İnsan hayatının hemen her safhasının sayılı dakikalardan ibaret olmadığını kim iddia edebilir?
Doğduğumuz andan itibaren işlemeye başlayan sayılı dakikalar, bazen birkaç, bazen milyonlarca kez tıklar..
Saymaya mecalimiz yoktur; saymaya kalksak da bunu başaramayız zaten..
Hayat akıp gider ve bizler dünyada olmanın anlamını sorgularken, sayılı dakikalar habire geçmekte, günün birinde bizi bilmediğimiz bir yerde bekleyen o ''son dakika''ya doğru hızla ilerlemektedir..
Ne yapsak, öyledir bu olgu; değişmez:
Biraz mutlu olsak, dakikaları sayılıdır..
Biraz sevinç duysak, dakikaları sayılıdır..
Biraz eğlensek, kahkaha atsak, umutlansak; sayılıdır dakikaları..
Biraz huzur bulsak, yine sayılı..
Sezai Karakoç''un 1955 yılbaşı gecesi yazıldığına dair not düştüğü “İnci Dakikaları” başlıklı şiiri de ''sayılı dakikalar'' sınıfına girmiştir çoktan:
Sen bana yeni yılsın her dakika
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum
Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk Arkadaşlığın
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
Erkek ağlar mı diyeceksin
Hayber''in kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
Daha gözlerinin gerçek yaşı belirmeden
Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
Sen benim ağlamamı erkekliğime
Uyanan ölmeyen yenilenen
Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say
Bütün bir yıl bütün bir yaşam boyu
Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say
(…)
“Gün Doğmadan/Şahdamar; 2. baskı, sayfa 62-63”
Bazen sayılı dakikaların ''sayısız dakika''ya dönüşeceği o ''son dakika'' birdenbire, hiç beklemediğimiz, ummadığımız bir anda karşımıza dikiliverir.. Hazırlıksızızdır oysa.. İçine çeker, yutuverir bizi..
Bazen hisseder insan, artık sayılı dakikaların bittiğini ve dünya hayatında o ''son dakika'' gongunun çaldığını..
''Sayısız dakikalar''ı saymaya başlar!..