|
"İşkence uçakları"nı neden indirmediniz!

BBC, İsrailli komandoların Kuzey Irak''taki Kürt birliklerini eğittiğine dair önemli bir haber yayınladı. İsrailli uzmanlar bölgeye Türkiye üzerinden geçiyormuş. Aynı bilgiler daha önce de yayınlanmıştı, yeni değil. İsrail reddetmiş, Türk dışişleri bakanlığı ise kabul etmişti. Aynı uygulama 1970''lerde de vardı. Ancak İsralli uzmanlar Türkiye''den değil, Şah yönetimindeki İran''dan Kuzey Irak''a geçiyordu. Tabi silahlar da aynı yoldan bölgeye intikal ediyordu. Şimdi İsrail komandoları Türkiye''den geçiyor, acaba silahlar da geçiyor mu? Gerçi buna gerek yok. Irak ABD, İngiliz ve İsrail denetiminde. Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra asıl konuya dönelim ve biraz kafa karıştırıcı şeyler söyleyelim:

Aynı gün Türkiye ile İran arasında “uçak krizi” yaşandı. Venezuela ziyaretinde İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad''a eşlik eden Dışişleri yetkilileri, Sanayi Bakanlığı uzmanları ile gazetecilerden oluşan 90 kişiyi taşıyan Boeing 707 tipi yolcu uçağı dün sabah 04:00 sıralarında İstanbul Atatürk Havalimanı''na indirildi. Uçağın Türk hava sahasını kullanmasına izin verilmedi. Türkiye''nin Tahran Büyükelçisi Hüsnü Gürcan Türkoğlu, İran Dışişleri Bakanlığı''na çağırıldı ve bu davranış protesto edildi.

Bir ülkenin güvenlik nedeniyle hava sahasında bu tür önlemler almasından daha doğal bir şey olamaz. Ama olay öyle mi? Özellikle İsrail''in Lübnan''a saldırısından sonra çok sayıda İran uçağının Türk hava sahasını kullanmasına izin verilmemesi dikkat çekici. O zamandan beri uygulama aynen devam ediyor. İran uçaklarına kesin sınırlamalar getiriliyor, özellikle Suriye''ye giden uçaklar indirilip aranıyor. Şam''a gitmeye çalışan bazı İran uçakları Diyarbakır havaalanına indirilmiş ve aranmıştı.

Mesela 15 Temmuz''da, İsrail saldırılarının başlamasından üç gün sonra, ABD istihbaratı harekete geçiyor, 19 Temmuz''da Mahrabat havaalanı uydudan kontrol altına alınıyor, 20 Temmuz''da Şam''a gitmek üzere havalanan Ilyushin Il-76 tipi kargo uçağına ABD''nin baskısıyla Türkiye hava sahasını kapatıyor ve Tahran''a geri gönderiyordu. 22 Temmuz''da ise iki İran uçağı Türkiye''de indirilip aranıyordu. Oysa İran, Türk uçak ve helikopterlerine kendi topraklarında PKK''ya karşı askeri operasyonlar için hava sahasını açıyor, çok sayıda Türk askerine Van ve Hakkâri''den Urumiye''ye geçiş izni veriyordu.

Daha önce İran, Suriye ve Irak sınırlarında İsrail''e dinleme üsleri izni veren Türkiye, aslında Lübnan''a yönelik ambargoya çoktan başladı. “Hizbullah''ın silahsızlandırılması”na savaş sırasında başladı. Uluslararası güç, Lübnan''ı çepeçevre kuşatıp kesin bir abluka uygularken Türkiye de İran''dan bölgeye giden uçaklara aynı ablukayı uyguluyor. ABD, İsrail ve müttefikleri İsrail''e askeri yardım koridorları oluştururken, İsrail''e füze taşıyan uçaklar bir çok ülkenin hava sahasını kullanırken, Türkiye İncirlik''ten giden askeri mühimmata izin verirken, Hizbullah''a gidecek diye katı bir hava ambargosu uyguluyordu.

Aynı Türkiye, hava sahasını kullanan CIA''nın işkence uçaklarının hiç birine müdahale etmedi. En son ABD Başkanı George Bush''un itiraf ettiği gizli cezaevleri çerçevesinde hava sahasını, üslerini ABD uçaklarına kullandırttı. Kamuoyundan gelen yoğun tepkilere rağmen bir adım geri atmadı, bu uçakları sorgulamadı, indirip aramadı. Tam aksine, uygulamayı sürekli yalanladı. Tabi kimse inanmadı. Çünkü hepsi yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Ne garip? Mossad timleri Kuzey Irak''ta eğitim verirken, yine Mossad ve CIA''ya bağlı özel birimler, Türkiye''de, Kuzey Irak''ta, Lübnan''da ortak operasyonlar yapıyordu. Savaştan önce de sonra da bölgeye kontrgerilla timleri gönderildi. Hepsi İsrail istihbaratı ile koordinasyon içinde. Türkiye''de de bu koordinasyon devam ediyor.

Türk hava sahasını ABD ve İsrail mi kontrol ediyor? Hizbullah''a yönelik katı ambargo Türk hava sahasında başlarken, aynı hava sahası İsrail''in bütün faaliyetlerine açık. Dahası, karada ortak operasyonlar yapılıyor. Ama Lübnan halkına yardım gider korkusuyla İran uçakları indirilip aranıyor? O zaman biz, açıkça tarafımızı seçtik. Lübnan''a giden Türk askerinin ne yapacağı hemen hemen belirginleşmiş olmuyor mu? Şimdi düşünelim: İsrail Kürt birliklerini eğitiyor. Türk özel harpçileri Mossad''la birlikte eğitim yapıyor. Lübnan''da, Kuzey Irak''ta CIA ve Mossad''la birlikte çalışıyor. Kime karşı? ABD ve İsrail için Türkiye''nin üsleri ve hava sahaları kullanılıyor, silah sevkıyatı yapılıyor. Ama İran uçaklarına; “Hizbullah''a silah gider” korkusuyla ve ABD ile İsrail''in baskılarıyla hava sahası kapatılıyor, uçaklar indirilip aranıyor.

Mesele İran''a yönelik uygulama değil. Burada rahatsız eden şey, kamuoyunun bilgisi dışında ve asla onaylamayacağı şekilde bir gizli ortaklık. Bu ülkenin bütün nimetlerinin İsrail çıkarlarına hasredilmesi…

Madem hava sahamız bütün şüpheli hareketlere karşı kesin kontrol altında, CIA''nın işkence uçaklarından bir tanesini bari indirseydiniz ve bu insanlık suçuna ortak olmasaydınız ya! İsrail''e giden silahları engelleseydiniz ya!

18 yıl önce
"İşkence uçakları"nı neden indirmediniz!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?