|
Oyunun kuralı

Sarin 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bulunup kullanılmış, zehirli bir gaz. Doğrudan sinir sistemine etki ettiğinden, küçük miktarları dahi ölümcül. Saddam Hüseyin"in, 25 yıl önce Kürt ayaklanmasını bastırmak için, Halepçe üzerine uçaklardan yağdırdığı zehirli gazlar arasında olduğu sanılıyor. 1995 yılında Aum Şinrikyo (Yüce Hakikat) adlı bir tarikatın üyeleri de Tokyo metrosunda 5 ayrı noktaya eş zamanlı sarin gazı saldırısı düzenlemiş; 13 kişi ölmüştü.

Sarin gazı 1991"de Birleşmiş Milletler tarafından kitle imha silahları kategorisine alındı; üretimi ve depolanarak saklanması da 1993"te Kimyasal Silahlar Konvansiyonu tarafından yasaklandı.

Onbinlerce kişinin top, tüfek, bomba gibi "konvansiyonal" silahlarla öldüğü ve her gün yüzlerle ölmeye devam ettiği Suriye"de artık sarin gazı da kullanılıyor. Neyse ki(!) Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel"in ifadesiyle bu henüz "küçük ölçekte" bir kullanım: "Eminlik derecesi değişmekle birlikte, istihbarat servislerimiz Suriye yönetiminin özel olarak ölümcül sarin gazı olmak üzere küçük ölçekte kimyasal silahlar kullandığına inanıyor."

Şimdi Amerikalılar daha kesin kanıtlara ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar. Kanıtlara ulaşırlarsa ne yapacaklar diye sorarsanız, halihazırda yaptıklarından ya da yapmadıklarından öte yeni bir şey yapacaklarını sanmam. Çünkü Amerikalı yorumculara göre Obama yönetimi, Irak"ın (kitle imha silahları bahane edilerek) işgalinden sonra Suriye"de "yoğurdu üfleyerek yiyor."

Oysa ABD Başkanı Obama, geçen Ağustos"ta Suriye için ilk kez "kırmızı çizgi" açıklamış ve "Suriye rejiminin kimyasal silah kullanması veya yerlerini değiştirmesi halinde bu çizgi geçilmiş olacaktır" uyarısı yapmıştı. Obama Mart ayındaki İsrail gezisi sırasında da "kimyasal silah kullanımını hoş görmeyeceğini" ve böyle bir hareketin "oyunun kurallarını değiştireceğini" söylemişti.

Suriye"de oyunun kuralı, kural olmayışı. Suriye"ye, örneğin Libya"daki gibi, taraflardan biri lehine "oyunun kuralları"nı değiştirecek uluslararası askeri müdahale olmayışı yanıltmasın sizi. Rejim de muhalifler de, askeri, lojistik ve siyasi müdahalelerle şekillenen uluslararası kuralsız bir savaşın içinde kaybolmuş görünüyor.

Bu savaş, bu kaybolma hali, 80 bine yakın insanı öldürdü, bir buçuk milyon insanı çadır kamplara sürdü, ülkeyi neredeyse tümüyle yıktı. Karar vericilerinden uygulayıcılarına tüm taraflarını olduğu gibi, seyircisi olan herkesi, hepimizi de kirletiyor.

Suriye"de kaç 3 Mayıs oldu

Suriyeli ressam Tammam Azzam, askere almasınlar diye, bir buçuk yıl önce savaştan kaçıp yerleşmiş Dubai"ye. Şam"daki atölyesinin çoktan yıkılmış, resimlerini yanıp kaybolmuş olduğunu düşünüyor. Yerleşik düzenini terk etmek zorunda kalınca yeni atölyesini taşınabilir ortama, bir lap top"a kurmuş. Tümüyle dijital ortamda hazırladığı resimlerden birini paylaşmak istedim. Tammam burada, İspanyol ressam Goya"nın ünlü "3 Mayıs 1908" adlı tablosunu Suriye"deki savaşın yıkımını belgeleyen fotoğrafla birlikte kullanmış. Diyor ki: "Suriye"de hergün 100-200 kişi ölürken, insanlar yine de sanatla nasıl ilgilenebilir, tartışmak istiyorum. Goya, içsavaş süregiderken, 3 Mayıs 1908"de yüzlerce masum İspanyol köylünün öldürülmesini ölümsüzleştirmişti. Bugüne kadar Suriye"de kaç 3 Mayıs"larımız oldu?"…

11 years ago
Oyunun kuralı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?