|
Saddam"ın asılması bile kurtaramaz onu

Salı günkü ABD Temsilciler Meclisi ve Kongre seçimlerinden iki gün önce, Pazar günü asılarak idam edilmesine karar verilen Saddam Hüseyin bile George Bush yönetimi ve Cumhuriyetçileri kurtaramadı. Demokratlar karşısında 11 puan geride kalan Cumhuriyetçiler, idam kararıyla aradaki farkı 4 puana düşürebilmişlerdi. Sansasyonel haberler, asılsız iddialar ve cehaletle çok kolay yönlendirilebilen ABD kamuoyu bir kez daha ikna edilmiş gibiydi. Ama yeterli olmadı. Temsilciler Meclisi''nin 435 sandalyesinden 226''sını Demokratlar kazandı. Cumhuriyetçiler 185''te kaldı. Sayımı devam eden 24 sandalye de sonucu değiştirmiyor. 100 sandalyelik Kongre sonuçlarını ise son iki bölge belirleyecek.

Saddam hakkında verilen idam kararının tek sebebi bu seçimdi. Ama Bush''a bu da yetmedi. Irak''taki siyasi gruplar ABD iç politikasının malzemesi olduklarının farkında bile değiller. Yalanlarla başlatılan bir savaş, yalanlarla devam ediyordu. Bush yönetimi, hem kendi kamuoyunda zor bir döneme giriyor hem de ABD''yi soktuğu Irak batağında giderek hezimete doğru yaklaşıyordu. İdam kararıyla bir şov yaptılar. Kararın uygulanması da yine aynı iktidarın ihtiyaç duyduğu zaman başvuracağı bir koz olarak bekletilecek.

ABD seçimleri için kaç bin Iraklının daha ölmesi gerekiyordu? İnsanlığa karşı işledikleri suçlardan insanlığın vicdanında mahkum olanlar bir başkasını insanlık suçundan yargılayabilir miydi? Ellerinde yüz binlerce insanın kanı olan bir cinayet şebekesi, hangi toplumun haklarını savunabilirdi? Kötülüğe daha büyük kötülükle, cinayete daha çok cinayetle, katliama daha acı katliamla, insanlık suçuna daha çirkin insanlık suçuyla karşılık veren hangi toplum iflah olur muydu? Karardan sonra ülkede çok keskin ve kanlı bir iç savaş yaşanacağı kimin umurundaydı. Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında yıllarca devam edecek kanlı çatışmalar kimin umurundaydı? Kaybedilecek hayatlar, harabeye dönecek bir ülke ve yağmalanacak kaynakları kim düşünebilirdi? Ama kimse bunları sorgulamadı:

Temsilciler Meclisi''nde bir sandalye daha kazanmak, ABD''nin kahramanlık büyüsüne azıcık katkı yapmak ya da bir varil petrol için milletlerin kaderiyle nasıl oynadıklarını, bir şirketin para kazanması için on binleri nasıl öldürebildiklerini hala sorgulayamıyoruz.

Bush yönetimi ve kadrosu güvenoyunu kaybetti. Dünyadaki kredileri çoktan bitmişti. Şimdi kendi kamuoyunda da ikna yeteneğinin kalmadığı ortaya çıktı. Çirkin işgal, ülkenin parçalanması, insan ırkını yerin dibine batıran işkence ve tecavüzler, esir kampları, gizli cezaevleri, iç savaş, ülkenin parçalanması ve 655 bin kişinin öldürülmesinin sorumluları için artık zor bir dönem başlıyor.

Yüz milyarlarca dolarlık savaş bütçeleri, milyarlarca dolarlık yols

uzluklar, örtülü operasyonlar, entrikalar, suikastler, devlet destekli cinayet şebekeleri için sorgulama imkanı doğdu. İşgalin ve hezimetin faturasını sorma fırsatı çıktı. ABD''nin daha büyük hatalardan vazgeçmesi için bir ihtimal belirdi. Bu cinayet şebekesi iktidarda tutulduğu sürece dünyanın bir çok bölgesini kana bulayacak. Hiçbir yerde güvenlik olmayacak. Haçlı istilası mantığı ile dünya egemenliği sevdasına girişen bu ideolojik kadro, bu fanatik cemaat durdurulamazsa, ABD''de başlayan faşizm dalgası Avrupa kıyılarına ulaşacak.

Ama şu gerçeği de görmek gerekiyor. Sonuçlardan hareketle dramatik değişimler beklenemez. Gördüklerimiz sadece iktidardaki oligarşik yapının ettikleriyle sınırlı değil. Gerçekte bir devlet politikası. Yaşananların temellerinin Demokrat Parti iktidarında, Ronald Reagan döneminde, Bill Clinton zamanında atıldığını unutmamak gerekiyor. Ama yine de Irak ve küresel savaşla ilgili kararlar ciddi engellerle karşılaşabilir. Terörle mücadele gibi palavralar sorgulanabilir. Savaş bütçeleri denetlenebilir. İşgal sorgulanabilir, toplu katliamlar su yüzüne çıkabilir. Lübnan, Suriye ve İran krizlerinde ABD''nin tutumu yumuşayabilir. Irak''tan çekilme için güçlü kamuoyu baskısı oluşabilir.

Çünkü ABD gerçekten kaybetti. Irak''ta yapabileceği hiçbir şey yok. Kuzey Irak''tan başka hiçbir yerde barınamayacak. CIA''nın Siyasal İslam Stratejik Analiz Programı Başkanı olan, Dış İlişkileri Konseyi üyesi Dr. Emile A. Nakhleh ne demişti?

“Hızlı bir şekilde çıkış stratejisi için yol bulmaya başlamalıyız. Irak''ta bir iç savaş var ve bizim varlığımız şiddete katkıda bulunmaktadır. Paratonere dönüştük, şiddeti azaltmıyoruz, artmasına katkıda bulunuyoruz. Oradan çıkmaya ihtiyacımız var. Irak bölge için model olması düşüncesi önemini yitirdi. Şimdi tek sorun şu: Irak, İran modelini mi? Yoksa Arap otoriterliğini mi izleyecek?” Bunu artık herkes söylüyor. Amerikan ordusundaki komutanlar da söylüyor, savaşın mimarlarından Richard Perle de. Sadece Irak''ta kaybetmediler. Bütün İslam coğrafyasında kaybettiler. Bu kaybı gidermek için aptalca denemeler yapabilirler. Buna da hazırlıklı olmak gerekir.

17 yıl önce
Saddam"ın asılması bile kurtaramaz onu
Ekonomik büyüme beklentileri
Medeniyet / kardeşlik ruhunun yitirilmesi ve Türkiye’nin parçalanma tehlikesi!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’