bugün yapılacak ABD seçimleri için kaç bin Iraklının daha ölmesi gerekiyor? İnsanlığa karşı işledikleri suçlardan insanlığın vicdanında mahkum olanlar bir başkasını insanlık suçundan yargılayabilir mi? Ellerinde yüz binlerce insanın kanı olan bir cinayet şebekesi, hangi toplumun haklarını savunabilir? Hangi masumun vicdanını rahatlatabilir? Kötülüğe daha büyük kötülükle, cinayete daha çok cinayetle, katliama daha acı katliamla, insanlık suçuna daha çirkin insanlık suçuyla karşılık veren hangi toplum iflah olur?

Saddam Hüseyin''e idam cezası verildi. Asılarak öldürülecekmiş. Burada Saddam''ı savunacak değiliz. Kötülük her zaman kötülüktür. Cezasını bulur, bulmalıdır da. Ama daha büyük kötülükleri örtmek için toplumların acılarının istismar edilmesini anlayabilmek, rüzgara kapılmadan gerçekleri görebilmek ve adalet duygusunu ayakta tutabilmek için bazen zor olanı söylemek gerekiyor.

Saddam''ın yakalanması da, yargılama süreci de, idam kararı da ABD''nin Irak''taki durumuna ve iç politikasının seyrine göre gelişti. Irak''ta zor durumda kaldığı zaman, iç politikada sıkıştığı zaman bu yöntemleri deneyen Bush yönetimi, yarınki seçimlerin dışında Irak''ta bu sefer gerçekten çok kötü durumda ve giderek kaybediyor.

Mesela şu tabloya bakalım: Resmi açıklamalara göre Irak''ta ölen ABD askeri sayısı 2 bin 790. Bağımsız kaynaklara göre bu sayı 15 bini aşıyor. Direniş kaynaklarına göre 25 bini aşkın ABD askeri öldü. Arapça haber kaynaklarının verilerine göre ise sayı 33 bin 693. Özellikle son iki ayda Irak neredeyse tamamen ABD''nin elinden çıktı. Güneyi Şiiler, Kuzey''i Kürtler, orta Irak''ı da Sünni direnişçiler kontrol ediyor. ABD''de ise çekilme takvimi tartışılıyor. Ülke bir daha toparlanamayacak halde bölündü. Şimdi bölünmenin resmileşmesi bekleniyor.

Saddam için kurulan mahkeme yasal değil. İşgal güçleri ve kuklaları tarafından yönetiliyor. Slobodan Miloseviç gibi bir uluslararası mahkemede yargılanmadı. Mahkemeyi yönetenlerin bazıları şu anki mezhep katliamından sorumlu isimler. Bazıları ise ölüm mangalarının yöneticileri.

Uluslararası yargı süreci ve uluslararası hukuk, mesela Cenevre Sözleşmesi uygulanmıyor. Son derece keyfi bir mahkeme. İntikam duyguları ile bir yargılama yapılıyor.

Savunma hakkı verilmedi. Avukatları öldürüldü. Tanıklar tehditle ve cinayetlerle sindirildi. Avukatlarından Hamis el Ubeydi 21 Ocak 2006''da, Sadun el Cenabi Ekim 2005''te, Abdüzzübeydi Kasım 2005''te öldürüldü. Saddam''ın savunmasıyla bağlantılı dokuz kişi öldürüldü.

Bağdat sokaklarında ve ülkenin bir çok bölgesinde kan ırmakları akarken, ülke alev alev yanarken ellerini kımıldatmayan Iraklı yöneticiler, katliamı daha da artırmak için bütün çirkinliklerini sergileyenler, yarın kendilerinin de aynı şekilde yargılanacaklarını düşünmeden adalet dağıtıyorlar! Caniler, hırsızlar, ırz düşmanları, kitlesel katliamdan sorumlu isimler adalet dağıtıyor, bir başkasını yargılıyor.

Mahkemedeki iddiaların büyük çoğunluğu gerçek verilere dayanmıyor. Alabildiğine abartılan rakamlar birer propaganda malzemesinden başka bir şey değil. Kimseyi incitmek istemiyorum ama Halepçe katliamı ve idam kararına gerekçe olan Duceyl katliamından sonra görülecek Enfar Katliamı ile ilgili rakamlar gerçeği yansıtmıyor. 1986-89 tarihlerinde gerçekleşen Enfal operasyyonunda 200 bin Kürt''ün öldüğü iddia ediliyor. Ama katliamla ilgili tarafsız bir araştırma yok. Human Rights Watch''ın iki uzmanının yaptığı bir araştırma var, o da rakamı 50 bine kadar düşürüyor. Amnesty, sadece 17 bin kişilik bir isim listesi belirleyebildi. Düceyl''de Saddam''a suikast yüzünden yapılan katliamla ilgili iddialar daha o zaman The New York Times gazetesi tarafından yalanlanmıştı.

Rakamlar çok önemli değil, suç suçtur. Bir kişi bile olsa. Ama şunu söylemek geliyor insanın içinden: ABD, İngiltere, müttefikleri ve içerideki kuklaları üç buçuk yılda aynı yerde 655 bin sivili öldürdü. Medya neden bundan söz etmiyor? Onlar insan değil mi? Bu suçu işleyenler nasıl başka suçları yargılayabilir? Bu bir soykırım değil mi?

Karardan sonra ülkede çok keskin ve kanlı bir iç savaş yaşanacak. Kararın uygulanması zor ama artık ipler koptu. Şii, Sünni ve Kürtler asla bir arada yaşayamayacakları gibi, onlarca yıl sürecek çatışmalar izleyeceğiz.

Mayıs 2005''te telaşla Irak''a giden Donald Rumsfeld, Bağdat havaalanındaki hücresinde, direnişi durdurma karşılığında Saddam''a ve ailesine güvenlik ve ekonomik destek taahhüt etti. Reddedilmeseydi bugün mahkeme bile olmayacaktı. Aynı Rumsfeld''in yıllar önce silah satmak için Bağdat''ta Saddam''la yaptığı görüşmenin resimlerini hatırlayalım.

Bu bir tiyatro. Masumların cesetleri üzerinde oynanan bir oyun. Bugün sevinç çığlıkları atanlar yarın kendilerini sanık sandalyesinde bulacaklar. Saddam''ın kaderini yaşayacaklar. Bugün sırtını ABD''ye verip sırıtanlar yarın Saddam gibi yalnız kalacak. Ve bugün on binlerce kurban üzerinden işgal politikası uygulayanlardan yarın 655 bin insanın hesabı sorulacak. Saddam da kendini idama götüren suçları ABD ile birlikte işlemişti. Şimdi ortakları onu yargılıyor. Yarın, ABD''nin bugünkü ortaklarını yargılayacaklar. Kim mi dersiniz? Birkaç yıl daha bekleyelim, göreceğiz!

٪d سنوات قبل
655 bin kişinin katilini kimler yargılayacak?
Kara dinlilerle milletin savaşı
FETÖ’cü Atatürkçüler bunu da yaptı
İsrail ordusunun yabancı askerleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?