|
Yayınlanmayan o yazı!

30 Mayıs 2006 tarihinde bu köşenin boş olduğunu fark etmişsinizdir. Aslında o günkü yazımı yazmıştım. Ama yayınlamadım. Çünkü, yazıda yer alan iddiaların Türkiye kamuoyunda derin etkileri olacaktı. Belli çevreler iddiaları kesin bir dille yalanladı. kamuoyuna yansımaması için azami gayret sarfetti. Yazdığım yazıyı bir kenara koydum. Yeni bir yazı yazma fırsatı da bulamadım. O gün bu köşe boş kaldı. İşte o yazıyı bugün aynen yayınlamam gerektiğine karar verdim. Çünkü iddialar ve yalanlamalar gazete sayfalarına, köşelere yansıdı. Bu köşenin okuyucusu, olayları, gelişmeleri, tartışmaları aylar hatta yıllar önce öğrenmeye alışkın. Ama bu sefer öyle olmadı. Bir buçuk ay önce yazılan "Bu sefer MİT'çilerin başına "çuval" geçirildi!" başlıklı yazı şöyleydi:

"4 Temmuz 2004 tarihinde, Irak'ın Süleymaniye kentinde yaşanan "çuval olayı" Türk-Amerikan ilişkilerinde hiç bir zaman telafi edilemeyecek bir kırılmaya neden oldu. Türk Özel Kuvvetleri karargahı basıldı. 11 asker, kafalarına çuval geçirilerek gözaltına alındı ve sorgulandı. Bununla da kalmayıp onur kırıcı, aşağılayıcı uygulamalara maruz bırakıldı. ABD askerlerinin baskınına Peşmergeler'in de katılması, hatta iddialara göre, bu güçlerin içinde PKK'lıların da bulunması, Türkiye kamuoyunda infiale neden oldu. Türkiye ile ABD arasında yapılan, olayı unutturmaya yönelik bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlandı.

Başbakan Tayip Erdoğan'ın 22 Aralık 2004'teki Şam ziyaretinden hemen önce bir vahim olay daha yaşandı. Türkiye'den Bağdat'a giden Büyükelçilik korumaları Musul'da pusuya düşürüldü. 4 koruma kurşuna dizilerek öldürüldü. Peşmergelerin ve PKK'nın bu saldırısı üzerindeki esrar perdesi, mesela Mossad'ın rolü, hala netleştirilemedi. Çünkü "Çuval olayı"ndan sonra Musul saldırısı gündemden uzak tutuldu, unutturulmaya çalışıldı.

Bugün anlatacağım ise, "yeni bir çuval olayı"ndan farklı değil. Bu sefer Özel Kuvvetler'e mensup askerler değil, Türkiye'nin Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) mensup istihbaratçılar benzer bir olay yaşadılar. Bu sefer kafalarına çuval geçirilmedi ama ellerine kelepçe takıldı. Olay Mayıs ayı başlarında meydana geldi. Şöyle:

Milli İstihbarat Teşkilatı'na mensup 2 istihbaratçı, bir iddiaya göre 4 istihbaratçı, akşam saatlerinde Silopi'nin doğusunda Habur çayı üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yaptırılan demir köprüden geçerek Zaho'ya girdi. İstihbaratçılar Zaho girişinde bulunan peşmerge kontrol noktasında durduruldu. Bölgeye girişlerinin yasadışı olduğu söylendi. Kimlik bilgilerini sorup iki istihbaratçıyı gözaltına almak istediler.

Peşmergeler ile Türk istihbarat personeli arasında yaşanan tartışma sonrasında peşmergeler, bu kişileri tartaklayarak ellerine kelepçe taktı ve gözaltına aldı. Ardından Zaho'da bir yere götürülen Türk istihbaratçıları uzun süre burada sorgulandı. Durum Selahaddin kentinde bulunan Mesut Barzani'ye bildirildi.

Barzani önce serbest bırakılmalarını istedi sonra bu kararını değiştirdi. Bu arada bir başka İstihbarat yetkilisi gelerek adamlarını almak istedi ancak bu yetkili de göz altına alındı. Saatlerce gözaltında tutulan ve sorgulanan istihbaratçılar, aynı gece saat 01.00 sularında Barzani'den gelen bir talimatla serbest bırakıldı ve Türkiye'ye "iade" edildi. Türk istihbaratçıları önce serbest bırakmayan Mesut Barzani, muhtemelen Ankara'dan bir telefonla kararını değiştirdi ve olay büyük bir skandala dönüşmeden kapatıldı.

Irak'taki yerel kaynaklar ve Kürdistan Demokrat Partisi çevreleri tarafından doğrulanan bu olay hakkında Türkiye'de nedense hiçbir bilgi yayınlanmad..."

Bazıları bu kişilerin MİT'e değil, başka istihbarat teşkilatlarına bağlı olduğunu öne sürüyor. Gazeteler hem bu olayı hem de Özel Kuvvetler'in Kuzey Irak'taki operasyonlarını birlikte tartışıyor. "8sutun" adlı haber sitesi, Vatan gazetesi, Takvim gazetesi, E. Özkök ve Ö. Lütfi Mete'nin haber ve yorumlarının ana konusu çuval olayı ve operasyonlar.

"Barzani'ye operasyon" tartışmasının temelinde Özel Kuvvetler'in son günlerde Kuzey Irak'ta yürüttüğü çalışmalar var. Bölgede operasyon yapan Özel Kuvvetler'e mensup birimlerden bir kısmı geri çekildi. Peşmergelerle bu birimler arasında ciddi sorun lar çıktığı ifade ediliyor. Geri çekilenlerin yerini başkaları aldı. Son olarak 24 Temmuz akşamı bir başka birlik, operasyon için Kuzey Irak'a gönderildi.

Kuzey Irak'ta çok gizli operasyonlara katılan Özel Harekat Birlikleri'nin çalışmalarının birileri tarafından gerekli adreslere bildirildiği, operasyonların deşifre edildiği, birliklerin pusuya düşürüldüğü iddia ediliyor. CIA, Mossad ve Barzani ile irtibatlı çevrelerin bölgeye gönderilen birimleri ateşe attıkları öne sürülüyor. Lübnan'a düşen bombaların sesi Kuzey Irak'a kadar ulaşıyor. Bu ses yakında daha da güçlenecek.
18 yıl önce
Yayınlanmayan o yazı!
Duanın gücü, usul ve esasları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir