|
Mezhep çatışmasını Türkiye önleyecek

Hem Irak''taki iç savaşı, hem bu ülkenin çevresine verdiği zararı, hem Kuzey Irak bilmecesini, hem ABD müdahalelerinin yol açtığı bölgesel kamplaşmayı önlemede Türkiye''nin rolü ne olabilir?

ABD-İran krizi giderek tırmanırken, Şii-Sünni ayrışması tehlikeli bir hal alırken, İranlı bir generalin kaçırılmasında olduğu gibi İstanbul bölgesel istihbarat merkezi haline gelirken, Arap dünyası yaşanan kaosa hiçbir çözüm üretemezken Türkiye ne tür yapıcı roller üstlenebilir?

Türkiye yeni Osmanlı modeli ile bölgesel kamplaşmanın merkezi yapılmak istendi. İran''ın ise hem tecrit edilip istikrarsızlaştırılması hem de Safavi tartışması açılarak bölgesel kamplaşmanın diğer tarafı gibi algılanması sağlanıyor. Sünni Arap ülkeler, bir taraftan kendi içlerindeki huzursuzlukları önleme konusunda başarısız olurken diğer taraftan bölgesel kamplaşmanın içine sürüklenmeye direnemedi.

Türkiye, Osmanlı sonrası ilk kez, Ortadoğu''da hareket alanını bu denli genişletti. Osmanlı''nın çözülmesi yeni Ortadoğu''yu doğurdu. Şimdi aynı Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor ve Türkiye yine kritik bir rol üstlenmeye doğru gidiyor. Her iki Ortadoğu''nun planlanmasında da Türkiye var. Her ne kadar ABD/İngiltere belirleyici olsa da, onların yıkıcı ve ayrıştırıcı projelerine karşı Türkiye birleştirici, kaynaştırıcı, kriz çözücü, sakinleştirici bir rol üstlenebilir ve bunun işaretlerini verdi.

Irak krizinin çözümünde, mezhep eksenli çatışmaların durdurulması çabalarında, bu krizin tüm bölgeye yayılmasını önleme uğraşısında Türkiye''nin rolü giderek belirginleşiyor. 2006 yılında ürkütücü bir hal alan, insanların sadece isimleri yüzünden bile öldürülebildiği Irak''taki mezhep kışkırtmasında tansiyonun düşme eğilimi gösterdiği dikkat çekici. Dahası, bu çatışmanın 2007''de bütün bölgeye yayılabileceği beklentisi oluştu. Bu ihtimal hâlâ varsa da, son zamanlarda bölgesel diplomasinin tansiyonu düşürdüğüne tanık oluyoruz.

ABD''nin İran karşısına Sünni ülkeleri dikme çabası Mısır, Ürdün ve S.Arabistan''dan oluşan bir Sünni blok amaçlıyordu. Daha sonra Pakistan da bu koroya katıldı. İran ve müttefiklerine karşı, Şii yayılmasına karşı Sünni duvar örülecekti. Böylece Irak içindeki mezhep savaşı bölgesel yırtılmaya yol açacak, onlarca yıllık bir krizin temelleri atılmış olacaktı.

Bu çabalar da hâlâ devam ediyor. Ama Türkiye, bu iki kampa da mesafeli durdu. Böyle bir kamplaşmaya karşı olduğunu sık sık tekrarladı ve bölge ülkeleri üzerinde baskı oluşturmaya çalıştı.

Ahmedinecad''la Kral''ı Erdoğan buluşturdu!

İran tehdidi yüzünden Mısır''ın Türkiye''ye yakınlaştığı, Ürdün ve S. Arabistan''ın Türkiye''den büyük beklentiler içine girdiği bir dönemde Ankara hem bu ülkelere yakın durdu hem de İran''a. Öyle ki, bir buçuk ay içinde Mısır Dışişleri Bakanı ile Türk Dışişleri Bakanı tam beş kez görüştü. Mısır''ın ve diğer Sünni ülkelerin amacı İran''a karşı Türkiye''nin desteğini almaktı. Türkiye ise ayrışmayı değil yakınlaşmayı önerdi.

En son İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad''ın Suudi Arabistan ziyaretinde Türkiye''nin iki tarafa yaptığı telkinlerin çok etkisi var. Suudi Kralı''nın tereddüdünü Başbakan Tayyip Erdoğan giderdi. Erdoğan hem Kral''la hem de Ahmedinecad''la görüşerek bu çok önemli temasın gerçekleşmesinde ciddi rol oynadı. Mezhep krizinin iki uç noktası olan İran ve S. Arabistan''ın bir araya gelişi, Irak ve bölgesel sorunların hafifletilmesinde, mezhep çatışmalarının önüne geçilmesinde hayati önem taşıyor ve bunda Türkiye''nin rolü çok büyük.

Yine Irak''a komşu ülkeler toplantıları Türkiye''nin projesiydi. Önceleri ciddiye alınmadı. Ocak 2003''teki ilk toplantıda sonuç metni tam 9 saatte kabul edildi. Ama geçtiğimiz hafta bu birlik Bağdat''ta BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle birlikte toplandı ve Irak krizinde çözüm platformu haline geldi. Nisan başında dışişleri bakanları düzeyinde İstanbul''da toplanacak. Bağdat''taki toplantıya gelen Mısır heyeti Türkiye üzerinden gitti. Hem de Türkiye''nin tahsis ettiği özel uçakla.

Ve bir çok önemli not daha: İslam Konferansı Örgütü''nü oluşturan 57 Müslüman ülkenin aldığı bir karar var. Bölgede hiçbir sınır değişikliği bu 57 ülke tarafından tanınmayacak, kabul edilmeyecek. İKÖ ilk kez bu denli gerçekçi bir karar alıyor. Irak bölünse, Kuzey Irak''ta bir devlet kurulsa bile İKÖ bunu kabul etmeyecek.

Türkiye atağını sürdürüyor. Bölgenin her ülkesi nazarında gücünü ve etkisini arttırıyor. Bütün krizler için çözümün anahtarı gibi öne çıkıyor. Simdi Basra''ya konsolosluk açmaya hazırlanıyor. ABD, Barzani ve Talabani, ilk günlerde savaşın verdiği özgüveni terk edip daha gerçekçi bir çizgi izlemeye zorlanıyor. Çünkü, Irak''taki gelişmeler ABD''ye gücünün sınırlarını gösterdi.

17 yıl önce
Mezhep çatışmasını Türkiye önleyecek
Cumhuriyet’in yüzüncü yılı ve Millî Mücadele’nin ilk mitingi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!