|
Bursa Edebiyat Günleri"nin "sanal" katılımcısı

Geçtiğimiz perşembe günü bizim çocuklardan biri aradı: “Abi, TKM''de (Tayyare Kültür Merkezi) cumartesi günü şiir okuyacak, daha sonra kitap imzalayıp söyleşi yapacakmışsın; biz de geleceğiz”!.. Benim, içimden bir “Fesüphanallah” çekip, büyük bir şaşkınlıkla “Ne TKM''si, ne şiiri, ne imzası? Ne diyor, nerden uyduruyorsun bunu?” şeklindeki cevabım karşısında, bu sefer şaşkınlık sırası ondaydı: “Zaman''da okuduk, haber olarak verilmiş, hatta senin bir fotoğrafını bile koymuşlar”!.. Haydaaa.. Sabah sabah, bu sözlerden sonra iyiden iyiye afalladım..

Neyse uzatmayalım; gazeteyi bulup, kültür-sanat sayfasını açtığımda, içinde gerçekten benim ismimin de geçtiği ve katılacağım duyrulan iki ayrı programın gün ve saatlerinin verildiği “Edebiyat dünyası hafta sonu Bursa''da” başlıklı haberle karşılaşınca, gözlerim fal taşı gibi açıldı..

Şu işe bakın: 11.''si düzenlenecek “Edebiyat Günleri”ndeki katılımcılar arasında benim de ismim geçiyordu ve fakat benim bundan haberim yoktu!

Söz konusu programı organize eden “Kültür A.Ş.”den ne bir yetkili, ne de bir ilgili, bana ulaşarak, ne herhangi bir talepte, ne herhangi bir davette bulunmuştu.. Gelin görün ki; bu “Sorumsuzluk” ve “Ciddiyetsizlik”i gölgede bırakacak denli tipik bir “Vurdumduymazlık” örneği sergileyerek, beni programlarına dahil edivermişlerdi.. Yalnız beni mi? Hayır! Öğrendiğime göre, Metin Önal Mengüşoğlu ve Mustafa Muharrem''le de herhangi bir ''iletişim'' kurulmadığı hâlde, bu iki şair, el çabukluğuyla “Edebiyat Günleri”nin ''sanal'' katılımcıları arasına alınmıştı. Yani bu kadar olur! Pes vallahi!..

Zaman gazetesinden sayfa editörü Ali Çolak''ı arayarak, durumu izah ettim: Hep biz şaşıracak değiliz ya, biraz da o şaşırdı! “Bursa Büyükşehir Belediyesi''nden resmî basın bülteni geldi, biz de haber olarak bastık” dedi. Evet, normal olan da buydu zaten..

Üşenmedim, program akışının ve katılımcıların yer aldığı broşürü almak üzere TKM''ye gittim. Ertesi gün başlayacak ve TKM salonlarında yapılacak olan “Edebiyat Günleri”nin program broşürü, henüz TKM''ye ulaşmamıştı!. Durumu oradaki bir yetkiliye (Ayça Hanım) iletince, elindeki listede benim ismimi bulmakta güçlük çekmedi: Kalan şaşkınlığın bir kısmı da Ayça Hanım''a yansıdı böylece!.. Bana, Kültür A.Ş.''nin müdürü Akif Koçyiğit''in telefonunu vererek, kendisiyle görüşmemin daha uygun olacağını söyledi..

Söz konusu şahsı aramadım tabii.. Hem niye arayacak, neyi soracaktım? İsmim veya şahsım hiç önemli değil; ortada, ''şair''e yapılmış açık bir saygısızlık, tipik bir pişkinlik örneği varken, benim telefonum neyi, nasıl çözümleyebilirdi ki? “Ne hâlleri varsa, görsünler.. Bana ne!” diye söylendim kendi kendime..

Birkaç saat sonra Akif Koçyiğit aradı ve özetle zaman darlığı (Hatırlatırım, “Edebiyat Günleri” yılda bir kez düzenleniyor!) nedeniyle ''teknik'' bir hatanın olduğunu, bu arada ''taslak'' metnin basına intikal ettiğini, bu durumdan üzüntü duyduğunu, özür dilediğini ve bir çözüm arayacağını ifade eden şeyler söyleyerek tekrar arayacağını belirtti.. İkinci telefonda, Koçyiğit''in ''çözüm''ü şuydu: Bizi mâzur görün ve programa siz de katılın! Oysa, edebiyat kamuoyuna mâl olmuş ''haber'' dolayısıyla, örneğin bir ''açıklama'' yapabilir veya bir ''düzeltme'' metni (Madem, ''asıl'' yerine ''taslak'' program yansımıştır basına!) hazırlayabilirdi.. Kaldı ki, benim meseleye bakışım çok farklı zaviyedendi ve arkadaşın bu ''pratik'' ve fakat ''hafif'' ve ''kolaycı'' çözüm önerisini reddettim!

Doğrusu, bütün bunları yazarken, meseleyi büyüttüğüm, dahası şahsîleştirdiğim hissine kapılanlar çıkabilir, diye de düşünmüyor değilim. Oysa, bizim başımıza gelen bu ''tatsızlık'', bir tür zihniyeti göstermesi bakımından kaygu verici, vahim bir örnektir.

Örnek deyince... Tam sırası geldiği hâlde, geçen sene, yine aynı çevrelerden ve yine “Edebiyat Günleri” bağlamında karşılaştığım, ''densizlik'' kokan bir “Emrivakî”yi anlatarak keyfinizi kaçırmak istemiyorum.

Ne var ki; hiç yoktan canımı sıkan bu nâhoş gelişme vesileyle, söz konusu “Pespayelik”te katkısı olanları kınıyor ve buradan ilân edi-yorum: Ben, İhsan Deniz olarak, bu zihniyet iş başında olduğu ve bu zihniyetin görevlendirdiği nâehiller görevde kaldığı müddetçe, Bursa Büyükşehir Belediyesi''nin ve/veya ona bağlı kuruluşların organize edeceği hiçbir organizasyona, faaliyete dahil olmayacağım!..

17 yıl önce
Bursa Edebiyat Günleri"nin "sanal" katılımcısı
Kedi ve devrimci
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü