|
Bu yazıyı okuyup bir kenara koyun..
I
rak’ın toprak bütünlüğünü değil, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü
tartışıyoruz. Sadece
Irak’ın geleceğini
değil, özellikle Türkiye’nin geleceğini
güven altına almaya çalışıyoruz.
Kirli enformasyon
dan, zihin operasyonlarından,
duygusallıktan, lobilerden
, Batılı kamuoyu çalışmalarından,
Barzani istihbarat ağından
kurtulup gerçeğe yönelmeye, gerçeği görmeye, uyarmaya,
Türkiye için sesimizi duyurmaya

Mesut Barzani’ye bugün yaptırılan
referandumun bir adım sonrası
Suriye’nin kuzeyinde
de aynı senaryonun sahnelenmesi olacaktır. Referandumla
Irak’ın kuzeyinde oluşturulan harita Suriye topraklarına uzanacak
, ikinci adımda orada aynı oyun tezgâhlanacaktır. Bu iki bölgede oluşturulan harita çalışması, çok uzak olmayan bir gelecekte, belki
birkaç yıl içinde Türkiye’de
de sahnelenecektir.
PKK/PYD üzerinden, Barzani üzerinden yıkıcı dış müdahale
Suriye ve Irak’taki
savaş Türkiye içlerine servis edilecek
, bugün sınırlarımızda durdurmaya çalıştığımız
tehdit Anadolu içlerine kadar ilerleyecektir
. Çünkü hiçbir ülke, tehdidi, savaşı
sınırın sıfır noktasında
durduramaz. Eğer kriz sıfır noktasına yerleşmişse ve siz hiçbir şey yapmıyor, o savaşı sınırlarınızdan çok uzağa itemiyorsanız, o savaşı ülkenizin içlerinde karşılamaktan
başka çareniz olmayacak
demektir.
Türkiye ve hemen bütün bölge,
Kürt milliyetçiliği
üzerinden servis edilen yıkıcı bir
çokuluslu proje
ile karşı karşıyadır. Mesele sadece
PKK/PYD
değildir. Çünkü artık bölgede
terör meselesi yoktur
. Çünkü tehdit, terör terminolojisi ile konuşulacak boyutları çoktan aşmıştır.
Terör dediğimiz her şey bir dış müdahaledir, dış tehdittir, işgal girişimidir
. Mesele
Barzani
de değildir. O,
büyük projenin küçük oyuncusu
dur. Barzani ve PKK/PYD üzerinden servis edilen her şey, bir çokuluslu müdahaledir,
ülkelerimizi hedef alan, tehdit eden yıkıcı bir fırtına
dır.
Her ülke için bir yeni “harita taslağı” vardır
Birinci Dünya Savaşı
’ndan bu yana coğrafyamıza yönelen en büyük
tehditle
yüz yüzeyiz. Irak işgali bile bu kadar yıkıcı bir müdahale değildir. Artık
müdahalelerden, işgallerden, çıkarılan iç savaşlardan, terör örgütleriyle yürütülen zayıflatma girişimlerinden sonra
mesele
“harita oluşturma”
aşamasına gelmiştir.
Dünya savaşı sonrası oluşan haritalardan sonra
ilk kez
yeni haritalar dönemi böylece başlatılmıştır. İlk kez işgallerden bir adım sonrasına gidilmekte, ülkelerin parçalanması gerçeğe dönüştürülmekte, bugüne kadar
kapalı kapılar ardında çizilen haritalar
somutlaştırılmaktadır.
Bu
harita taslakları
sadece Irak ve Suriye için çizilmemiştir.
Türkiye için de bir harita vardır, İran için vardır, Pakistan için vardır, S. Arabistan için de vardır. Bölgenin diğer güçlü ülkeleri için de vardır
. Coğrafyanın tamamına yönelen çok büyük bir tehdit kapımıza dayanmıştır. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan
harita genişletilecektir. Türkiye’yi doğrudan hedef alacaktır
, yüzlerce kilometrelik “Türkiye’ye saldırı cephesi”ne dönüşecektir.
Sınırlarımıza İsrail üsleri, füze rampaları kurulacak..
Birkaç yıl içinde,
“Türkiye cephesi”
açılacak, ülkemizi
Iraklaştırma, Suriyeleştirme
süreci başlatılacak, bu yönde çok güçlü bir uluslararası kamuoyu oluşturulacak, bölgesel
ortaklar
bulunacak, Batılı bir irade ortaya konulacaktır.
Çünkü bu kuşak, ABD ve İsrail başta olmak üzere, bölgeye müdahil olan bütün
Batılı güçler için garnizona
dönüşecek, askeri üslerle donatılacaktır.
Yabancı orduların coğrafyanın kalbine yerleşeceği, Haçlı Savaşları dönemindeki gibi ince ince işgallere girişeceği bir operasyon alanı
olacaktır. Yakında Türkiye sınırlarında, İran sınırlarında ABD üsleri kadar
İsrail üsleri
de kurulacak,
füze rampaları
yerleştirilecektir.
Bu kuşak
insansızlaştırılacak
, coğrafyaya yabancılaştırılacak,
Filistin topraklarının işgaline benzer proje
alanına dönüşecektir. İşte o zaman coğrafyayı yeniden dizayn etmeye girişenler, bütün bölgeye buradan müdahale edecek, ülkeler buradan vurulacaktır.
Kimlikler üzerinden işgaller yürütülüyor
Mesele
Kürt meselesiyle sınırlı değildir
. Bugüne kadar bölgemizdeki
bütün kimlikleri Batılı istila için kullanmayı başaranlar bu sefer Kürt milliyetçiliği üzerinden oyun kurmaktadır
.
Müslüman
kimliği
üzerinden örgütler kurup yirmi yıldır ülkeler işgal edenler,
etnik kimlik
üzerinden kırk yıldır bizi ve başka bölge ülkelerini yoranlar, son olarak
mezhep kimliği
üzerinden bütün coğrafyayı parçalamaya yeltenenler, İsrail’den, Akdeniz’den İran sınırına kadar
yeni haritayı Kürt kimliği üzerinden
oluşturmaktadır.
Bu amaçla bölgede 21. yüzyılın tehciri sayılabilecek
demografik
düzenlemeler yapmakta, şehirlerin kimliğini değiştirmektedir.
Sadece İsrail destek veriyor, iddiası yalan!
Referandumun sadece İsrail tarafından desteklendiği tezi yalandır
. ABD, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından desteklenmektedir. Çünkü bölgede
korkunç bir ganimet paylaşımı
yapılmakta, herkes kendi payını almaya çalışmaktadır.
Destek değil, projenin kendisi onlarındır
. Bölgesel bir
direnç olmaması için
şimdilik bu amaç gizlenmekte, bölge ülkelerinin reaksiyonunun böylece önüne geçilmektedir.
Dahası, Türkiye içinde
ABD ve AB ülkelerine yakın çevreler
tarafından destek görmektedir. Yine
Barzani’nin Türkiye içindeki istihbarat ağı
ve onun etkisindeki kişi ve çevrelerle,
PYD kriptoları
da işin içindedir.
İçerideki gizli ortaklar: Yarın Türkiye’yi onlar bölecektir..!
Bu
lobi grupları, gizli ortaklar Türk medyasını, kamuoyunu, iktidar alanlarını etkilemekte, siyasi aklı zehirlemeye çalışmaktadır
. Medyada bu yönde çabalar açıkça kendini göstermekte, birçok kişi ve çevre
afişe
olmaktadır.
Bugün,
Türkiye ile Arap/İslam dünyasının bütün bağlarını koparacak ve ülkemizi kuşatma altına alacak olan o yabancı kuşak için seferber olanlar, emin olun, yarın “Türkiye cephesi” dediklerinde ülkemizin bölünmesi için seferber olacak, harekete geçecektir
. Bugün referanduma açık, Suriye’nin kuzeyindeki PKK koridoruna gizli destek verenler, açıkça Türkiye’nin bölünmesi için şimdiden hazırlanan kişi ve çevrelerdir. Onlar o gün de;
“Ne olacak ki, Türkiye de bölünsün, herkes ne istiyorsa o olsun”
diyecekler, göreceksiniz…
Şii-Sünni meselesi değil: Bu son fırsat, unutmayın
“Barzani Kürt, İran Şii, ne yani Şiiler mi bölgeye gelsin”
argümanı bu çevrelerin eline tutuşturulmuş
“üretilmiş bahane”lerden en güçlüsüdür
. Her işgalin, her yıkımın bir bahanesi üretilir ve pazarlanır. Mesele
Şii-Sünni değil, jeopolitik bir meseledir
,
Türkiye’nin merhameti sömürülerek
Türkiye’ye tuzak kurulmaktadır.
Türkiye, bütün bu
zihinsel operasyonları
bir kenara iterek,
Selçuklu’dan beri devam eden siyasi aklını harekete geçirmek
, bugüne, konjonktüre değil geleceğe bakmak, öyle hareket etmek zorundadır. Bugün
bunu yapamazsa, oyalanırsa, birileri tarafından meşgul edilirse, içeriden hareketsiz bırakılırsa bir daha hareket etme kabiliyeti bulamayacaktır
.

