|
"Ilımlı Sünni Konsensus": Allah akıl fikir versin!

Ortadoğu''nun ve dünyanın geleceğinde oldukça belirleyici olacak iki önemli gelişme yaşanıyor. Aslında birbirini tamamlayan, geleceğin dünyasını kurmaya çalışanların iki projesi hızla uygulamaya geçiriliyor.

Birincisi; Yeni bir Ortadoğu Ekseni kuruluyor. Türkiye''nin de doğal olarak içinde bulunduğu, ama özellikle Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Lübnan gibi ülkeleri bir araya getirmeyi amaçlayan, özünde ılımlı Sünnilerden oluşan bir Amerikan projesi. 1950''lerin "Bağdat Paktı" benzeri yeni yapılanma. Bir yönüyle Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında olan, diğer yönüyle BOP''un başarısızlığını telafi etmeyi amaçlayan, ama bölge ülkelerini İsrail''le "stratejik konsensus" oluşturmaya yönelten, Arap dünyasındaki İran korkusu üzerine şekillendirilen bir çaba.

Soğuk Savaş''tan hemen sonra tasarlanan, 1995''lerde somutlaştırılan ve Yeni Ortadoğu dizaynına girişen "ABD-Türkiye-İsrail-Ürdün ittifakı"nın bir başka formatı ile karşı karşıyayız. "Bağdat Paktı" Sovyet tehdidini önlemek, bölgeyi ABD ve İsrail''e yakınlaştırmak için kurulmuştu. Şimdi ılımlı ve otoriter Sünni ülkelerden oluşturulan ve "şimdilik" konsensus olarak tanımlanan oluşum öncelikle İran''ı ve Suriye''yi tecrit etmeyi öngörüyor. Ama asıl hedefi çok daha büyük. Radikal İslam tehdidini kontrol altına almak.

Oluşumun dikkate aldığı ciddi bir konu var. Aslında İran-Irak savaşıyla başlayan mezhep eksenli bölünmenin, bölgesel bir savaşa yol açacağı öngörüsü. Irak''taki iç çatışmada da gözlemlediğimiz tehlikenin, İran''ın orantısız güç ve nüfuz el de etmesi halinde bütün bölgeye yayılacağı, Bir "Şii Hilali" oluşmasının aynı zamanda bir çok cephede savaş anlamına geldiği, dolayısıyla İran''ın dizginlenmesi gerektiği düşüncesi hakim. Türkiye dahil, bölge ülkeleri, aslında mezhep farklılığını çatışmaya dönüştüren ABD''nin beslediği canavara karşı ortaya attığı çözüm önerisine yakın. Bu nedenle, ABD-İran krizinin arkasında S. Arabistan ve Mısır gibi bölge ülkelerinin de bulunduğunu söylemeye gerek yok.

İSRAİL-SUUDİ ARABİSTAN PAZARLIĞI MI?

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rise''ın son dönemdeki yoğun temaslarının temelini bu çalışma oluşturuyor. Yine Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, Pakistan Devlet Başkanı Perviz Müşerref ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai''nin son ABD ziyaretlerinin temelinde de bu proje var. Başbakan Tayip Erdoğan''ın ABD ziyaretinde aynı konunun gündemde olup olmadığını bilmiyoruz. Türk-İsrail ekseni ve Büyük Ortadoğu Projesi''nin merkez ülkesi olan Türkiye, yeni "Bağdat Paktı"nın ne kadar içinde?

İsrail-Hizbullah çatışması bu süreci hızlandırdı. Bazı kaynaklar, İsrail-Hizbullah çatışmasının en yoğun olduğu günlerde S. Arabistan''dan üst düzey bir yetkilinin İsrail Başbakanı Ehud Olmert''le görüştüğünü, bu görüşmeden sonra S. Arabistan, Ürdün ve Mısır''ın Hizbullah''a tavır aldığını iddia ediyor.

Yeni "konsensus"un İran ve Suriye''yi tecrit etmek ve genel anlamda radikal İslam tehdidine karşı koymanın dışında çok önemli bir amacı daha var. İsrail''le yakınlık… Artık bölgede ideolojik değil jeopolitik hesaplar öne çıkmış durumda. Ancak bütün hesaplar, her zamanki gibi, ABD ve iki müttefikinin Ortadoğu''yu denetlemesine ayarlı. Proje ılımlı ve otoriter Arap rejimleri İsrail''le aynı safta birleştirmeyi hedeflese de, başarı şansı zor gibi. Çünkü iktidarların eğilimleri ile kitlelerin eğilimi tam ters yönde ilerliyor. İktidar için gözlerini karartıp en büyük düşmanları İsrail''le bile yatağa girmeye razı oluyorlar ama bizzat kendi Sünni kitleleri bu projelerin önündeki en büyük engeli oluşturuyor.

NATO MEDENİYET İÇİN SAVAŞACAK!

İkinci önemli gelişme de aynı kaynaktan besleniyor ve yukarıdaki gelişmeye paralel işliyor. İsrail''in NATO üyesi yapılması… 1949''dan 1991''e kadar Sovyetlere karşı mücadele eden ittifak artık bir medeniyet savaşı veriyor. 11 Eylül saldırılarından sonra açıktan radikal İslam tehdidine karşı Batı medeniyetini, Batı değerlerini korumak için yeniden yapılandırıldı. Ortadoğu''da oluşturulan konsensus çerçevesinde NATO-İsrail ilişkileri güç kazandı. ABD''de özellikle neocon çevreler İsrail''in tam üye yapılmasını istiyor. İttifak''a göre "İslamcı aşırılık üye ülkelere yönelmiş en büyük tehdit." Dahası, bu tehdide karşı genişleme takvimi son dedece dikkat çekici. İttifak, İsrail''den sonra Japonya ve Avustralya''ya tam üyelik önermeyi düşünüyor. Ardından Tayvan, Güney Kore ve Şili''ye… Bu ülkelerin hepsinin ABD''nin küresel savaşına en çok destek veren ülkeler olduğunu hatırlatalım. Özellikle İsrail, Avustralya ve Güney Kore. İttifak ayrıca Hindistan, Kolombiya, Meksika ve Sri Lanka''ya da yarı üyelik önerecek.

İçlerinde bir tane Müslüman ülke yok. ABD müttefiki olsa bile bir Arap ülkesi yok, bir Müslüman Asya ya da Afrika üyesi yok. Çünkü NATO artık medeniyet savaşı için var. ABD ve müttefikleri "İslami cihadizm"e karşı küresel ölçekte ittifaklar oluşturuyor. Bu mücadele için bölgemizde on tane daha Bağdat Paktı ya da Sadabad Paktı kurulur ve bütün ayrıştırma, çatıştırma tezleri uygulanır. Kimi Sünniliği kurtarmak, kimi Şiiliği kurtarmak, kimi etnik kimliğini kurtarmak için bir savaşın içinde yer alır. Ama aslında başkaları için savaşıp öldüklerini anlamazlar.

Allah akıl fikir versin!

18 yıl önce
"Ilımlı Sünni Konsensus": Allah akıl fikir versin!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset