|
Bir Duvar, bir yalan: Daha ne diyebilirim!

Şii ile Sünni dünya arasındaki derin bölünme, mezhep çatışması yaşanan Irak kadar, belki de ondan daha çok, bir başka bölgede kendini gösteriyor. Bir duvar hikayesinde. Medeniyetler arası düşmanlık, kültürlerarası ayrışma gibi çatışma alanlarının dışında, medeniyetler kendi içinde çatışacak tezi bir duvarın hikayesinde kendini ortaya koyuyor artık.

12 Nisan 2006''da bu köşede o duvarın hikayesini yazmıştım. Yazının yayınlandığı gün, Suudi Arabistan Büyükelçiliği''nden bir açıklama geldi. Yayın yönetmenimiz Mustafa Karaalioğlu''na hitaben yazılan açıklama şöyle: “Gazetenizde 12.04.2006, Çarşamba günü Sayın İbrahim Karagül''ün kalemi ile “Bir bu eksikti! Şii-Sünni duvarımız da olacak artık!” başlığı ila yayınlanmış yazı konusunu tekzip eden S. Arabistan Krallığı İlgili Makamları''nın açıklaması ekte bilginize sunulmuştur.” Ekte ise, Krallık İçişleri Bakanlığı''nın Sözcüsü''nün ağzından “Güvenlik Duvarı” planı olmadığı net bir şekilde ifade ediliyordu.

Dün Hürriyet gazetesinde yer alan bir haber, Duvar hikayesinin yalanlandığı gibi değil, benim yazdığım gibi olduğunu netleştirdi. Ama tam yedi ay sonra. Habere göre Suudi yönetimi, “İslamcı militanlar”ın sızmasını önlemek için Irak sınırına 900 kilometrelik duvar örmeye hazırlanıyor. O zamanki yazım İçişleri Bakanlığı tarafından yalanlanmıştı. Ama bu sefer bilgiyi aynı İçişleri Bakanı Prens Nayef veriyor. “Askeri karakollar ve gözlem noktaları içeren dev proje, 12 milyar dolara malolacak. Çalışmalar önümüzdeki yıl başlayıp 5-6 yıl sürecek. Tel örgü mü yoksa İsrail''in ördüğü 670 kilometrelik ''Utanç Duvarı'' gibi mi olacağı henüz netleşmemiş.” Teknik ayrıntılar bir tarafa. Amacı ve siyasi hedefi bana göre “militan sızması”nı önlemenin çok ötesinde. Anlamını o gün yazmıştım, tekrar edeyim:

“Çin Seddi''nden Orta Çağ''ın burçları yıldızlara uzanan kalelerine, Berlin Duvarı''ndan İsrail''in Filistin topraklarını çalmak için planladığı Utanç Duvarı''na kadar, şehirleri, ülkeleri, milletleri bölmek için nice kalın duvarlar inşa edildi. Berlin Duvarı dünyanın ikiye bölünmüşlüğünün simgesiydi. Dünya iki kamp arasında kalmanın sayısız trajedisini yaşadı. Soğuk Savaş döneminde ülkeler arasındaki ideolojik kamplaşma, akraba milletler ve topluluklar arasında görünmeyen sayısız duvar inşa etti. Ulusal sınırlar Çin Seddi kadar kalın, Çin Seddi kadar uzun ömürlüydü. Ama elli yıl sonra darmadağın oldu. Türkiye ile Suriye arasındaki “duvar”ın, sınırda değil, zihinlerimizde olduğunu, gönüllerimizi ayırmak için inşa edildiğini ancak birkaç yıl önce fark ettik. Suriye/Irak arasında sınır çizgisi yoktu. Şam''ın bizim şehrimiz olduğunu, Bağdat bombalanırken içimizden bir şeylerin kopup gittiğini, İsfahan''ın kaderinin İstanbul''la birlikte yazıldığını gördük.

21. yüzyıl medeniyetler, kimlikler, kültürler ekseninde ve yine güvenlik merkezli olarak dünyayı yeniden duvarlarla parçalıyor. İsrail''in Utanç Duvarı bunun ilk örneği idi. ABD Meksika sınırında duvar inşa ediyor. Rusya Çeçenistan sınırında duvar inşa edecek. Ama bizi en çok üzen, şaşırtan ve korkutan S. Arabistan''ın Irak sınırı boyunca duvar inşa etme kararı oldu. Riyad yönetimi, Irak''tan gelecek “terör”ü önlemek için sınır boyunca 900 kilometrelik duvar inşa etme kararı aldı. Milyonlarca dolara malolacak “duvar” için ihaleler açıldı. Resmi gerekçe, El Kaide sızmasını önlemek. İki hat halinde inşa edilecek duvarın gerçek amacı ise Şii yayılmasını durdurmak.

Tarihte ilk kez Müslümanlar kalın duvarlarla birbirinden ayrılıyor. ABD ve müttefiklerinin yeni Ortadoğu dizaynı, İslam dünyası ve Müslümanları yeniden kamplara ayırıyor. 20. yüzyılda ulusal sınırlarla onlarca devlete bölünen Ortadoğu halkları şimdi yine etnik ve mezhep farklılığı ile çok daha derin ve tehlikeli şekilde karşıt cepheler şeklinde konumlanıyor.

Irak''taki mezhep çatışması bu amaçla çıkarıldı. Şii-Sünni krizi Pakistan''dan Lübnan''a uzanacak şekilde provoke ediliyor. Bir taraftan Şii kuşak oluşturulurken diğer taraftan Sünni refleks için bölgesel planlamalar yapılıyor. Bu süreç, yarın Afganistan/İran arasında, Lübnan topraklarında, Ürdün/Irak topraklarında, Irak''ın orta yerinde, Bağdat''ı ikiye bölecek şekilde yeni duvarlara öncülük edecek. Belki Türkiye/İran arasında da benzerleri olacak. Belki Suriye''nin parçalanmasıyla yeniden çizilecek sınırlar duvarlar kadar kalın ve aşılmaz olacak.

Bu coğrafyanın “akıllıları” Irak''ta planlanan mezhep çatışmasını hâlâ anlamadı. Neden planlandığını, sonuçlarının nerelere uzanacağını kavrayamadı. Çatışmanın bir çok ülkeyi parçalara ayıracağını göremedi. Krizi yayılmadan dondurmak mümkünken, Şiiler''in ve Sünniler''in “akıllıları” aptalca denemelere giriştiler. “İçimizdeki beyinsizler” bu haldeyken başkalarının bu topraklarda bir şeyler yapmasına gerek var mı? Türkiye, S. Arabistan, Ürdün ve Mısır''ın yanlış adımları, İran''ın ihtiraslarıyla birleşince ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.

Ne olacak? Şii blok ile Sünni blok bu yüzyıla damgasını vuracak çatışmaların içine çekilecek. Yeni savaşlar, yeni bölünmeler, yeni trajediler... Hangi devlet kendini duvarlarla koruyabildi? Bu duvarların kaç yıl ayakta kalacağını sanıyorlar? 21. yüzyıl için buldukları tek çözüm yolu bu mu?”

Daha ne yazayım!..

٪d سنوات قبل
Bir Duvar, bir yalan: Daha ne diyebilirim!
Saldırgan hayvanların öldürülmesi meselesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?