Çünkü bir yıl sonra bölgenin şartları tamamen değişecek, haritalar için çevresel şartlar olgunlaştırılacak, artık askeri anlamda da bir seçenek kalmayacaktır.

Yüzyılların siyasi aklı harekete geçirilmeli…
Ama ben; bütün bunlara rağmen, coğrafyayı istila edip paramparça edecek müdahalelere rağmen,
Türkiye’nin bir şekilde hesap bozucu karakterinin öne çıkacağına inanıyorum
.
Siyasi aklın, devlet aklının
, kamuoyu hassasiyetinin tehlikeyi görüp pozisyon almasını bekliyorum.
Çünkü
savaşı Anadolu içlerinde istemiyorsak harekete geçmek zorundayız
.
Birkaç yıl sonrasını görebiliyorsak harekete geçmek zorundayız
.
O kuşağı yarmak
, o yabancı garnizon alanını delik deşik etmek, Türkiye’yi ve bütün bölgeyi kurtarmak zorundayız.
Yüzyıllardır bunu hep yaptık
. Bir kez daha niye yapmayalım.. Sadece gözlerimizdeki perdeyi kaldıralım! Tekrar edelim:
Bu sefer müdahil olamazsak bir daha hiç olamayacağız. Savaş ve parçalanma Türkiye içlerine servis edilecek, birkaç yıl içinde
Türkiye için de bir “yeni harita” masaya konulacaktır!
İşte biz bunu bozacağız…
#Türkiye
#Irak
#Barzani
#Kürt
#İran
#Şii
#Pakistan
#PKK
7 yıl önce
Bu yazıyı okuyup bir kenara koyun..
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’