|
Bizim dana 3 taksit

''Elbette onların ne etleri, ne kanları Allaha ermez, velâkin ona sizden olan takva irecektir. Böyle onları size müsahhar kıldı ki size yolunu gösterdiğinden dolayı Allah''ı tekbir ile büyükleyesiniz ve müjdele o vazifelerini güzel yapan muhsinleri.'' (Hac-37)

Bu, burada bir dursun.

Bir sivil toplum kuruluşunun ilanını gördüm. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki mazlum Müslümanlara kurban yardımı götürüyorlarmış. İlanda her şey güzel, tamam, hoştu. Lakin ilandaki bir detaya takıldım ben. O detay, ilgili kurban yardımının ''kredi kartına 3 taksitle'' yapılabileceği idi.

Sonra biraz meseleyi araştırdım. Meğer ''kredi kartına kurban uygulaması'' sadece yardım kampanyalarında değil, normal kurban satışlarında da epeydir söz konusu imiş.

Anlayacağınız, 3 taksitle danaya girme fırsatı veriyormuş bize kapitalizm.

Fıkıhçı değilim. Fıkıhçılarla sonu gelmez tartışmalara girmeye de hiç niyetim yok. Kredi kartına bilmem kaç taksitle kurban satanlar, bunun dine uygunluğu konusunda ''yeşil sarıklı ulu hocalar''dan fetva almışlardır elbette. Pekala sayın hocalarımız da örneğin ''kurbanın alındığı kredi kartı, kurbanın ödemesi bitmeden gecikme faizine girerse kurbanın hükmü nedir'' gibi sorulara detaylı cevaplar da bulmuşlardır. ''Kurbanın alındığı kredi kartıyla aynı zamanda içki de alınabilir mi'' gibi sorulara hiç girmiyorum. Nasılsa vardır ''dinen'' bir cevabı.

Ben, elim ekmek tuttu tutalı, Allah kabul ederse, kurban kesen bir adamım. Bir sürü kredi kartı sahibi olduğum yıllarda bile(şimdi şükürler olsun bir tane bile yok) ''kredi kartı ile kurban almak'' aklımın köşesinden bile geçmemişti. ''Kredi kartı'' ile ''kurban'' kelimelerini yan yana düşünememişim demek ki.

Neden mi? Anlatayım.

Öncelikle ''paran varmış, kurban kesmişsin. Bizim de kredi kartımız var, onunla kesiyoruz. Kurban da mı kesmeyek?'' diyebilirsiniz. Demeyin. Zira kurban ''parası olmayana'' gerekmeyen bir ibadet… Misal 2 sene önce param yoktu ve ben kesmedim. Çok öğretici bir tecrübeydi. Senelerdir ''kurban kesip et dağıtmaya alışmış'' nefsim için sağlam bir imtihandı.

Kurban, malumu aliniz olduğu üzere ''etkileşimli'' bir ibadet şekli. Birilerinin vazifesi kurban kesmekse, birilerinin vazifesi de kesilen kurbanlardan pay almak.

Kurbanın ifade ettiği hakikati kaçırıp kendimizi ''mutlaka kurban kesmeye'' şartlamak, üstelik bunu ''kredi kartı'' gibi bir necasetle halletmeye çabalamak bence en az ''kurban kesmeye gücü yeterken kesmemek'' kadar kötü bir durum.

Ne oldu? Kredi kartına ''necaset'' dediğim için kızdın mı sevgili muhafazakârım? Kızma. Necaset olmasa kapitalizm bu tuhaf aletleri cebimize sokmak için bu kadar ter döker, bu denli uğraşır mı sanıyorsun?

Visa''nın müdürü birkaç yıl önce ''yeni hedefimiz nakit taşıma alışkanlığı olanlar'' demişti. Ardından bankalar bilmem nesi, cebimizdeki paranın her an çalınabileceği, her an bilmem ne olabileceği endişesini pompalayan bir ''banka kartı kullanımı'' kampanyası başlatmıştı.

Sağ olsunlar, bankalar insanı çok sever zaten. İşleri güçleri insan hayatını kolaylaştıracak yepyeni keşifler yapmaktır. Mesela paramızın çalınmasından aşırı şekilde korkarlar. Bunun için bize ''banka kartı'' diye bir güzellik bağışlarlar.

Bunun ''kusursuz ilerleyen bir köleleştirme'' planı olduğunu elbette saklarlar.

Fakat hakkını yemeyelim. Elimizdeki buğdayı, arpayı, inciri birbiriyle trampa etmek yerine bir değişim aracı olarak ''para''yı icat eden Lidyalılardan beri çok geliştirdi kendini kapitalizm. Önce parayı ''bizatihi değerli'' bir şey olmaktan çıkarıp ''kağıt'' yaptı. Baktı ki kağıda da değer veriyor insanlık. Bu kez de ''cırt'' yapınca istediğini alabileceğin kartlar icat etti. Değersiz, gözünüze gelmeyen, sizde ''azalma'' ya da ''bitme'' hissi oluşturmayan bir ''kölelik halkası.''

İşte ben, tam da bu perspektiften, ''dini'' değil ''İslami'' gerekçelerle (fıkıhçı abi, anladın sen ''ince''yi) kredi kartıyla kurban almanın acayip sakıncalı bir şey olduğunu düşünüyorum.

Sevdiklerinden vazgeçmeyi göze alarak özgürleşmenin sembolü olan kurbanla, kendimizi seküler dünyanın kölesi haline getirmenin sembolü olan kredi kartı yan yana gelince korkarım ki kestiğimiz hayvanların sadece etleri ve kanları ulaşır Allah''a. Gayrısı değil.

Ne diyordu Süleyman Demirel: ''Apaçık bilindiği üzere sekülerler danaların ta kendileri oldukları için onlara kendi cinslerini kesmek düşmez netekim.''



11 yıl önce
Bizim dana 3 taksit
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler