|
Barzani K. Irak"a müdahale mi istiyor?

Mesut Barzani; “Türkiye Kerkük''e karışırsa biz de Diyarbakır ve diğer şehirlere karışırız. Askeri güçlerinden korkmuyorum. Askeri güçleri ne kadar güçlü olursa olsun, Saddam''ınkinden daha güçlü olmayacak. Eğer, oradaki birkaç bin Türkmen namına Kerkük konusuna karışma hakkını kendilerinde görüyorlarsa, o takdirde biz de Türkiye''deki 30 milyon Kürtle ilgili karışırız” sözleri ile Türkiye''yi Kuzey Irak''a askeri müdahale için provoke mi ediyor? ABD kaynaklarından, “Türkiye girerse ABD askeriyle karşılaşır” hatta “Kürt güçleri Türk askerine karşı başarılı olur” şeklindeki tahriklerle birleştirilince nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?

Hatırlayalım:

Aynı açıklamayı daha önce DTP Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Aydoğdu yapmış, “Kerkük''e yapılan saldırıları Diyarbakır''a yapılmış sayarız” demişti. Bu sözler, Türkiye''ye yönelik en ağır ifadeler oldu. Öyle ki, bu çevrelerin, artık kendilerini Türkiye''ye ait hissetmediklerinin, içerideki yabancı güçler olarak kendilerini yeniden tanımladıklarının, siyasi geleceklerini Kuzey Irak''la birlikte gördüklerinin kanıtı oldu.

Süphesiz bu cesaret sadece Kuzey Irak''ta oluşturulan yönetimden alınmıyor, ABD''nin hem Türkiye hem İran hem de Suriye''deki Kürtleri harekete geçirmeye yönelik çalışmalarından da besleniyor.

Bu çalışmalar Kürtleri bölgenin kurucu unsurları olan Türklerle, Araplarla, Acemlerle keskin bir düşmanlığa doğru sürüklüyor. PKK ve PJAK''ın bu üç ülkeye karşı nasıl bir kart olarak kullanıldığını tekrarlamaya gerek yok. Kuzey Irak, ABD/İngiliz emperyal hırsları için üç unsuru da tahrip edecek bir misyonla ödüllendiriliyor. Bu yabancılık, kimlerin yararına o ayrı bir konu ama vakıa bu. Süreç, Kürtlerle üç unsurun kaderini bir daha birleşemeyecek şekilde ayrıştırıyor.

Aynı dönemlerde Türkiye''deki tartışmaları hatırlayalım. Hükümetle Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı arasındaki görüşme-görüşmeme polemiğini… Başbakan Tayip Erdoğan, “iki tarafın da hayrına ise neden görüşmeyelim” derken Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “İnsanlar düşmanlarıyla bile konuşuyor” diyerek Barzani ve Talabani ile görüşebileceğini söyledi. Genelkurmay Başkanı''nı ise, “PKK''ya açık destek veriyorlar neden görüşelim” şeklinde karşı çıktı.

Diyalog krizi, bir önceki MGK toplantısıyla aşıldı. 24 Şubat''taki MGK toplantısından siyasi çaba kararı çıktı. Toplantıda; “Kuzey Irak''tan yönelen terör tehdidinin ve Kerkük''ün statüsüne ilişkin uyuşmazlığın Irak''ta yarattığı istikrarsızlık ve gerilimin aşılabilmesi amacıyla siyasi ve diplomatik çabaların yoğunlaştırılması” kararı alındı.

Diyalog polemiği, MGK kararına hükümetin dediği gibi yansıdı. Dünyada “Türkiye Kuzey Irak''a girecek” tartışmalarının yapıldığı, Barzani''nin bugünküne benzer hırçınlıklarının devam ettiği, içeride Barzani ile aynı dili kullananların seslerini yükselttiği, iç kamuoyunda operasyon beklentilerinin yoğunlaştığı bir dönemde bu karar, hem Türkiye hem de Kuzey Irak''ın menfaatine olan, doğrudan görüşmelere kapı aralayan ve muhtemelen de seçimlerden sonra ciddi girişimlere sahne olacak önemli bir karardı. Irak''ın işgalinden bu yana ilk kez bu denli samimi bir ortam oluşmak üzereydi.

Hem de ABD''nin PKK konusunda Türkiye ile işbirliği yapmadığı, İran''ın K. Irak''a operasyonlar yaptığı bir dönemde. İran Devrim Muhafızları Komutanı General Yahya Rahim Safavi''nin, “Eğer Irak hükümeti sınır bölgesindeki, yabancılara bağlı silahlı İranlı militanları ülkeden atmazsa Devrim Muhafızları bunları sınır ötesinde yakalama hakkını saklı tutmaktadır” dediği bir dönemde. İran Meclis Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Hamit Rıza Hacıbabai''nin; “Bugün bize yapılırsa yarın sıra Türkiye''ye gelir” dediği bir dönemde.

Peki böyle bir sükunet döneminde Barzani''deki bu hırçınlığın anlamı ne? Kişisel ufuksuzluğu mu? Yoksa Irak''ın komşularının etkinliğinin artmasının Kuzey Irak''ın hareket alanını daraltacağı korkusu mu? Elinden bir şeyler kayıp gidiyor da ondan mı veryansın ediyor? Yoksa birileri adına yapılan bir tahrik mi?

Irak''a verilen nota ve bağlı gelişmeler, süreci tam tersine çevirdi simdi. Askeri müdahale tartışmaları yeniden başladı. Dünkü MGK toplantısının da ana gündemi olan krize karşı Ankara''dan yükselen tepki, her ne kadar ölçülü olsa da, bir süre sonra bu soğukkanlılık kaybedilebilir.

Şimdi tekrar düşünelim: PKK mı Barzani mi? Türkiye''nin üzerinde durması gereken güç PKK mı Barzani mi? Türkiye''de daha çok PKK''nın mı dediği oluyor Barzani''nin mi?

Çatışmaya yatırım yapanlar, ABD''nin saldırgan tutumundan güç devşirme yoluna giderse, intihar yolunu seçmiş olacak. Hem kendi halkına hem de bütün bölgeye çok acı yaşatacak. Irak bölündü. Türkiye''nin, İran''ın, Suriye''nin bölünmesinde de rol üslenmeye çalışanlar, bölgesel krizden medet umanlar bugünkü kazanımlarını kaybedebileceklerini de düşünmeli.

17 yıl önce
Barzani K. Irak"a müdahale mi istiyor?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti