|
Büyük Oyun"da ikinci perde

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin''in Bakü ziyareti sırasında Azerbaycan''la stratejik işbirliği yolları araması ve Azeri petrollerinin tamamının Bakü-Novorossisk boru hattından taşınmasını önermesi, ABD''nin Carnegie Endowmen ve CATO Institute gibi düşünce kuruluşlarının Bush yönetiminden, Clinton''ın iflas eden Orta Asya/Hazar politikalarını kökten değiştirmesini ve bölge enerji kaynaklarına ilişkin boru hatlarında radikal değişikliklere gidip, Bakü-Ceyhan''a verilen desteğin çekilmesini istemeleri, yine Bush yönetiminin İran''a uygulanan ambargonun kaldırılması ve Hazar enerji hatlarında Tahran''la işbirliğine yönelik işaretler vermesi, enerji savaşlarının yeniden şiddetini artıracağına ve bunun Türkiye''nin bölgeye yönelik politikalarından derin izler bırakacağına işaret ediyor.

Bush''un Yardımcısı Dick Cheney''in Hazar petrolleriyle "çok yakından" ilgilenen bir isim olması ve Enerji Bakanlığı''na Ermeni yanlısı olarak gösterilen ve Türk tezlerine karşıtlığını gizlemeyen Spencer Abraham gibi bir ismin atanması, Kafkasya''dan Afganistan''a kadar enerji politikalarında yaşanacak değişikliklerin sadece Türkiye''nin enerji politikasını değil, bölgenin siyasi yapısında da ciddi bir dalgalanmaya yol açacağının göstergesi.

Soğuk Savaş''tan sonra yeniden başlayan "Büyük Oyun"un ikinci perdesi Bush yönetimiyle start aldı. Kabinedeki kilit isimlerin belirlenmesinden sonra yeni yönetimin verdiği mesajların hemen hepsinde belirgin bir ihtiras ve saldırgan tutum kendini hissettiriyor. Daha birkaç gün önce yeni Savunma Bakanı Donald Rumsfeld''in Rusya, Çin ve Avrupa''nın şiddetle karşı çıktığı Füze Savunma Projesi''ni hayata geçirerek Yıldız Savaşları Projesi''ni yeniden başlatacaklarını ve Anti-Balistik Füze Anlaşması''nı feshedeceklerini, bunun için Rusya''nın öfkesini dikkate almayacaklarını söylediği oldukça sert ve bir o kadar da riskli açıklaması, yeni yönetim döneminde özellikle Asya''nın hiç de huzur bulmayacağının kanıtı.

Türkiye''nin hezimeti ve Mavi Akım

Clinton yönetiminin Orta Asya politikasının Rusya ve Çin karşısında hezimete uğradığı ve NATO''nun bölgeye yönelik genişleme çalışmalarının eski heyecanını kaybettiği ABD diplomasi çevrelerinde de kabul ediliyor hatta tam anlamyla iflas olarak niteleniyor.

ABD ile beraber Türkiye''nin politikaları da aynı iflası yaşadı. Rusya ve Çin''in bölge ülkeleriyle enerjiden iç güvenliğe kadar birçok alanda yaptığı anlaşmalar ve bu ülkelerin ABD''den duydukları hayal kırıklığı Türkiye''yi de hezimete sürükledi. Türkmenistan, Kazakistan, İran ve Azeri doğal gazı dururken, bugünlerde sürdürülen "enerji operasyonları" ile adından tekrar söz ettiren Mavi Akım Projesi''yle kendini Rusya''ya bağımlı hale getiren Ankara''nın, elinde kala kala petrol şirketlerinin hiç de şans tanımadığı, sadece Clinton yönetiminin baskılarıyla bugüne kadar gelen Bakü-Ceyhan kaldı. O da, Bush yönetiminin verdiği sinyallere bakılırsa, şansını kaybetmek üzere.

Türkiye kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan Mavi Akım Projesi, Türkiye ile Orta Asya ülkeleri ve enerji kaynakları arasına Rusya''yı öyle bir yerleştirdi ki, Ankara''nın Moskova''nın referansı olmadan bölgeye ulaşması imkansız artık. Bazı çevrelerin ısrarlı hayata geçirmeye çalıştığı Mavi Akım, Türkiye''nin Orta Asya politikalarına vurulan en büyük darbelerden biri. Enerji alanında birçok alternatif varken Mavi Akım''la Türkiye''nin Rusya''ya mahkum edilmesinin arkasındaki sır perdesi kamuoyuna açıklanmalı. Türkiye''nin enerji ihtiyaçlarına atıfta bulunan gerekçelere kimse inanmıyor.

Dört aktörün ganimet savaşı

Afganistan''da Taliban hakimiyetini tesis eden ABD şimdi Taliban''a ambargo uyguluyor ve Afganistan''a askeri müdahaleyi tartışıyor. Boru hatlarını Afganistan ve Pakistan üzerinden Hint Okyanusu''na indirme politikaları terkedilince Taliban gözden çıkarılmıştı. Taliban''ın kaderi enerji politikalarının seyrine göre değişecek. Kazakistan''dan Çin''e uzanan boru hattı gibi, Afanistan güzergahı da tekrar hayata geçirilirse Afganistan ambargosu da kalkacak, Taliban imajı da sempatik hale getirilecek.

Clinton döneminde Rusya''nın inisiyatifine terkedilen ancak Moskova korkusuyla Çin''e teslim olan Türk cumhuriyetlerinin ABD''ye duyduğu güvensizlik ortadan kaldırılırsa, ABD ile Çin ve Rusya arasındaki hegemonya savaşı şiddetini artıracaktır. Sinyallere bakılırsa, Bush yönetimi ile Almanya kılavuzluğunda Avrupa''ya yaklaşan Rusya''ya ve Orta Asya''yı aşıp Türkiye ve İran üzerinden Ortadoğu''ya kadar etki alanını genişleten Çin arasında sert rüzgarlar esecek.

Türkiye, Rusya, Afganistan, Pakistan ve İran''ın bölgedeki etkisi, Türk cumhuriyetlerinin geleceği, siyasi yapıları, bu ülkelerdeki muhalefetin kaderi üç ülke arasındaki hegemonya savaşına göre şekillenecek. Rusya ile bölgeye uzanan Avrupa ise dördüncü bir güç olarak denklemdeki yerini hızla alıyor.

Kafkaslar, Orta Asya ve Hazar petrolleri üzerinde oynanan oyunun birinci perdesi bitti, ikinci perde başladı. ABD''nin karşı konulmaz manevralarıyla başlayan ilk perdenin sonunda Washington hayal kırıklığına uğradı. İkinci perdede dört oyuncu arasında yaşanacak acımasız savaş, en kalıcı etkisini bu güçlerin etrafındaki ülkeler üzerinde bırakacak. İslam coğrafyasının kaynakları üzerindeki bu ganimet savaşına bizler yine sadece şahitlik edeceğiz.

23 yıl önce
Büyük Oyun"da ikinci perde
Sakladılar, gizli tuttular, uyuttular!
Reklam konusu
En iyisi Livakovic en kötüsü Numanoğlu
Elde var sıfır!
Kumanda cihazı kimin elinde?