|
Pakistan artık "kardeş" değil

Ecevit''in ziyareti, Bugüne kadar ''kardeş ülke'' durumunda olan Pakistan''ın devre dışı bırakılıp artık Hindistan''ın tercih edildiğinin tescilidir.

Her ne kadar 5+5 fiyaskosunun gölgesinde kalacak gibi görünse de, Başbakan Bülent Ecevit''in Hindistan ziyareti Türk dış politikasında son dönemde yaşanan eğilimi tamamlayan unsurlar içermesi açısından çok ömenli. Ziyaret Türkiye''nin Rusya ve Çin ile yürüttüğü ilişkilerin yükselen grafiği ile birlikte değerlendirilmeli. Ankara hem Moskova hem de Pekin''le stratejik ölçekli bir yakınlaşmaya girdi son yıllarda. ABD''nin bölgedeki en iyi müttefiki olan, Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu ile ilişkilerinde önemli bir yer işgal eden Türkiye, doğudan yükselen ve Rusya ile Çin''in sürüklediği batı karşıtı yeni eğilime ilgi ile yaklaşıyor.

Bu ülkelerle ilişkiler her ne kadar ekonomik gerekçelerle ilişkilendirilse de, ilişkilere asıl yön veren unsurlar askeri teknolojiler ve bu iki ülkenin özellikle Orta Asya ve Kafkaslar''daki güvenlik endişeleridir. Şüphesiz Rusya, Çin ve Hindistan Türk ekonomisi için çok büyük bir Pazar. Ancak bugüne kadar ilişkilerin ekonomik boyutu Türkiye için yeterince cazip bir görüntü vermedi. Bu ülkeler daha ziyade Türkiye''yi askeri teknoloji alanında birer Pazar olarak gördüler.

Ekonomi değil, stratejik ilişkiler

Ankara''nın Rusya ile ilişkileri malum. Son iki yıldır Rusya''ya her açıdan destek veren Ankara, Kafkaslar ve orta Asya''nın her geçen gün daha da Moskova''nın kontrolüne girmesine imkan tanıdı. Sovyetler''in dağılmasından bu yana Türkiye bu bölgelerde hiç bir zaman böylesine zayıf duruma düşmemişti. Çeçenistan''daki soykırım bile Ankara''da bir tereddüde yol açamadı. Şimdi Moskova, Bakü-Ceyhan''dan Türkmen gazına kadar enerji kaynakları üzerinde Türkiye''nin projelerini tehdit eder bur duruma geldi. Önümüzdeki günlerde bu tehdit daha da kendini hissettirecektir.

Çin ile ilişkiler ise, öncelikle askeri alanda başladı. Sayısız askeri ve sivil heyet karşılıklı ziyaretler yaptı. Yakınlaşmanın ekonomik hiç bir göstergesine şahit olmadık bugüne kadar. Buna karşı Rusya''nın yanında Çin de Orta Asya''ya damgasını vurdu. Kazak petrolünün Rusya üzerinden Çin''e taşınması projesi için çalışmalar sürüyor. Orta Asya''da ve Doğu Türkistan''da yükselecek İslami veya milliyetçi bir yükseliş hem Rusya''yı hem de Çin''i tedirgin ediyor. Her iki ülkenin Türkiye ile ilişkileri de bu bölgelerdeki güvenlik endişelerine endekslenmiş durumda. Ankara Çeçenistan konusunda Moskova''ya verdiği taahhüt gibi, Doğu Türkistan konusunda da Çin''e taahhütlerde bulundu ve her iki bölgedeki özgürlük hareketlerini ''terörist hareket'' olarak niteleyen anlaşmalara imza attı. Ancak bu ülkeler taahhütlerle yetinmeyip Türkiye''den bu hareketlerin ezilmesi için de destek istiyor. Pekin bu amaçla Türkiye ile ilişkileri güçlendirmeye özel bir önem veriyor. Bu ay Çin Devlet Başkanı Can Zemin Türkiye''ye gelecek ve gündemin ağırlık noktasını Doğu Türkistan oluşturacak.

Kıbrıs ve Keşmir pazarlığı

Rusya ve Çin''den sonra Ankara''nın Hindistan ile de özel bir ilişkiye geçmesi çok anlamlı. Bir kere Rusya ve Çin, tek kutuplu dünya sistemine karşı duruşlarını güçlendirmek için Hindistan''ı yanlarına almaya çalışıyor. Yeni Delhi ile aralarındaki sorunları süratle çözüyorlar. Buna karşılık Kafkaslar ve Orta Asya''da hızla mevzi kaybeden ve durumu kurtarmak için Orta Asya ülkelerine ardı ardına temsilciler gönderen ABD, Clinton''ın ziyareti ile Hindistan''ı bu oluşumdan uzak tutmaya çalışıyor. Türkiye ise, kendi stratejik çıkar alanları üzerindeki kayıpları hiç hesaba katmadan, Türkistan coğrafyası, Afganistan ve Pakistan''ı gözden çıkararak, Rusya ve Çin''den sonra Hindistan''la da aynı paralelde yakınlaşmaya çalışıyor. Türkiye''nin her üç ülke ile de ilişkilerinin askeri ve güvenlik ekseninde gelişmesi çok ilginç değil mi? Ecevit''in ziyareti, Bugüne kadar ''kardeş ülke'' durumunda olan Pakistan''ın devre dışı bırakılıp artık Hindistan''ın tercih edildiğinin tescilidir. Ekonomik çıkar kandırmacasıyla Türkiye''nin stratejik çıkarları satılıyor. Ecevit''in ziyaretiyle, Kıbrıs konusunda Türkiye aleyhtarı politika yürüten Hindistan''ın bu tavrı değişecek, Türkiye''de Kesmir''e verdiği desteği çekecektir.

Üç ülke üç kurban

Türk dış politikasındaki yeni eğilimin çarpıcı bir özelliği daha var. Türkiye, İslam''a karşı savaşın güçlerle derin ilişkilere giriyor. Rusya ile yakınlaşma adına Çeçenistan kurban edildi. Çin ile yakınlaşma adına Doğu Türkistan kurban edildi. Hindistan''la yakınlaşma adına da bugüne kadar desteklediğimiz Keşmir kurban ediliyor. Üstelik bu bölgelerde yıllardır süren kanlı özgürlük savaşlarının mensupları, Türkiye tarafından resmen ''uluslararası terörist gruplar'' olarak kabul ediliyor artık. 28 Şubat''ın sürecinin oluşturduğu dış politika perspektifi hiç bir aşınmaya uğramadan Türkiye''nin ufkunu karartmaya devam ediyor.

Kimse bunların büyük ülke olmak, uluslararası güç dengesinde aktif biçimde yer almak ve çok yönlü dış politika geliştirmek adına yapıldığını iddia etmesin. İsrail''in Suriye ile barışmak için Türkiye''nin sularını satması gibi, Kafkaslar, Orta Asya ve Doğu Türkistan''da da Türkiye''nin stratejik çıkarları Türkiye''nin geleceğini mahkum edecek şekilde Türkiye''ye karşı kullanılıyor. Burada hazin olan nokta ise, Türkiye''nin bütün bunlara gönüllü olmasıdır.

il y a 24 ans
Pakistan artık "kardeş" değil
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’