|
Bunların hesabını kim verecek

O bir savaş tüccarıydı. Soğuk savaş döneminin çatışmacı dünya görüşüne sahip, Amerika''nın küresel imparatorluk düşleriyle yaşayan, güvenlik stratejilerinden başka hiçbir şeye inanmayan, ekranlarda kendinden emin ifadelerle Irak işgalinin haklılığını iddia eden, faşist eğilimlere sahip bir neocondu. Silah ve petrol lobisinin en etkin isimlerinden biriydi. Askeri endüstriyel kompleksin yarattığı bir oyuncuydu. Irak ve Afganistan işgallerinin mimarlarından biriydi.

O bir insanlık suçlusuydu. Savaş suçları nedeniyle hakkında soruşturmalar başlatılan, davalar açılan biriydi. Irak ve Afganistan''da işlenen savaş suçlarının, insanlık suçlarının hepsinin altında imzası vardı. Kabil havaalanı ve Bağram''daki üslerde işkence ile öldürülen kişilerden o sorumluydu. İşgal sırasındaki sivil katliamlardan, kitlesel ölümlerden, ölçüsüz şiddetten o sorumluydu. Kunduz''da esir alınan 8 bin 500 kişinin korkunç kaderinden o sorumluydu. Cenk Kalesi''nde katledilen yüzlerce kişiden, Mezar-ı Şerif''e varamadan katledilen binlerce esirden, Şibirgan cezaevinde katledilen binlerce esirden, kurbanların gömüldüğü toplu mezarlardan o sorumluydu. Amerikan askerlerinin boyunlarını kırarak, üzerlerine asit dökerek, çöle götürüp kurşuna dizerek öldürdüğü esirlerden o sorumluydu. Bunlar olurken; onların haydutlar olduğunu, insan olmadıklarını, yaşamayı hak etmediklerini söyleyen de oydu.

Ebu Gureyb''deki işkence ve tecavüzden de o sorumluydu. Ebu Gureyb gibi onlarca işkence merkezinden, kadın ve çocukların bu merkezlerde yaşadıklarından, binlerce insanın istif edildiği esir kamplarından, buralardaki toplu infazlardan o sorumluydu. CIA''nın gizli uçaklar projesinden, dünyanın her yanındaki ABD askeri üslerinin işkence merkezlerine dönüştürülmesinden, esir kampları haline getirilmesinden, küresel düzeydeki insan kaçakçılığından, bir çok ülkenin hava sahasını istismar eden işkence uçuşlarından, okyanuslarda dolaştırılan işkence gemilerinden o sorumluydu.

İşgalin çirkin yüzüydü o! Irak''ta yaşananların çirkin yüzü… Amerika''nın Irak''ta tatmak zorunda kaldığı hezimetin de sorumlusuydu. Gurur ve kibirle işgal askerleri arasında verdiği pozlar onu kurtaramadığı gibi, ellerindeki kanı, kafasındaki çirkinlikleri de gizleyemedi.

Donald Rumsfeld. ABD''nin Savunma Bakanı. Şimdi istifa ettirildi. George Bush yönetimi, onu görevden alarak hezimeti gizlemeye çalışıyor. Yaptığı kötülüklerle kaldı. Sadece o değil, bu bölgede Amerika da kaybetti, etmeye de devam edecek.

Rumsfeld''den ne farkı var?

İnsan ırkına karşı işlediği bu suçlar elbette yakasını bırakmayacak. O bu kadar kötü biriydi. Ama kötülük onunla sınırlı değildi. Bush yönetimi, neo-conlar, dünyayı savaş alanına çeviren ideolojik çetede yer alan herkes onun kadar suçlu. Bir çoğu somut olarak savaş ve insanlık suçlarından sorumlu tutuluyor. Ara seçimlerde alınan yenilginin faturasını Rumsfeld''e ödettiler. Ama bu istifa Bush yönetimini aklamayacak. Kayıpları durduramayacak. Çünkü yönetim, tam bir kötülük abidesi. Hepsinin elinde bu coğrafyada yaşayan insanların kanı var, acısı var. Kötülüklerden vazgeçmek niyetinde değiller. Hezimetten ders alma niyetinde değiller.

Yerine atanan Robert Michael Gates''in Rumsfeld''den hiç de farkı yok. Hayatı boyunca CIA''ya çalıştı, neocon ekipten, soğuk savaşçı, Bush''un güvenlik ekibinden, iki yıl CIA başkanlığı yaptı. Zbigniew Bzrezinski''nin yardımcılarından. Sovyetler ve Asya uzmanı. Nixon, Ford ve Carter yönetimleriyle çalıştı. Ronald Regan ve Baba Bush döneminde kritik görevlerde bulundu. Bush ailesine yakın bir neocon. İlginç bir işi daha var. Birkaç ay önce dışişleri eski bakanı James Baker başkanlığında oluşturulan Irak Gözlem Grubu''nun bir üyesi. Bu ekip, ülkenin parçalanmasını önermeye hazırlanıyor şimdi. Daha da önemlisi Latin Amerika''daki örtülü operasyonlarda elleri kirlenenlerden biri. İran-Contra skandalının da merkez isimlerinden.

Rumsfeld''den ne farkı var? Hiç. Belki daha da kötü bir isim. O da bir kötülük abidesi. Gelen gideni aratacak gibi. Yani, değişen bir şey yok. İstifa ve yeni atama göz boyamadan başka bir şey değil. Bu ekip durdurulamazsa, yıkımlar devam edecek. Tabi bu şiddete karşı dünya Amerika karşısında saf tutmaya da.

17 yıl önce
Bunların hesabını kim verecek
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’