|
Amerika Bağdat"ı neden bombaladı?

ABD ve İngiltere''nin Irak''a karşı kapsamlı saldırıya girişmelerinin Bağdat yönetiminin eylemlerinden kaynaklanan hiç bir inandırıcı gerekçesi yok. Hukuki ve insani gerekçesi de yok. İki ülke saldırıyı en yakın müttefiklerine bilgi verme ihtiyacı bile hissetmeden gerçekleştirdi.

Saldırının inandırıcı gerekçesi olmayınca da dünya doğal olarak değişik ihtimalleri tartışmaya başladı. Ortak kanaat, mesajın sadece Saddam''a değil, son zamanlarda AB''yi ABD karşıtı bir çizgiye çekmeye çalışan, Irak ambargosunun delinmesine öncülük eden, ambargoyu fiilen işlevsiz hale getiren Fransa''ya ve Paris''le birlikte Kafkaslar''da yeni bir güç dengesi oluşturmaya çalışan Rusya''ya olduğu şeklinde. Saldırının bu iki ülkeden, AB''den hatta Türkiye''den gizlenmiş olması da bu ihtimali güçlendiriyor. Zira Türkiye de tıpkı Rusya ve AB ülkeleri gibi Bağdat''la ilişkileri yeniden kurmaya çalışıyor.

AB-Rusya''nın etkinlik savaşı

Gerek Fransa gerekse Almanya, Rusya ile hem AB''nin geleceği konusunda hem de Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu''da ekonomik ve siyasi anlamda çok derin ve uzun vadeli projeler üzerinde çalışıyorlar. Bu ülkeler ayrıca İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerle de hızla yakınlaşıyorlar. İran, Rusya ve Suriye''nin gerek Körfez ülkeleri ve gerekse diğer Ortadoğu ülkeleri ile dikkat çekici yakınlaşmalarını da göz önüne alırsak, yeni oluşumun Avrupa''dan Rusya''ya, Orta Asya''ya ve oradan da Ortadoğu''ya kadar ciddi bir etkinlik alanı oluşturmaya çalıştığını görürüz.

Avrupa ve Orta Asya''da oluşturulmaya çalışılan bu yapılanmaya karşı ilk tepkisini en güçlü olduğu Ortadoğu''dan veren ABD''nin, önümüzdeki dönemde, Avrupa Gücü konusunda tavrını serleştireceğini, NATO''nun genişlemesi projesini tekrar canlandıracağını, Hazar enerji kaynakları, Kafkaslar ve Orta Asya''da gerileyen ABD varlığını yeniden tesis etmeye çalışacağını, bütün bunları yaparken de daha çatışmacı bir çizgi takip edeceğini söyleyebiliriz.

H3>''Enerji merkezi Hazar değil, Ortadoğu''<

Saldırının başka bir mesajı daha var: Hazar enerji kaynakları dünya pazarlarına açıldıktan sonra Ortadoğu üzerindeki yoğunluk biraz Kafkaslar ve Orta Asya''ya yöneldi. Yeni yönetim ilgiyi tekrar Ortadoğu üzerinde toplamaya çalışıyor.

Carnegie Endowmen, CATO Institute veya Stratejik ve Uluslararası İlişkiler Merkezi gibi bir çok düşünce kuruluşunun son günlerde yayınladığı raporlar özellikle dikkat çekici. Genelde Bakü-Ceyhan''a alternatifler göstermesi nedeniyle Türkiye''de iyi karşılanmayan bu raporlarda bir konunun altı ısrarla çiziliyor. Bu da şu: Hazar enerji kaynakları her ne kadar paylaşılamayacak kadar değerli olsa da, tahmin edildiği gibi, hiç bir zaman Ortadoğu petrollerinin yerini alamayacak. Ortadoğu 2040 yılına kadar dünya enerji ihtiyacının karşılamaya devam edecek. Dolayısıyla bu bölge üzerindeki kontrol kesinlikle gevşetilmemeli. Bağdat''a yönelik saldırı Ortadoğu''nun merkezi önemine tekrar vurgu yaptı ve yeni ABD yönetiminin enerji savaşına Ortadoğu merkezli baktığını da ortaya koydu.

Sırada neler var?

George Bush liderliğindeki yeni ABD yönetiminin hem Ortadoğu''da hem de Kafkaslar''da Clinton döneminde uygulanan politikalarda ciddi değişikliklere gitmesi zaten bekleniyordu. Bush''un, en yakın yardımcılarını seçerken Ortadoğu, Rusya ve enerji konularında tecrübe sahibi kişileri tercih etmesi, bu bölgelerde hareketli gelişmelerin olacağı yönünde genel bir beklenti oluşturdu.

Yeni ekibin dış politika konusundaki bütün açıklamaları Irak, Ortadoğu petrolleri, Hazar enerji kaynakları, Rusya''nın geleceği, Orta Asya ve Kafkaslar''daki otorite boşluğu ve nükleer füze kalkanı gibi konular etrafından odaklandı.

Dış politika çevreleri daha göreve gelmeden Bush ve ekibinin dış politika önceliklerini şöyle sıralamışlardı:

1- İsrail-Filistin barış sürecinde ABD doğrudan anlaşma dayatmayacak.

2- Irak''ta yarım bırakılan şey bitirilecek. Yani Irak''a yönelik baskılar artacak, Kuzey Irak daha da hareketlenecek.

3- Rusya''ya yönelik politika gözden geçirilecek. Clinton''un Rusya politikası tam anlamıyla iflas etmiş durumda. Bu ülkenin geleceğini kurtarma kaygısı ve kayıtsız şartsız mali destek rafa kaldırılacak.

4- Hazar enerji kaynakları üzerindeki yarış sertleşecek.

5- İran''a uygulanan ambargo kaldırılacak, Orta Asya ve Kafkaslar''da İran ile işbirliği imkanları aranacak.

6- Bu da Hazar petrollerinde İran alternatifinin şansını artıracak. Yani Bakü-Ceyhan ve Türkiye''nin bölgesel politikaları darbe alabilecek.

7- İnsan hakları öncelikle konu olmayacak. Askeri operasyonlar için insan hakları gerekçesi aranmayacak.

ABD Irak''a saldırarak bir taşla çok sayıda kuş avladı. Bundan sonra Irak merkezli kriz daha da tırmandırılacak. Devlerin küresel hegemonya ve kaynak savaşlarında Saddam günah keçisi olarak daha çok kullanılacak. Sadece Saddam mı? Yakında yeni günah keçileri çıkarılacak ortaya. Enerji savaşından denklem yeniden belirlenecek. Bu yapılırken ABD ile Fransa ve Almanya gibi AB ülkeleri, Rusya ve Çin arasında sert rüzgarlar esecek. Türkiye ve İran''ın bölgesel rolü bile yeniden tanımlanabilir.

23 yıl önce
Amerika Bağdat"ı neden bombaladı?
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…