|
ABD-İsrail Güvenlik Paktı nereden çıktı?

Paktın içerdiği bir madde dikkat çekiyor. İsrail''e yönelecek nükleer ve füze tehdidi doğrudan Amerika''yı hedef almış sayılacak.

Türkiye-İran-Suriye-İsrail arasındaki hareketliliğin sürdüğü, Rusya''nın eski Sovyet coğrafyasında yeniden çatışmacı bir stratejiyi uygulamaya sokarak Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya''da derin endişelere yolaçtığı bugünlerde ABD ile İsrail, ikili bir Askeri Güvenlik Paktı kurmak için çalışmalar başlattı. İsrail''de yayınlanan Haaretz gazetesinin 14 Şubat''ta duyurduğu habere göre, iki ülke arasında kurulması için çalışmaların sürdüğü Askeri Güvenlik Paktı, İsrail''i yönelecek bütün dış tehditlere karşı Amerikan savunmasını garantiliyor. ABD''deki Yahudi lobisinin önde gelen isimlerinden olan Amerikan Büyükelçisi Martin Indyk''in başını çektiği bir grup tarafından yürütülen müzakerelerin ABD''deki başkanlık seçimlerinden önce sonuçlanması bekleniyor.

Amerika''nın tasvip etmediği ülkelere bile silah ve askeri teknoloji satarak Washington''ı rahatsız eden İsrail''in dış politikası ile ABD dış politikasında bir dizi anlaşmazlıklar mevcut. Ancak ABD''deki seçim atmosferini kullanmayı düşünen Yahudi lobileri böyle bir anlaşmayı onaylatarak hem İsrail''e askeri teknoloji, silah ve para sağlamayı hem de, dengelerin her an değişmesi muhtemel olan Ortadoğu gerçeğinden hareketle İsrail''in güvenlik sorununu kökünden çözmeyi amaçlıyorlar. Bunlar en masum tahminler...

Bölgesel yakınlaşmaya gözdağı mı?

Bir de dış müdahalelere yatkın olan, ülkelerin iç sorunlarını çok iyi kullanan ve şantaja dönüştüren ABD ile İsrail''in bu alanlardaki geçmişinin ortaya koyduğu ihtimaller var ki, bu endişe verici bir durum. Son zamanlarda Türkiye-İran ve Suriye arasında muhtemel bir yakınlaşmadan rahatsız olan İsrail, belki de kendisi için uzun vadede tehlike oluşturabilecek bu ihtimale karşı Amerikan gücünü kullanmayı hesaplıyor. Rusya''nın yayılmacı bir sürece girmesinin endişeye sevkettiği Türkiye ve İran''ın Kafkaslar''da yakınlaştığı, bölgedeki iç güvenlik sorunlarıyla ilgili istihbarat işbirliğine gittiği biliniyor. Bunlar daha uzun vadeli işbirliğine yolaçabilir ve İsrail''in bölgedeki hesaplarına ters gelebilir. Zaten ABD''nin her türlü imkanını kullanan İsrail''in Müslüman komşularıyla ilişkilerinin normalleşmeye doğru gittiği bir dönemde Amerikan ordusunu ''resmen'' İsrail''e yerleştirecek bir savunma paktı bölgede endişeli bekleyişlere yol açacak ve ABD''nin bölgedeki çıkarlarına büyük darbe vuracak.

İsrail''e saldıran ABD''ye saldırmış sayılacak

Kurulacak Askeri Güvenlik Paktı''na göre, İsrail''e yapılan her saldırı Amerika''ya yapılmış sayılacak. İsrail''e yapılan saldırının kaynağı olan ülkeye karşı Amerika doğrudan askeri müdahalede bulunacak. Güvenlik Paktı, İsrail''in Filistin ve Suriye ile yürüttüğü barış görüşmelerinin de belirleyicisi olacak. Yani, bu ülkelere karşı ABD''nin caydırıcılık gücü kullanılacak ve barışa zorlanacak. İsrail her yıl Amerika''dan 3 milyar dolar askeri yardım alıyor ve bu yardımın artırılmasını istiyor. Buna ek olarak Suriye ile barış karşılığı 17 milyar dolar para istiyor. Bu kadar da değil. Bugüne kadar ABD''nin İsrail''e vermediği askeri teknolojileri de istiyor. İmzalanacak yeni savunma ittifakı bütün bunların İsrail''e verilmesini de garanti edecek.

Paktın içerdiği bir madde dikkat çekiyor. İsrail''e yönelecek nükleer ve füze tehdidi doğrudan Amerika''yı hedef almış sayılacak. Körfez Savaşı''nda Irak''ın İsrail''e fırlattığı füzeler ve İran''ın nükleer kapasitesi hatırlanırsa bu maddenin İran ve Irak''ı hedef aldığı ortada. İran ve Irak ayrıca ABD''nin Körfez''deki askeri kapasitesini azaltmasını istiyor. Pakt, İsrail dışişleri ile ABD dışişlerini birbirine bağlayacak. Bu madde ise, ABD''nin bölge ile ilişkilerini artık önemli oranda İsrail kanalıyla yürüteceğini gösteriyor. Artık birçokları Washington''a değil, Tel Aviv''e gidecekler. İsrail, bundan sonra Amerika''nın küresel hegemonik gücünü resmen kullanacak. Belki de İsrail''in bölge ülkelerine yönelik askeri müdahaleleri başlayacak. Tıpkı ''terör'' bahanesiyle ABD''nin Afganistan ve Sudan''a yaptığı gibi.

İlginç zamanlama

İki ülke arasındaki Güvenlik Paktı çalışmaları Müslüman ülkeler açısından çok ilginç bir döneme denk geldi. İslam ülkeleri güvenliklerini ve dış politika önceliklerini Amerika''ya havale etmiş durumdalar. Müslüman ülkeler Çeçenistan''daki katliamlar karşısında ABD sinyal vermeden Rusya aleyhine bir cümle bile sarfedemiyorlar artık. Bunu Kosova''da da gördük, Doğu Timor''da da... Soğuk Savaş döneminde ABD klübünde yer alan Müslüman ülkeler bile bu denli Washington''a teslim olmamışlardı. ABD''nin dünya hakimiyetinin ileri karakolu rolüne soyunan bu ülkelerin yöneticileri, İslam''ın politik taleplerinin küresel düzeyde tasfiye edilmesi, İslam''ın Müslüman topluluklar için umut kapısı olmasının önüne geçilmesi yükünü de ABD''ye yüklediler. Bugün bütün dünyada İslam''ın siyasal, ekonomik ve kültürel taleplerine karşı yürütülen savaşın asıl kaynağı ABD ve İsrail''den ziyade, Müslüman ülkelerdeki yönetimlerdir.

İsrail''le dosluk yarışına giren bu ülkeler, ABD ile İsrail arasında imzalanacak Güvenlik Paktı karşısında hayal kırıklığına uğrayacaklar. Zira bu pakt doğrudan Müslüman ülkeleri hedef alıyor ve sadece ABD ile İsrail''i içine alıyor. İsrail''le anlaşmazlığa düşen her ülke bundan sonra karşısında Amerikan ordusunu bulacak. ABD''nin müttefiki olsa bile. Nükleer çalışmalar yürüten her ülke karşısında İsrail''in ''meşru müdahale''sini bulacak. Bu girişim ABD''nin Ortadoğu''daki çıkarları için ciddi bir tehlike de doğuruyor. Washington''ın, çıkarlarını bu denli riske sokan bir sürece neden evet dediği zamanla anlaşılacak.

24 yıl önce
ABD-İsrail Güvenlik Paktı nereden çıktı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi