|
En sıcak iki ay!

Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) eski başkanı General Hamid Gül; "Amerika'nın İran ve Suriye'ye Ekim ayında saldıracağını" iddia ediyor. Ona göre iki ülkeye yönelik saldırı eşzamanlı olacak ve Ekim'de kesin olarak başlatılacak. Pakistan'ın ve Müslüman ülkelerin acizliğini kınayan Gül; bugünkü savaş senaryosuna göre ABD ve İsrail'in Lübnan'da siyasi ve askeri olarak inisiyatifi kaybettiğini, kitlelerin bu iki ülkeye karşı bloklaştığını, İsrail'in kara saldırılarını yakında durdurmak zorunda bırakılacağını ancak korkunç hava saldırıları yapacağını belirtiyor. Gül'ün bir diğer iddiası ise şu: İran ve Suriye'den sonra Suudi Arabistan, ardından da Pakistan aynı kaderi paylaşacak.

Başka kaynaklar da; ABD'nin İsrail'e böyle bir plan sunduğu, Suriye'ye karşı bir "Ekim Sürprizi" hazırlandığı, Ehud Olmert kabinesinden bazılarının önerinin reddedilmesini istediği, gerekçe olarak Saddam'ın kitle imha silahları gösterileceği, Negev Çölü'nde birkaç aydır hazırlıklar yapıldığı, ABD/İsrail istihbaratının Suriye topraklarına girerek daha önce hazırlanmış senaryoyu uygulayıp kitle imha silahlarını bulacağı iddia ediliyor.

Gül'ün iddiası yeni değil. Bu, Afganistan işgalinden bu yana uygulanan savaş stratejisinin, yeniden dizayn stratejisinin bir kez daha hatırlatılması. Hesapları bozan, erteleyen Irak direnişi ve Hizbullah'ın beklenenden daha çetin çıkması dışında, hiçbir şey bu senaryonun dışında gelişmedi. Elbette Lübnan savaşı Hizbullah'la sınırlı değil. Elbette Suriye'ye saldırı olacak. Elbette İran'a yönelik oldukça tehlikeli senaryolar uygulanacak. Bunlar kesin. Sadece zaman ve yöntem tartışılabilir. Ve en önemlisi, giderek güçlenen bölgesel reaksiyonun bu senaryoyu nasıl paramparça edeceği konusunda öngörülerde bulunulabilir.

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde ortaya atılan hiçbir iddia, öngörü temelsiz değil. BOP'un Türkiye'de tartışılma biçimi çok yanlıştı, yanıltıcıydı. Askeri bir proje olduğunu, güvenlik eksenli bir proje olduğunu, demokrasi ve özgürlüklerle hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, harita taslaklarını gerçeğe dönüştüren bir amaca hizmet ettiğini söyleyip durduk. Ama hep başkalarına kulak verildi. Lübnan'da yaşananlara ister askeri ister siyasi gözlükle bakılsın. İki halde de Lübnan dışına taşacak senaryo görülecektir. İsrail Lübnan'ın doğusunu, Suriye sınırlarını bombalamaya, Suriye-Lübnan bağlantısını kesmeye, sınır bölgelerini boşaltmaya, boşaltılan yerleri Suriye'ye karşı mevzilere dönüştürmeye çalışıyor.

İsrail Savunma Bakanlığı, sınırın Suriye tarafından patlama haberleri veriyor. Yorumu şu: "Hizbullah, Suriye'yi İsrail'le savaşa kışkırtmak, savaşın içine çekmek için provokatif patlamalar yapıyor!" Ne kadar gerçekçi bir tahmin! Propaganda aygıtı böyle çalışıyor işte!

Suriye'nin BM Temsilcisi Beşşar Caferi, Washington ve Tel Aviv'in Suriye'ye saldırı için bahaneler ürettiğini söyledi. 1973 Arap-İsrail savaşında işgal edilen Golan Tepeleri'nin Suriye tarafındaki Quneytra, Şam'ı savaşa çekmek için her türlü oyunun oynanacağı bir bölge. "Lübnan'a silah taşıyor" iddiasıyla vurulacak bir Suriye aracı, ölecek bir Suriye askeri bile çatışmaları başlatabilir. Bir de, Lübnan'ın dışına gelişen bölgesel savaş hazırlıklarına bakalım.

ABD'nin Irak'taki gücünü azaltması bekleniyordu. Tam tersi oldu, Pentagon Irak'a yeni birlikler gönderme kararı aldı. Neden? Suriye'yi Doğu'dan da sıkıştırmak için Irak'taki güçlerini takviye ediyor olmasın! Jerusalem Post gazetesi, Pazartesi günkü nüshasında İsrail ordusunun savaşı Suriye'ye yayma konusunda ABD'den işaret aldığını yazdı.

Lübnan'daki trajediye karşı rezil bir tutum takınan BM Güvenlik Konseyi, İran için toplandı ve tüm nükleer çalışmalarını durdurması için Tahran'a 31 Ağustos'a kadar süre tanıdı. İsrail'in kınanmasını veto eden ABD Temsilcisi John Bolton, İran'ın nükleer çalışmalarının Lübnan'dan daha acil olduğunu söyledi.

Irak'ta bu ihtimali besleyen ilginç gelişmeler oluyor. Bağdat'taki Nuri El Maliki hükümetine karşı darbe hazırlıkları yapıldığı, hükümetin dağıtılıp yerine "Ulusal Kurtuluş Hükümeti" kurulacağı, Anayasanın ve seçimlerin geçersiz kabul edileceği, Güney Irak'ın bağımsız bir devlet olmaya doğru yö-neleceği iddia ediliyor.

Necef'te yetişen Hizbullah lideri Hasan Nasrullah'ın, Ayetullah Sistani, özellikle de Muktada Sadr'ın ailesiyle yakın bağlarına dikkat çekiliyor ve Lübnan saldırısının devam etmesi halinde Irak'ta bir patlama yaşanabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

ABD, Yeni Ortadoğu için beş yıllık işgal planı hazırlamıştı. Beş yılın en sıcak iki ayına giriyor olabilir miyiz?
18 yıl önce
En sıcak iki ay!
Tanklar ve sözcükler
Kürt sorunu ana taşıyıcı olacak...
Bir gece ansızın gelebiliriz, gelebilirsiniz, gelebilirler
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek