|
Kafası bozuk iki adam ve Orta Asya"nın selameti

İstanbul''daki AGİT Zirvesi''nden kafası bozuk ayrılan iki lider oldu: Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov. Yeltsin''in öfkesinin sebebini anlamak zor değil. Çarlık Rusyası ve Sovyetler''in haşmetini yavaş yavaş kaybeden Rusya''nın lideri olarak, son Çeçenistan katliamlarının da etkisiyle, bütün dünyanın sert eleştirilerini kaldırmak o kadar kolay değil. Üstelik 21. yüzyılın dünyası Rusya''nın kayıpları üzerine şekillenecek ve Avrupa''dan ABD''ye ve Uzakdoğu''ya kadar herkes hesaplarını ona göre yapıyor. Doğu Avrupa''da, Balkanlar''da, Kafkasya''da ve Orta Asya''da devam eden kayıplar süreci zamanla Sibirya''ya, Moskova''nın burnunun dibine kadar genişleyecek.

Eğer Rusya üzerindeki ağırlıklardan kurtulamazsa, bu ağırlıkların altında ezilip gidecek. Veya çılgınca bir taşkınlıkla dünyayı kana bulayacak. Bunun içindir ki dünya, Moskova''yı tahrik etmeden, sabırla işin üstesinden gelmeye çalışıyor. Var gücüyle Çeçenistan''da zafer kazanmaya çalışan Moskova, Kafkaslar''ı ele geçirerek, Orta Asya''ya giden yolları tekrar açmaya çalışıyor. Ancak yeni dünya sesteminin ağırlık merkezini oluşturan bu bölgeleri Rusya''ya bırakmaya kimsenin niyeti yok. Yani Moskova, Çeçenistan''daki saldırganlığı ile bütün dünyaya karşı, yeni dünya sistemine karşı bir savaş başlattı.

Rusya''nın bugünkü içleracısı halini gören herkes, Moskova''nın bu çılgınca ve umutsuz girişiminin sonuçlarını tahmin edebilir. Bu, Rusya tarafından dünyaya yöneltilen bir tehdittir. 21. yüzyılın enerji stratejisi ile güvenlik stratejisinin iç içe şekillendiği bölgede, Yeltsin''in ve Rusya''nın dünyanın önünde durması mümkün değil. Bir ayağı mezarda olan Yeltsin''in İstanbul''da öfke ile masayı terketmesi bu açılardan son derece normal. Hastalığı ağırlaşan Yeltsin''in ölmesi veya iktidardan uzaklaştırılması ise, generallerin ve milliyetçilerin önünü açacak ve Rusya çok tehlikeli bir sürece girecek. O zaman hem Kafkaslar hem de Orta Asya yeniden sıcak çatışmaların girdabına sürüklenecek ve çatışmanın sarsıntıları bölge sınırlarını aşacaktır.

Kerimov''un derdi ne?

Peki ama Kerimov''un derdi ne? Yeltsin''den sonra İstanbu''dan öfkeyle, daha doğrusu küserek ayrılan Kerimov, zirve öncesi onca gürültü çıkarmasına rağmen, İstanbul''da silik bir tavır sergiledi. Akıntıya karşı kürek sallayan bir isim Kerimov. Batı''yı ve Türkiye''yi, tarih boyunca Orta Asya''nın bir numaralı düşmanı olmuş Çin ile dengelemeye çalışan Kerimov, Emir Timur''un ruhunu kuşanarak, komşu Türkî Cumhuriyetler''i tehdit eder bir hale geldi. Türkiye ve komşularıyla ilişkilerinde Timurvari bir tavır sergileyen Kerimov''un Timur havasını aslında kendisinden başka takan yok.

Kendisine rakip gördüğü ve Özbekistan''dan sürdüğü, öldürtmek için girişimlerde bulunduğu Muhammed Salih''in İstanbul''a gelmesine engel olan, bu amaçla Türkiye''ye şantaj yapan ve AGİT''in Salih''e gönderiği davetiyeyi iptal ettiren Kerimov, Ankara''nın her istediğini yapmasına rağmen yine de tatmin olmadı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in Türk Cumhuriyetleri''nin devlet başkanlarına vermeyi planladığı kahvaltıyı reddeden ve programın iptaline sebep olan Kerimov, hemen herkese küserek zirveyi terkedip gitti.

Orta Asya için tehlikeli

Kerimov, hem ülkesinin yönetiminde hem de uluslararası ilişkilerde başarısız bir tablo çiziyor. Bugüne kadar Özbekistan''da uyguladığı baskılarla, insan hakları ihlalleri ile, demokrasi ve özgürlük katliamı ile, binlerce masum insanı terörist olduklarını iddia ederek hapishanelere doldurmasıyla, sayısız insanın faili meçhullere kurban gitmesinden sorumlu olduğu iddiasıyla dünya gündeminin baş sıralarını işgal eden Kerimov, hem kendi halkıyla hem de komşularıyla çatışma halinde. Dinine bağlı herkese inanılmaz baskı uygulayan bu demir yumruklu adamın hapishanelere doldurduğu insan sayısının yüz bine yaklaştığı söyleniyor.

Rusya''yı tekrar Orta Asya''ya çağıran, Çin ile, Doğu Türkistan müslümanlarının özgürlük mücadelesine büyük darbe vuracak anlaşmalar imzalayan Kerimov''un tek dostu Çin. Pekin''de "Ayrılıkçılığa Karşı İşbirliği Anlaşması" imzaladıktan sonra ayağının tozuyla İstanbul''a gelen Kerimov, "Biz büyük komşumuz Çin''in kudretine sığınmalıyız" diyor. Yine İstanbul''dan Taşkent''e gider gitmez Kırgızistan''la yeni bir gerilim başlatıyor ve Kırgızistan''ın doğalgazını kesiyor. Taşken''te Bişkek ve Duşanbe arasında karşılıklı protesto notaları gidip geliyor bugünlerde. Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan''ı Özbekistan''ın bir eyaleti olarak gören ve bu ülkelerin bağımsızlığının önündeki en büyük tehdit olan Kerimov, Orta Asya''da başgösterecek bir kaosun bir numaralı sorumlusu olacak.

Göstermelik seçimler

Kerimov''un Özbekistan''ı bugünlerde göstermelik seçimlere hazırlanıyor. 5 Aralık''ta yapılacak parlamento seçimlerine 5 parti katılacak. Bu 5 parti de, seçilecek 250 milletvekili de Kerimov''un onayından geçmiş kimseler.

Devlet başkanlığı seçimi ise 9 Ocak''ta yapılacak ve Kerimov tartışmasız yine seçilecek. AGİT, seçimler için Özbekistan''a gözlemci göndermeye bile gerek duymadı. Gerekçe şu: Özbekistan''da serbest seçim şartlarının bulunmaması. Seçimlerin tüm aşamalarına devletin karışmasının gerçek muhalefetin ortaya çıkmasını, seçim kampanyalarının serbest biçimde yapılmasını engellenmesi.

Orta Asya''nın selameti Kerimov''suz bir Özbekistan''la mümkün. Tarihi, devlet geleneği, kültürel zenginliği nüfus yapısı itibariyle dünyaya açılan Özbekistan, Orta Asya''yı peşinden sürükleyebilir, Çin ve Rusya''ya karşı bir denge unsuru olabilir. Ancak bütün bu imkanlar Kerimov''un paronayaya varan kuşkuları arasında kaybolup gidiyor.

AB üyeliğine karşı Öcalan

İtalya''nın sol gazetelerinden La Republica, İtalya ile Türkiye arasında AB üyeliği konusunda "gizli bir anlaşma" yapıldığını, İtalya''nın, "AB''ye girmesine yardımcı olma karşılığında Türkiye''den Öcalan''ın hayatını bağışlama ve İtalya ile ekonomik ilişkilerin yeniden başlamasını istediğini" iddia etti.

Anlaşmanın İtalyan Dışişleri Bakanı Lamberto Dini''nin geçen Eylül ayında Türkiye''ye yaptığı ziyaret sırasında yapıldığı öne süren gazete, "Türkiye Avrupa''da. Ama Öcalan''ın yaşamasıyla... Bu anlaşma, Türkiye ile İtalya''nın tekrar yakınlaşmasını sağlayacak bir şeytan paktı" iddiasında bulundu.

ROMA- İtalya''nın sol gazetelerinden La Republica, İtalyan Hükümeti ile Türk Hükümeti''nin arasında Avrupa Birliği konusunda "gizli bir anlaşma yapıldığını" ileri sürdü. Öcalan''ın İtalya''da bulunduğu sırada kendisiyle sık sık röportaj yapan Marco Ansaldo''nun kaleme aldığı yazıda, İtalyan Hükümeti''nin, "AB''ye girmesine yardımcı olma karşılığında Türkiye''den Öcalan''ın hayatını bağışlama ve İtalya ile ekonomik ilişkilerin yeniden başlamasını istediği" iddia edildi. Anlaşmanın İtalyan Dışişleri Bakanı Lamberto Dini''nin geçen Eylül ayında Türkiye''ye yaptığı ziyaret sırasında yapıldığı öne sürülen haberde, "Türkiye Avrupa''da. Ama Öcalan''ın yaşamasıyla... Bu anlaşma, Türkiye ile İtalya''nın tekrar yakınlaşmasını sağlayacak bir şeytan paktı" iddiasında bulunuldu. Diğer İtalya gazetelerinden Corrier della Sera, "Öcalan adalete gidiyor. Ama Avrupa önlemeye çalışıyor" başlığını kullandı. La Repubblica, "Avrupa''nın Ankara''ya karşı ayaklandığını" savunurken, Sağ görüşlü Il Giornale, Türk Hükümeti''nin zorda olduğunu iddia etti ve "Türkiye uluslararası baskılara boyun eğerse, aşırı sağ partiler ortalığı karıştıracak" diye yazdı.

"Ankara''ya Öcalan''ın canlısı lazım"

İngiltere''de yayınlanan haftalık siyaset ve ekonomi dergisi The Economist ise, Öcalan''ın, "canlı olarak Türk Hükümeti''ne çok daha faydalı olacağını" yazdı. Dergi, bu haftaki sayısında yer verdiği "Öcalan''ı hayatta bırakmanın faydaları" başlıklı yorumunda, Kenya''da yakalanıp Türkiye''ye getirildiğinde 30 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan Öcalan''ın idamının geniş kitlelerce istendiğini hatırlattı. Dergi, şimdi bu havanın değiştiğini, aralarında politikacıların da bulunduğu pekçok kişinin artık Öcalan''ın asılmasının "ne kadar akılcı bir karar olacağını" tartıştığını bildirdi. Başbakan Ecevit''in de genelde idam cezalarına karşı olduğunu sık sık söylediğini hatırlatan dergi, ancak, yine Ecevit''in, bu konudaki dış baskılara boyun eğmeyeceği yolunda açıklamalarda bulunduğuna da işaret etti. Öcalan''ın asılmaması halinde bunda en büyük rolün yine kendisine ait olduğunu iddia eden dergi, Öcalan''ın mahkemeye ilk çıkarıldığında "devlete isyanın bir hata olduğunu kabul etmesinin" gelinen noktada etkili olduğunu yazdı.

Asılırsa adaylık hayal olur

İngiltere''nin bütün gazetelerinde yer alan haberlerde, özellikle AB ülkelerinin, idamın infazının Türkiye''ye üyelik yolunu kapatacağı şeklindeki açıklamaları ön plana çıkarıldı. The Guardian gazetesi, "AB, Türkiye''yi, Öcalan''ı bağışlaması yolunda uyardı" başlığını kullanırken, şehit ailelerinin Öcalan''ın asılması yönündeki ısrarlarına dikkati çekti. Gazete, Türkiye''nin, önümüzdeki günlerde son derece hassas diplomatik ilişkilerin içine gireceğini savundu. The Times ise, Öcalan''ın asılması halinde, Türkiye''nin AB adaylık listesinden silineceğini öne sürdü. The Daily Telegraph da, TBMM''nin sözkonusu kararı almakta zorlanacağını öne sürdü. The Independent ise, kararın onanmasından sonra, Türkiye''nin AB''den bugüne kadarki "en açık uyarıyı" aldığını savundu.


24 yıl önce
Kafası bozuk iki adam ve Orta Asya"nın selameti
Başka bir dünya
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü