|
Gerçek bir insan istersen görmek

"Öğüdün yolu uzun, örneğin yolu kısa ve etkilidir" denilir. Mesela dostluğu anlatmak yerine, yaşamak. Mustafa Kutlu hocamızın da dediği gibi: "Hayatı, yazıdan daha çok önemsiyorum. Bir ağacı anlatmak yerine, gölgesinde oturmak daha iyidir."

Dostluk, bir kader olarak, insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız.

Bir de şu var: Kötü gün dostu olabilmek, sanıldığı kadar zor değildir. Asıl mesele, dostunuzun başarısına da sevinebilmektir.

Tarık Tufan"ı kıymetli yapan hususiyetlerden biri de, bana kalırsa, budur. Dostlarının başarısını kendi başarısı gibi görmesi ve göstermesi.

Bu dünyada, Tarık Tufan"dan sadece üç yıl fazlayım. Akran sayılmamıza rağmen, zerre kadar sevgisizliğini ve diğerini görmüş değilim. Cahit Zarifoğlu"nun "bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim" dizesine her anlamda sıkı sıkıya bağlı.

Gaziosmanpaşa Bereç"te sohbet ettiğimiz günleri hatırlıyorum. Bundan on beş sene önce. Marmara radyosunun olduğu soğuk ve karanlık işhanı. Kısıtlı imkânlar. İshak Arslan, İbrahim Paşalı, Tarık Tufan.

Demem o ki, aziz hatıralar ve bereketli dostluklar kolay oluşmuyor.

Radyo ve televizyon programlarına, onca kürsü tecrübesine rağmen, Tarık Tufan"ın hep şunu söylediğini hissetmişimdir: "Ben de buranın yabancısıyım."

Buranın, yani dünyanın.

Dünyaya alışamamak yahut dünyadan anlamamak. Belki de bundan dolayı, herkesin görebileceği bir yere saklanmak.

***

Dücane Cündioğlu, "bazıları korunur, bazıları kendini korur" der.

Tarık Tufan"ın hem korunduğunu, hem de kendisini koruduğunu düşünüyorum.

Tufan"ın ilk kitabı Kekeme Çocuklar Korosu, 2000 yılının ekim ayında yayınlanmıştı. O tarihten bugüne, Hüseyin Atlansoy"un sözleriyle söyleyecek olursam, "başarma kastı olmaksızın başardığı" bir şey var: Büyük bir vicdan olmak.

İnsanlık konusunda, "su katılmamış maharet."

Tepki çeken bazı yazıları ve sözleri de, bu durumun yahut duruşun bir parçası olarak görülebilir. "Aleyhimize olsa bile adaletten ayrılmamak…"

İşte bu tavır, onu, dert mezhebinin bir mensubu yapıyor.

***

Şair ne güzel söylemiş: "Seviyorum denmez bizde, sevilen kendini bilir." (Hayriye Ünal)

Bizim Yunus"un "sevdiğimi söylemezsem, sevmek derdi beni boğar" dizesine rağmen, uzun süre, ben de böyle düşündüm.

Sonra şunu fark ettim: Aşinalık, dikkatsizliği de beraberinde getiriyor. Bazen, en büyük haksızlığı, sevdiklerimize, bizden bildiklerimize yapıyoruz.

Bu yüzden olsa gerek; "sen yabancı değilsin" cümlesi, "sana haksızlık edebiliriz" anlamına da gelebiliyor. Neyse.

***

Ekim 2004 tarihli Ve Sen Kuş Olur Gidersin, Tarık Tufan"ın üçüncü deneme kitabı. Oysa kitabında bu başlığı taşıyan bir yazı yok. Buna karşılık, "Kuşlara Gösterişli Kafesler" başlıklı bir yazı var. Modern insanın trajedisi ve çelişkisi ancak bu şekilde anlatılabilir: Gitmek, fakat gösterişli bir kafesin içinde!

Cahit Zarifoğlu"nun "Sen Kuş Olur Gidersin Bir Trenle" şiirini biliyoruz. Ve Sen Kuş Olur Gidersin, eksik bırakılmışlık yahut yarım kalmışlık hissi verilmek için tercih edilmiş olabilir. Söz konusu şiirde "maskeli balo" geçiyor. Evet, bunu günümüze getirmemiz mümkün. İşler ve ilişkiler...

***

Tarık Tufan"la ilgili başka neler söylenebilir? Çok şey.

Yazılarından birinde, "susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez" demişti. Küçük bir ilaveyle son noktayı koyalım: Gülüyor olmam da.

11 yıl önce
Gerçek bir insan istersen görmek
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı