|
Gelin Türkiye"yi bu pis işten kurtaralım!

ABD kimseyi işkence yapılan bir ülkeye taşımamıştır, taşımayacaktır. ABD işkence yapmak için hiçbir ülkenin hava sahasını ve havaalanını kullanmaz.” (ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice. 5 Aralık 2005)

Sayısı bile bilinmeyen insanlar Avrupa''dan Güneydoğu Asya''ya, Orta Asya''dan Afrika''ya ve okyanuslara kadar yayılan gizli işkence merkezlerinde hayatlarını kaybederken, Avrupa ve Türkiye hava sahalarında uçan esrarengiz uçaklar “21. yüzyılın köleleri”ni bu merkezlere taşırken ABD Dışişleri Bakanı bütün dünyaya bu yalanı söylüyordu.

ABD Başkanı Geroge Bush ise; “Teröristlerle ilgili en önemli bilgilerin, bunların nerelerde saklandıklarının, neler planladıklarının, yine teröristlerden alınabildiğini, dünyanın çeşitli ülkelerinde CIA''nın sorgulama merkezlerinde bu çalışmanın yapılmış olduğunu, bu kişilerin gizlice elde tutulabileceği, sorgulanabileceği yerlere ihtiyaç olduğunu” söylüyor. Ne zaman? 7 Eylül 2006''da.

1995''lerden bu yana devam eden, Afganistan işgaliyle devasa boyutlara ulaşan, Irak işgaliyle insanlık için tehdit haline gelen ama Ebu Gureyb ve Guantanamo ile kontrol edilebilir noktada tutulmaya çalışılan 21. yüzyıl köle ticaretinin hangi boyutlarda olduğunu yaklaşık dört yıldır yazıp durduk. Kaç yazı yazdığımı hatırlamıyorum bile. Hep yalanladılar. ABD yalanladı, elçilikleri yalanladı, bu “ticaret”e dahil olan ülkeler yalanladı, hava sahasını kullandıran ülkeler yalanladı, topraklarında gizli işkence merkezi kurduran ülkeler yalanladı, insan hakları şampiyonu ülkeler yalanladı ve Türkiye yalanladı. Uluslararası Af Örgütü, bağımsız gözlemciler, bu korkunç “ticaret”in mağdurlarının seslerini duyurmaya, biz de bu sese destek vermeye çalıştık. Şimdi, bu insanlık suçunun en büyük faili, işkence ve katliamların en büyük sorumlusu bizzat itiraf ediyor. Neleri itiraf etmediler ki? Yalanlayıp da sonradan itiraf etmedikleri ne kaldı ki!

Uluslararası Af Örgütü''nün CIA''nın işkence uçakları ve gizli cezaevleriyle ilgili raporundan sonra Avrupa Konseyi''nin 67 sayfalık raporu da her şeyi ortaya koymuştu. CIA''nın terör zanlılarının yasa dışı transferi ve gözaltında tutulmaları için “küresel örümcek ağı'' kurduğu, bu operasyonunda Avrupa Konseyi''nin 14 üye ülkesinin işbirliği yaptığı, Türkiye, İsviçre, Bosna-Hersek, İngiltere, İtalya, Makedonya, Almanya, Polonya, Romanya, İspanya, Kıbrıs Rum kesimi, İrlanda, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin “esir ticareti”nde rol aldığı, Romanya ve Polonya gibi ülkelerde gizli cezaevleri kurulduğu, Norveç''in bu kirli ticarette önemli bir ülke olduğu, karşılığında da Kuzey Irak''tan petrol kuyuları aldığı, kanlı ticaretin Kosova, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan, Mısır, Ürdün, Tayland, Filipinler ve Ortadoğu ülkeleri gibi onlarca ülkeyi kapsadığı, özellikle İsrail ve Ürdün''de insanlığın yüz karası kampların kurulduğu bilinmiyor muydu?

İstanbul, Sabiha Gökçen, İncirlik ve Diyarbakır gibi bölgelerde neler döndüğü, 7 Mart 2005''te İstanbul''dan kalkıp Kopenhag Havaalanı''na inen, 23 saat sonra, İzlanda''ya oradan da ABD''ye giden uçağın kimleri taşıdığı yalanlanmadı mı? 31 Mart 2002''de Spar 2 uçuş plakalı Learjet uçağının İzlanda (Keflavik)-Fransa (Brest-Guipavas)-İtalya (Roma)dan hareketle İstanbul''a gelmesi gibi, kaç uçağın daha Türkiye''ye geldiğine, Güney''deki bazı ülkelerden Türkiye''ye uçuş yapıldığına dair iddialar hep yalanlanmadı mı?

Afganistan''dan alınan bir kişinin Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ya da Doğu Avrupa''da bir yerlere götürüldüğü, Yemen''den alınan kişinin İtalya''ya, İspanya''ya, İngiltere''ye, Almanya''ya ya da Kuzey Afrika ülkelerine götürüldüğü, Tayland, Singapur gibi ülkelerde, Diago Garcia''da, okyanuslarda yüzen gemilerde, ABD askeri üslerinde ne tür insanlık suçlarının işlendiği bilinmiyor muydu? 80 ülkeden 80 bin kişiyi sorgudan geçirenler, CIA''nın bu kirli işleri 24 ülke ile birlikte kurduğu karşı terör merkezi üzerinden yürüttüğünü gizlemeye çalışmadılar mı? Paris''teki merkez karargah, işbirlikçi ülkelerde yapılan ortak gizli operasyonlar, CIA merkezindeki eğitim birimi, hangi ülkeye ne kadar ABD özel birlik mensubu gönderildiği bilinmiyor muydu?

Yalancılara buradan bir çağrı yapmıştım. “Yalanlamayın. Bir süre sonra ABD bütün bunları kabul eder. Siz yalanladıklarınızla kalırsınız. Bu bir insanlık suçu. Bu suçta yer almayın” demiştim. Onlar kendilerine söylenenleri yapmaya devam ettiler. Hadi şimdi konuşun bakalım! Ne diyeceksiniz? “Hayır Bush yanlış biliyor, yok öyle bir şey” mi diyeceksiniz?

İnsanlığın ortak hafızasını hafife almayın! İnsanlık suçlarını hafife almayın! Bir gün yakanıza yapışır, kurtulamazsınız. Tarihin en büyün insanlık suçu bu! Sayısız insanın şu anda nerede olduğu bile bilinmiyor. Yeryüzünün her yanı işkence merkezine dönüştürüldü. Offshore işkence merkezleri ve modern köle ticareti size bir şey anlatmıyor mu?

Gelin bu pis işten kurtulalım. Türkiye''yi bu ayıptan kurtaralım. Çünkü yarın Türkiye topraklarında neler yapıldığını, bu kirli ticaretin altında kimlerin imzası olduğunu, CIA''nın bu ülkedeki sorgu merkezlerine kimlerin izin verdiğini de açıklayacaklar. O zaman sizi kimse düşünmeyecek…

18 yıl önce
Gelin Türkiye"yi bu pis işten kurtaralım!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset