|
Sahibinden az kullanılmış kiralık kahkaha

Biraz baş başa konuşabilir miyiz?

Fazlasını isteyen yok, siz de istemeyin. Gözlerinize bakmaya henüz hazır değilim. Ya yere ya da şairler gibi uzaklara bakarak ve ancak fısıldayarak söyleyebilirim sıkıntımı: Bazen kendimi çok yalnız hissediyorum.

Yazar-okuyucu ilişkisi, doktor-hasta ilişkisi gibi çok özeldir. Tek farkla. Doktor-hasta ilişkisine kıyasla, yazar-okuyucu ilişkisinde roller, daha sık birbirine karıştırılır. Okuyucu yazara daha çok akıl verir.

Başkasını bilemem, ama kendi adıma şunu diyebilirim: Hiç mahzuru yok. Doktorculuk da oynayabilirsiniz. Fena da olmaz hani, okuduğunuz terapi kitapları bir işe yaramış olur. O zaman başlayalım.

Sorunuzu duyabiliyorum:

–Mesela en son ne zaman kendinizi yalnız hissettiniz?

Hacı amcalar "cevab veremedi" demesinler:

–Amerikalı rap"çi Snoop Dogg"ın müslüman olduğunu öğrendiğim zaman!

O anı o kadar net hatırlıyorum ki. Tepki verme özürlü ben, o gün özgürlüğüme kavuştum ve tepki verdim. "Yok artık!" dedim.

Hala duyduklarıma inanamıyordum. Sormadan geçemedim.

"Hani her şarkısının videosu aynı olan adam? Hani her klipte, siyahî hanımefendi kardeşlerimizle, samimi bir halde, fikir teatisinde bulunan muhteremden bahsediyoruz di mi?" dedim. Boğaz köprüsünden Beylerbeyi"ne inen yokuşta, dur-kalk ilerliyordum.

İkinci sorunuzu da duydum:

–Snoop Dogg da kim?

–Allah"ın varlığının delili! Bana sorarsanız, arı kovanındaki Allah yazısı değil, Snoop Dogg kardeşimiz Allah"ın varlığının delilidir. İnsanın aklını aciz bırakan, nasıl olduğunu hala anlayamadığım, gerçek bir mucize. Böyle bir insanı, ancak Allah değiştirebilirdi!

Konu ilginizi çekmediyse, kendimi yalnız hissettiğim zamanlara başka bir örnek verebilirim.

–(Fısıldayarak) Komplo teorisi programlarını izlerken de kendimi çok yalnız hissediyorum.

Hani bir kalabalıkta, siz hariç herkes güler ve "espriyi anlayamayan tek salak ben miyim" yalnızlığı olur ya! İşte öyle bir yalnızlık. Kahkahaların rutubetli duvarlarda bile yankılanabildiği türden sert bir yalnızlık.

Tekrar etmeme müsaade var mı: Yalnızlık parmak izi gibidir; hiç kimsenin yalnızlığı bir başkasınınkine benzemez.

"Alis Harikalar Diyarında" okuyarak büyütülmediğim halde, bu kadar teoriyi anlayamıyorum. İnsanın saçmalamaya bile ihtiyacı olduğunu bilen bir insan olarak, bu kadar komplo teorisi hangi ihtiyaca cevap veriyor, bilemiyorum.

(Komplo) teorileri iki dakika susabilse, "pratikleri" konuşma fırsatı bulacak. Pratiklerimiz sanki şunu söylemeye çalışıyor: Dünyada komplo teorisine ihtiyacı olmayan ülkelerden biriyiz. Hatta liderliğe bile oynayabiliriz.

Okuyucu, ne oldu, kafan mı karıştı? Kalk bakayım koltuğumdan. Geç bakayım yerine. Bu kadar doktorculuk oynamak yeter.

-Vego vegoo… Ooo… vego vego…

Bizim bu kadar komplo teorisine ihtiyacımız yok; çünkü bizim pratiklerimiz bize yeter de artar. Kendi kendimize ettiklerimizi, düşmanlarımız bize edemezler. Bu gerçeği hatırlarsak, komplo teorilerine yer kalmadığını, hatta gerek olmadığını anlarız.

Adeta bir mühendis gibi uluslararası organizasyonlar yapabiliyoruz. Bir İsviçre saati titizliğinde, hiçbir aksaklık olmadan, İstanbul"da "International World Forum"u bile yönetebiliyoruz. Dünyanın önde gelen isimlerini memnun edebiliyoruz, ama çok daha kolay şeyleri başaramıyoruz: "Sokaktaki vatandaşı" memnun edemiyoruz.

-Vego vegoo… Ooo… vego vego…

"IWF"yi sorunsuz organize edebilen bir belediye, E5"te kaza yapan bir servis minibüsünü saatlerce kaldıramıyor. İstanbullular sabah Boğaz köprüsünden yürümek zorunda kalabiliyor! Şeytan (komplo teorisi) bunun neresinde?

Acaba Mobeseler ve AKOM o sırada ne yapıyor? Haber bültenleri için, komik kazalardan seçki mi hazırlıyor?

-Vego vegoo… Ooo… vego vego…

Reklam olmasın, ismini vermeyelim. "O pet"rol firması, meseleyi dert edinip, temiz tuvalet kampanyası yapıyor. Akaryakıt istasyonlarındaki tuvaletleri, insana yaraşır hale getirmeyi başarıyor. Fakat bir akaryakıt firmasının yapabildiğini, Diyanet İşleri Başkanlığı başaramıyor. Diyanet, yıllardır camileri ve tuvaletlerini temiz tutmayı organize edemiyor. Hocam, şeytan (komplo teorisi) bunun neresinde?

-Vego vegoo… Ooo… vego vego…

Yazıya yalnızlık ile başladık, yalnızlık ile bitirelim. Yalnızlık bir din olsaydı eğer, Ebuzer onun peygamberi olurdu. (Haşa!)

Hazreti Ebuzer, İslam tarihinin en etkileyici isimlerinden birisidir. "Hazreti İnsan"dır. Hikayesi insana "dokunur". Doğruluktan taviz vermeden, yalnız yaşamış, yalnız ölmüştür. Hayat hikayesini okuyan etkilenmeden kalamaz. Hikayesine kulak misafiri olanın bile yalnızlığını arttırır. Rivayet doğruysa eğer, bir gün Ebuzer"e sormuşlar: "Ebuzer, yalnızlık zor değil mi?" Şöyle cevap verdiği söylenir: "Yalnızlık zor, ama insanlar daha zor."

Hazreti Ebuzer aynı zamanda, modern İslamcılık literatüründe mitleştirmenin en iyi örneklerindendir. İslamcılık, bir yandan ilk müslümanların yaşadığı zamana "Asr-ı Saadet" (Mutluluk Çağı) derken ve o çağa dönmeye çalışırken, çok meşgul olduğu için olsa gerek, şu basit soruya vakit bulamaz: İslam"ın ilk yüzyılını "Asr-ı Saadet" yapan insanlarla birlikte yaşamış Ebuzer, nasıl yalnız olabilir?

Komplo teorisi ile mit, gece ile gündüz gibidir. Eğer öyle bir dünyada yaşıyorsunuz. Mübalağayla malul bu hikayelerde benzer mantık hataları görülür. Son peygamberin yakın arkadaşlarıyla birlikte yaşayan bir insan nasıl dertleşecek kimse bulamaz, yalnız kalmayı nasıl başarabilir? İsterse. Başarabilir.

O yalnızsa, bizim halimiz ne olacak?

Bir insanın dilindeki şarkıya bak, halini anla.

Şu durumda "hayra alamet" ne olabilir? "Allah"ından bul" diyorum, başka bir şey demiyorum, Hacı Snoop Dogg kardeşim! Ahını aldım galiba: Alakasız yerlerde dilime takılan, "edebe mugayir" son şarkısının, sinir bozucu nakaratıyla selamlıyorum sizleri.

-Vego vegoo… Ooo… vego vego…

9 yıl önce
Sahibinden az kullanılmış kiralık kahkaha
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak