|
Üç kadın, üç idam, bir güzel haber!..
28 Şubat tarihli “Üç kadın, üç idam, son üç gün!” başlıklı
Türkiye kamuoyundan çok geniş destek aldı. İdama mahkum olan ve 3 mart tarihinde infazları kararlaştırılan 31 yaşındaki Wassan Talip, 25 yaşındaki Zeynep Fadıl ve 26 yaşındaki Liqa Ömer Muhammed adlarında üç Iraklı kadın için Türkiye kamuoyu bir duyarlılık örneği sergiledi. BM''nin yetkili kurumları, insan hakları örgütleri, Avrupa Birliği''nden ilgili çevrelerin başlattığı idam karşıtı kampanyaya Türkiye''den de Mazlum-Der, Özgür-Der, İHD, İşgale Karşı Kadın Girişimi ve benzeri çevreler geniş destek verdi. Kampanyayı duyurmak amacıyla yazdığım yazıya gösterilen ilgi göz yaşartıcıydı. Irak işgalinin başladığı günde, katliamlar sırasında, işkenceler sırasında, Ebu Gureyb örnekleri sırasında gösterilen hassasiyetin aynen korunduğunu bir kez daha gördüm.

Dört yıl içinde bir milyona yakın insanın ölümüne, yüz bin çocuğun katledilmesine, binlerce insanın esir kamplarında toplanmasına, Ebu Gureyb gibi, benzerlerinin hala ülkenin her tarafında bulunduğu; işkence ve tecavüzlerin kol gezdiği hapishanelerin işletilmesine, Kuzey Irak''ta bile varolan çocuk ve kadınların tutulduğu gizli merkezlerin kurulmasına yol açan işgale karşı çıkanlar, üç kadını kurtarmak için seferber oldu.

Sayısız mail ve telefonla bana ulaşanlar, ne yapmaları gerektiğini, nasıl destek vermeleri gerektiğini sordu. Bugün hala, o üç kadına ne olduğu, idam edilip edilmedikleri soruluyor.

Hemen söyleyelim: Irak ceza kanununun “Ülkenin bağımsızlığına, birliğine veya ülke topraklarının güvenliğine halel getirmek kastıyla kendi iradesiyle eylemde bulunan herkes, bu eylem doğası gereği böyle bir ihlale yol açtığında, ölümle cezalandırılır” maddesine göre suçlu bulunan üç kadının idamı şimdilik ertelendi! En azından temyiz süresi sona erene kadar. Ama idam kararı hala geçerli.

Binlerce insan katledilirken susanlar, binlerce insan çöldeki esir kamplarında tutulurken, aileler parçalanırken, komşular birbiriyle kırdırılırken, çocuklar ailelerinden koparılırken, genç insanlar kafalarına sıkılan bir kurşunla sokak kenarlarına atılırken, morglara günde yüzlerce ceset taşınırken, üniformalı insanların işkence ile öldürdüğü insanların sayısı dahi bilinemezken, cezaevlerindeki kadınlar “bizleri öldürün” diye çağrılar yaparken susanlar, işgal yönetiminin çıkarlarını öne alan ceza kanuna dayanarak üç kadını halkın güvenliğini tehdit etmekten ölüme mahkum etti. Aynı yönetim, binlerce kadın ve çocuğu esir kamplarında tutmaya devam ediyor. Düzmece bir yargılamadan bile geçirilmeden kaç kişi öldürüldü? Kimse bilemez, çünkü Irak''ta ölümlerin istatistiği tutulmuyor. Bir milyona yakın insanın öldüğü bir ülkede birkaç kişinin kaydını kim tutar ki!

Başbakan Tayip Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri el Maliki''yi arayarak, savunmaları bile alınmayan, adil yargılanmayan üç kadın hakkındaki kararın gözden geçirilmesini istedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, Arap Ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısında konuyu gündeme getireceğini açıkladı. Bu duyarlılık, üç kadının idamını şimdilik erteledi. Başbakanın görüşmesi olmasaydı üç kadın idam edilmiş olacaktı. Belki de görüntüleri dışarı sızdırılacaktı.

Maliki yönetimi, temyiz kararına kadar idamın ertelenmesine karar verdi. Başbakana ve Dışişleri Bakanı''na bu hassasiyeti ve girişimleri için duyarlı olan herkes adına teşekkür ediyoruz.

İşgal, siyasi hesaplar, bölgesel hesaplar, askeri hesaplar, ilişkiler, hedefler bir tarafa, korkunç insan kıyımı için yürekleri parçalanan herkesin yapabileceği çok şey var. İdamların, katliamların, işkencelerin ve toplama kamplarının varlığının devam ettiği bu trajediye en azından insan onurunu esas alarak bakabilmek gerekiyor. Türkiye''nin Irak yönetimine bu alanda baskısını devam ettirmesi gerekiyor. Üç kadının idamı ertelendi ama henüz kurtarılmadılar. Temyiz kararı idam yönünde çıkarsa ne olacak?

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani''nin bu üç idamı affetmesi yönünde baskı yapılmalı. Temyiz kararı idam yönünde çıksa bile, Irak''ın içinde bulunduğu şartları göz önüne alarak, Başbakan ve Dışişleri Bakanı''ndan duyarlılıklarını devam ettirmelerini, üç kadını kurtarmak için çabalarını sürdürmelerini özellikle istiyoruz. Türkiye, siyasi ilişkiler, hesaplar bir tarafa, insani açıdan Irak''ta etkisini kullanmalı. Çünkü hiçbir siyasi hesap insan hayatının önüne geçemez. Hiçbir siyasi girişim, insan hayatı için gösterilen çabalar kadar etkili olamaz.

٪d سنوات قبل
Üç kadın, üç idam, bir güzel haber!..
Kötünün kötüsü hakem
Şımarıklığın sonu...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar