|
CIA mı kaçırdı Mossad mı?

İranlı General Ali Rıza Asgeri''nin kaçırılması dünya çapında bir krize dönüşmek üzere. Şimdiden İran, ABD, Irak, İsrail, Suriye ve Türkiye''yi içine alan operasyonda son olarak Avrupa ülkelerinin de adı geçmeye başladı. Asgeri''nin CIA ve Mossad tarafından mı kaçırıldığı yoksa kendisinin bu istihbarat örgütleriyle işbirliği mi yaptığı hâlâ belli değil.

Ancak iki ihtimalle de ortada karmaşık bir istihbarat operasyonu, adam kaçırma operasyonu olduğu ortada. Üç gün İstanbul''da kaldığı söylenen Asgeri, Türkiye''den kaçırılmışsa, CIA ve Mossad''ın en ciddi operasyonlarından biri olarak tarihe geçecek. Yok, Irak''ta anlaşma yapılmış ve işbirliği içinde önce Türkiye''ye sonra da bir Avrupa ülkesine gönüllü olarak kaçırılmışsa da yine son derece kapsamlı bir istihbarat operasyonu olarak tarihe geçecek.

Asgeri''nin Türkiye''ye geldiği belli ama çıktığı belli değil. Belki başka bir pasaportla çıkarıldı, belki Asgeri adıyla bir başkası pasaportla Türkiye''ye girdi, kendisi de başka yollardan götürüldü.

İran''ın araştırmaları, Türkiye''nin incelemesi, ABD ve İsrail''in resmi yaklaşımı Asgeri konusundaki sırrın çözümü için bir ipucu vermiyor. İsrail''in resmi yaklaşımı, Savunma Bakanı Amir Peretz''den geldi. Tabiî yalanlama olarak. ABD basını ise, İran''ın tam aksine Asgeri''nin işbirliği yaptığını iddia ediyor.

Türk medyasının iddia ettiği gibi, ABD''nin Bağdat''ta hedef aldığı Muktada Sadr''ın İran''a kaçırılmasına karşı Asgeri''nin de ABD tarafından kaçırıldığı tezi çok güçlü değil. İran ve Sadr kaynakları, Muktada''nın hâlâ Irak''ta olduğunu söylüyor. Son olarak Sadr, bütün Iraklılara ABD ve İsrail''e karşı savaşmaları ve mezhep ayrılığına düşmemeleri çağrısı yaptı. ABD''nin de derhal Irak''ı terk etmesini istedi.

Tekrar İsrail''e dönelim: İranlı generalle ilgili bilgiler öncelikle İsrail tarafından medyaya sızdırıldı. Bu durum, şüpheleri daha çok İsrail üzerinde yoğunlaştırıyor. Hem İsrail basını hem de istihbarata yakın kaynaklar, Asgeri''nin kimliğinden nasıl kaçırıldığına dair bilgiler aktardı. Şöyle:

İranlı generalin Lübnan''daki Hizbullah''ın kurucusu olduğu, İsrail''e karşı saldırıları örgütlediği, İsrailli pilot Ron Arad''ın 1986''da esir alınması, Emel militanlarından Hizbullah''a oradan da İran''ın eline geçtiği iddialarıyla gibi. Hatta Asgeri''nin 1983''teki meşhur Beyrut saldırısını organize ettiğini öne sürüyor İsrail kaynakları. Ekim 1983''te Lübnanlı bir kızın ABD askeri üssüne bombalı araçla düzenlediği saldırıda, 243 Amerikalı deniz piyadesi öldürülmüştü. ABD Lübnan''ı terk etmek zorunda kaldı. Aynı gün Beyrut''taki Fransız askeri üssüne düzenlenen saldırıda ise 58 Fransız askeri öldü. Eğer böyleyse Asgeri onlar için bir suçlu ve işbirliği yapması mümkün değil.

Asgeri''nin ayrıca, İran''ın son yıllardaki savunma alanındaki yenilikleri, özellikle nükleer sırları, Lübnan''daki çalışmaları, Irak içindeki gücü ve operasyonlarıyla ilgili çok önemli bir kaynak olduğu belirtiliyor.

Bu iddialardan hareketle İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi, İran istihbaratının karşı saldırıda bulunabileceği gerekçesiyle dünya genelinde alarma geçti. Ürdün, Mısır ve Fas''taki İsrail vatandaşlarına derhal bu ülkeleri terk etme çağrısı yaptı.

Türkiye olayın tam merkezinde. ABD ve İsrail istihbaratı ile işbirliği yapıp yapmadığı, en azından bazı unsurların operasyonda görev alıp almadığı bilinmiyor. Bazı kaynaklar, ABD ve İsrail''in Türk gizli servisinden yardım aldığını iddia ediyor. Özellikle Türkiye-Kuzey Irak-İsrail hattında görev yapan, ABD ve İsrail istihbaratı ile birlikte çalışan, yakın dönemde İsrail''e giden, yine yakın zamanda ABD''ye gidecek olan bazı kişilerin bu operasyonda rol almış olabileceğine ilişkin spekülasyonlar var.

Türkiye, bir yandan soruşturma yürütürken diğer taraftan Asgeri''nin işbirliği yaptığı, İran''ın Irak, Lübnan ve Suriye''deki çalışmaları hakkında bilgiye sahip olduğunu düşünüyor. Bu yönüyle operasyon giderek Türkiye''yi zor durumda bırakacak bir hal alabilir. Hatta Asgeri hâlâ Türkiye içinde bir yerlerde tutuluyor da olabilir.

Ama her halükarda bölgedeki ABD ve İsrail hedefleri ciddi tehdit altında olacaktır. Bilgiler, generalin kimliği ABD''den çok İsrail istihbaratını öne çıkarıyor. İki ülke, ister kaçırılsın isterse işbirliği yapsın, İran''ın savunma ve nükleer gücüne yönelik politikalarını Suriye, Afganistan, Pakistan ve Sudan''da da görev yapan Asgeri''den edinecekleri bilgiler üzerine şekillendirecektir. Peki neler öğrenmiş olacaklar?

İran''ın son yıllarda savunma alanında elde ettiği gücü. Nükleer çalışmalarıyla ilgili gizli bilgileri, Lübnan ve Hizbullah''la ilgili çalışmalarını, Suriye ile ittifakın ve dayanışmanın boyutlarını, Irak içindeki bağlantılarını ve gücünü, olası ABD-İsrail karşısında nasıl karşılık vereceğini… Bütün bunlar ABD ve İsrail için çok ciddi kazanımlar olacak. Tabiî İran için büyük bir zaaf teşkil edecek. Bakalım İran''ın buna cevabı ne olacak?

17 yıl önce
CIA mı kaçırdı Mossad mı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi