|
Eksende boğulan holdingler

Türkiye''nin ekseni kayıyor. Eksen kayıyor da bu eksen kaymasına kim ayak uyduruyor, kim eksen arasında eziliyor?

Mesela hukuk yapısı hızla değişen Türkiye''de bu değişim sonucu kimlerin çıkarları tıkanıyorsa işte onların çığlıklarını duyuyorsunuz. Yargıda iş takipçiliği sona ereceklerin feryatları yeri göğü inletiyor.

Artık sermayenin temeli değişiyor. Devletten beslenen sermaye sadece iş takipçiliği olarak değil, devlet korumacılığının tümü olarak ele alınmalıdır. Yargısından teşvikine; imtiyazından muafiyetlere kadar bu korumacılık tüm devlet kurumları olarak değerlendirilebilir.

Hatta sadece vergi kaçakçılığını bile bu işin küçük bir boyutu olarak düşünün.

Bugün büyük holdinglerin büyüme eksenlerine bakınca gördüğümüz tablo çok ilginçtir. Açıkçası Türkiye''nin büyüme eksenini yakalayamayan birçok eski büyük sermaye gruplarını görebilirsiniz. Ama ilginç bir noktaya daha dikkat çekelim: Bu holdingler son çıkış yolu olarak birden enerji yatırımlarına yöneldiler. Bence çok ilginç…

Doğu''ya yatırımı ''hayır kurumu değiliz'' mantığı ile geçiştiren yapılanmanın TUSKON''un NASDAQ açılışını kıskanması çok ama çok ilgimi çekti. "Onlar New York''ta iken biz Elazığ''daydık" sözü Milliyet''in ilgiye değer bir kulis haberiydi.

Dün New York''ta olanlar bugün Rusya''da Primakov ile ticaret anlaşması imzalıyor. Acaba dün Elazığ''da olanlar dün neredeydi?

İSEDAK toplantısı başlıyor. 26 ülke Devlet Başkanı veya Başbakanı ile 3 binin üzerinden işadamı buluşuyor. MÜSİAD çok önemli bir adım daha atarak İslam Ülkeleri ekonomik işbirliğini geliştiriyor.

Bu toplantılarda olmayanlar acaba nasıl yeni dünya düzeninde yerlerini alacak? Yani ekseni kavrayamayanlar kıskançlık krizleri ile eski devletçiliği yine beslemeye mi çalışacaklar? Çok şaşırıyorum çok.

İran ile ticarette ilginç bir noktadayız. Amerika bir yandan sıkıştırıyor; ama dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile dile getirdi: "İran ile ticaret bizim için çok önemli".

Ama Cumhurbaşkanı Gül İran''a da değindi: "Artık konuşmaları pratiğe dökme zamanı geldi" dedi. İran Dubai üzerinden ticaretinde sıkışmış durumda. Yeni çıkış kapısı Türkiye. Bu kaçınılmaz sonu şimdiden hesaba katarak açılımlarını icraata dökmelidir.

İran''da petrol ve gaz bol; Türkiye''de ise bunları işleme ve iletme kapasitesi var. Sinerji kazan-kazan noktasında ise neden hala söz. Artık iş zamanıdır.

Türkiye, Rahmetli Özal sonrası kaybettiği yılları telafi etmeye çalışıyor. O yılları sadece kaybetmedik, ayrıca telafisi için uzun süre harcadık. Açıkçası 91''de bıraktığımız yere 2011''de yeni geliyoruz. Bu beni çok üzüyor.

Bir seçmen olarak oyum ile kendi geleceğimizi nasıl sıkıştırdığımızı şimdi daha iyi anlıyorum. Kripto adaylar ile oyalanmış, parçalanmış bir Türkiye''den çıkmamıza seviniyorum.

Bir uyarı da parasal yönetime söylemeliyiz. Konmasını bilmiyorsak neden uçalım? Son günlerde Türkiye hakkında övgüler ile sıcak para girişi beni ürkütüyor.

Uçuşa geçmiş bir borsa, yerlere serilen döviz kuru ile kârlarına kâr katan yabancı spekülatörler... Bu denge hiç hoş değil. Bankalar yurtdışından milyarlarca dolar faizle borçlanıyor, sonra bu dövizleri Merkez Bankası sıfır faiz civarında topluyor...

Bu paralar yatırıma-üretime-istihdama gitmiyorsa, vay halimize! Bugün bizi başkaları uçuruyor, ama yarın konmamız gerektiğinde yanımızda olmayacaklar, şimdiden bilelim...

14 yıl önce
Eksende boğulan holdingler
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler