Çok doğru.. Daha ileri gidelim;

durumda. Öyle

gibi de değil bu.

ya da bu yönde bir eğilime girmesi söz konusudur. Oysa bu sefer tamamen

dan,

söz ediyoruz.

Eskiden kural tanımayan bazı ülkeler vardı ve özellikle Batı ittifakı bunları

olarak tanımlar ve o ülkeyi ezip dağıtmak için türlü operasyonlara girişirdi. Bugünkü “kuralsız dünya”da ise uluslararası ilişkilerin kendisi

tır.

, demokrasi ve özgürlük söylemleri belki

rafa kaldırılmış, insan onuru ve

yok edilmiş,

.

Dolayısıyla

anlamsızlaşmış, ikili ve

öne çıkmıştır. Atlantik İttifakı'nın, yoğun olarak Avrupa Birliği'nin

emperyalizmi

atılmış, güce dayalı pozisyon belirleme her şeyin önüne geçmiştir.

Bu yeni durumun

vardır. ABD gibi, küresel sistemin merkez ülkesi, açıktan

. Hem de bunu NATO içinde bir müttefikine karşı. Yani devletlerle terör örgütleri arasındaki ayrım tamamen belirsizleştiriliyor.

Dün terörist ilan ettikleri örgütler üzerinden on yıllardır ortak hareket ettikleri bir ülkeye karşı

yürütülebiliyor. ABD'nin,

ile ilan ettiği ortaklığın durumu budur.

İkinci örnek ise

u ortaya koymaktadır.

hızla güç kaybedip bir

ne dönüşürken, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel ölçekte en köklü söylemini terk edip

karşısında diz çökmüş haldedir.

Bunun çok dramatik bir örneği ile yüz yüzeyiz:

.

AB Komisyonu

yazanlar da,

de terör örgütleriyle bağlantıları açık olan kişi ve gruplardan oluşmaktadır.

Bu durum,

, terör üzerinden müttefiklerine karşı savaş yürüttüğü gibi çok

bir gerçeği ortaya koymaktadır.

AB-Türkiye ilişkilerine bakarsanız,

göreceksiniz. Aslında

'la ilgili örtülü gerçekleri de bundan hiç farklı değildir.

Buradan baktığınızda ABD'nin bölge politikaları üzerinden

kuran Savunma Bakanlığı'nın

olduğunu,

nı söyleyebiliriz. Öyleyse,

kopuk tamamen

var.

Güç hesaplaşmasına dayalı bir

var. Birçok ülkenin,

nın, bu iddialar üzerinden yeniden bir gelecek inşa etmek çabasının arkasında işte bu endişe var.

Açıkçası

. Bu da, artık savaşların, büyük hesaplaşmaların küçük ülkelerde, cephe bölgelerinde değil, büyük ülkeler arasında,

yaşanacağına işaret etmektedir. Tehlike de buradadır zaten.

nin bugüne kadarki

nı Türkiye ödedi. Kendi müttefikleri tarafından vuruldu,

uğratıldı. Beraber yol yürüdüğü, ortaklıklarla iş yürüttüğü ülkeler son yıllarda alabildiğine Türkiye'ye saldırmaya başladı.

çokuluslu müdahalesi böyle bir şeydi. ABD'nin

'yi müttefik ilan etmesi ve Suriye'nin kuzeyinde

oluşturma projesi de böyle bir şeydir.

.

Bu aşamadan sonra, hiçbir ülke için “ittifak ilişkileri” bir güvence olmayacaktır. Elbette ikili ilişkiler yürüyecek, ortaklıklar yapılacak, işbirliği örnekleri sergilenecek ama artık kesinlikle

üzerinden bir bölgesel harita uygulanamayacaktır.

. İran sınırından Akdeniz'e uzanan ve ülkemizin bütün

denetleyecek şekilde dizayn edilen koridor, sadece

planlarıyla sınırlı değildir. Sadece PKK üzerinden bir

planı da değildir.

Bizim için asıl tehlike,

.

Öyleyse Türkiye için

o koridoru boşa çıkarmaktır. Bu bir terör meselesi değil,

gelecek hesabı, bir coğrafya hesabı, bir

meselesidir.

bu proje, Türkiye'yi imha planının parçasıdır.

Kimin ne tepki gösterdiğine bakılmaksızın,

. Unutulmamalı ki, birilerinin tepkileri Türkiye'nin gelecek hesaplarından daha öncelikli değildir.

, bütün bu bölgeler temizlenmeli, PKK unsurları tasfiye edilmelidir. Bizim bu bölgede tek hedefimiz

olmamalı, DEAŞ'a bakarak gözlerimizin

edilmesine izin verilmemelidir.

İşte bu

da Türkiye'nin alabildiğine güce, savunmaya,

yönelmesi, çok daha büyük krizlere karşı

halinde olması zorunludur. ABD ve

güçlerle ortaklıklar bu yeni duruma göre şekillenmeli,

nden ve

çekinilmemelidir.

Çünkü artık ülkelerin ittifak ilişkilerinin değil,

dır burası. Bu yüzden, her ne surette olursa olsun o duvar yıkılmalı, o

planı boşa çıkarılmalıdır. Türkiye, bütün bölgede, nüfuz alanlarını harekete geçirip alabildiğince

oluşturmalıdır.