Almanya'nın, Avrupa ülkelerinin kullandıkları

, arkasında yatan hesapları o gece bu

. Tankları insanlarımızın üstüne sürenlerin, masumları kurşuna dizenlerin kimler olduğunu,

anladık.

ve hangi hesabın ürünü olduğunu,

gördük. “

biz hep biliyorduk. Diyalog projesinin bir Vatikan ürünü olduğunu, Türkiye'yi parçalamaya ayarlı olduğunu, bir

olduğunu hep yazıyorduk.

Bazıları

devam ederken, FETÖ'ye

için her fırsatı kullanırken, oralardan

devşirirken,

yaklaşan tehlikeyi görüyorduk.

Şimdi

. Bu çatışmanın,

, hesaplaşmanın, 16 Nisan referandumuna endeksli olduğunu iddia etmesin. Kimse,

, tehlikeli bir geleceğe sürükleniyor

.

Kimse bizi artık

, buradan Türkiye'ye bir siyasi yol çizmeye yeltenmesin. Kimse Batı'ya

şeklinde dolaylı teklifler sunmaya kalkışmasın.

Türkiye ile Batı arasındaki

unutturup

üretmeye, milletimizi zehirlemeye, tehditlere ve saldırılara açık hale getirmeye girişmesin. Kimse, bunları yaparak bu ülkenin

. Kimse,

, bu ülkenin bir kez daha rehin alınması için Batı'ya

çalışmasın.

Kim bunları yapmaya girişirse,

. Avrupa gazetelerindeki

yüzlerine çarpın.

içeren yayınları önlerine atın. Unutmayın; bu aşamadan sonra

, o siyasi söylemi içeride pazarlamaya kalkışırsa o

, o fotoğrafın bir parçasıdır ve bizzat onlar tarafından

.

. Artık FETÖ'yü de, PKK'yı da, PYD'yi de harekete geçirseler, bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün

, bütün bu olanlardan sonra Türkiye'nin güvenini kazanamayacaklar.

Bundan sonra biz,

,

yoğunlaşacağız.

, Avrupa'nın Türkiye hesabı netleşmiştir, düşmanlığı tescil edilmiştir.

Bu kötülükten korunmak için, düşmanlıktan emin olmak için

. Özür dileyici bir tavır göstermeyeceğiz. Onlara yaranmaya, onlara

kalkışmayacağız. Onlarla aynı ortaklıklar içinde yer alıp bu

, unutma yolunu seçmeyeceğiz.

Çünkü onlar

. Herhangi bir Avrupa gazetesindeki, televizyonundaki tek bir haberin, siyasetçisinin dilindeki Türkiye karşıtı

, bugüne ait olmadığını biliyoruz.

Bu savunmayı yaparken,

oluşturmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.

. Tarihte bu hep böyle olmuştur. Öyleyse Türkiye'ye destek vermek, hele bu küresel saldırı ortamında ona arka çıkmak

.

. Hiçbirinin tarafı olmayacağız.

Çöküşlerini, hesaplaşmalarını,

ibretle seyredeceğiz. Avrupa içindeki bölünmeyi,

bölgesindeki olağanüstü askeri hareketliliği,

izleyip kendi savunma kalkanlarımızı güçlendireceğiz. Kendi ülkemize, coğrafyamıza yoğunlaşacağız.

Türkiye,

diye

küplere biniyorlar. Avrupa gazeteleri,

. Niyetleri bütün Batı'ya yeni bir Türkiye korkusu pompalamak, anlıyoruz.

Nasılsa Türkiye ile vuruşuyorlardı, nasılsa Türkiye'ye karşı

benzeri yeni bir saldırı furyası başlatılmıştı.

Yine aynı şeyleri yapmak için bu ülkeyi

yakalamak istiyorlar. Bugünden sonra yapacakları bütün baskılar bu alana yönelecek, Türkiye'nin savunmasını güçlendirmeye dönük çabalarını

etmek olacaktır.

Ne yapmalıydık?

15 Temmuz'da bu ülkeyi parçalara ayırmak için harekete geçenlerin yeni bir saldırı yapması için ellerimiz bağlı öyle bekleyecek miydik? Yok öyle yağma.

Bugünleri öngörerek dedik bunu.

dedik. Türkiye'nin nelerle karşılaşacağını öngörerek dedik.

16 Nisan halkoylaması, bir

tercih olmaktan çıktı.

, güç mücadelesinin bir parçası haline geldi. Mesele Türkiye meselesi olmaktan çıktı, küresel ölçekte bir konuya dönüştü.

16 Nisan'dan sonra ne olacak ki, bunu durdurmaya çalışıyorlar?

Söyleyeyim:

.

Ne kadar gürültü çıkarırlarsa çıkarsınlar. Ne kadar küfrederlerse etsinler, su kendi yolunu buldu bir kere.. Boşuna bağırıp çağırıyorlar. Bu

, öyle medya operasyonlarıyla, siyasi taşkınlıklarla, imaj çalışmalarıyla, tehditlerle, şantajlarla engellenemez.

Türkiye'ye karşı

kullananlar, kendi içlerinde patlamak üzere olan nefret dalgasına baksalar en azından kendileri için doğru bir şey yapmış olurlar.

Endişeli değiliz.

. Tehditleri tanımlarız. Savunma kalkanlarımızı güçlendiririz ve yolumuza devam ederiz… Geçmişte yaptığımız gibi..