|
Bosna"da sel, şenlik ve müftü

Hafta sonunu, bu dünyadaki evlerimden birinde, Bosna Hersek"te geçirdim. Ülkenin geçirdiği büyük sel felaketinin ardından buraya ilk gelişimdi. Doğrusu, burada bir başka sebeple bulunduğum için, selden doğrudan etkilenen bölgelere gidemedim. Ancak hem Boşnaklardan, hem de burada yaşayan Türklerden olayın vahametini dinleme fırsatım oldu.

Durmaksızın yağmış yağmur. Doğu ve özelikle de Kuzey Bosna"yı büyük oranda etkilemiş. Sel ve heyelan neticesi binlerce evsiz kalmış aileden, binlerce yıkılmış evden söz ediliyor. Tabii, ekili alanlar, fabrikalar, atölyeler gibi ekonomik alanlar da büyük zarar görmüş. Bir de büyük bir sorun olarak hiç gözden kaçırmamamız gereken bir şey var. Heyelanlar neticesi, Bosna Savaşı esnasında Sırpların bölgeye yerleştirdiği mayınların pek çoğu yer değiştirmiş. Zaten senede 15-20 can alan Sırp mayınları şimdi bu yer değiştirmeden sebep çok daha büyük bir tehlike haline gelmiş.

Bosna"daki iki yüz akı kurumumuz, yani Anadolu Ajansı ve TİKA, her zamanki gibi üzerlerine düşeni eksiksiz şekilde yerine getirmişler. Anadolu Ajansı, sel bölgesinden yaptığı haberlerle Türkiye"nin ve dünyanın dikkatini Bosna"ya çekmeyi başarmış. Batı medyasının selin sadece Sırbistan"da olduğu yönündeki haberlerini ve Türkiye"deki Soma felaketi gündeminin yoğunluğunu hesaba katmak, Anadolu Ajansı"nın yaptığı haberlerinin önemini anlamamıza yardımcı olacaktır. TİKA ise, selin ilk günlerinden itibaren bölgeye ciddi yardımlar ulaştırmış.

Türkiye"den pek çok insani yardım kuruluşumuz ve belediyemiz, selin "kısa vadeli" yaralarını sarmış, sarmaya da devam ediyor. Ancak bu noktada selin açtığı daha köklü sorunlar için çok daha önemli adımlar atılmalı. Öncelik, evlerini ve işlerini kaybeden insanlara yeniden ev ve iş sağlayacak bir planın hazırlanması ve uygulamaya konulmasında... En az bunun kadar önemli bir başka adımsa Sırp mayınlarının temizlenmesi konusunda sorumluluk almak. Bunların yapılmadığı, bu adımları içermeyen bir yardım anlayışı günlük ve kadük kalacaktır. Özellikle Bosna ilgilerini çok yakından bildiğimiz Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu"nun bu konuda hem Türkiye"yi hem de dünyayı harekete geçirecek adımların atılmasını sağlamaları gerekiyor. Niçin biliyor musunuz? Çünkü selden kurtarılan Boşnakların kurduğu ilk cümlelerden biri mutlaka "Soma"da durum ne?" sorusu olmuş da ondan. Boşnaklar kendilerini bizden ayrı görmüyor. Biz de onlardan ayrı değiliz.

Gelelim Bosna"da bulunma sebebime. Bu sene ilk kez Uluslararası Saraybosna Gençlik Festivali düzenlendi. Eğitimlerine Bosna"da devam eden öğrenciler, açtıkları 30 stantta 2 gün boyunca kendi ülkelerinin kültürlerini Boşnaklara tanıttılar. Kurulan sahnede mini konserler ve halk oyunları gösterileri düzenlendi. Boşnakların ilgisini ise en çok yöresel kıyafetleri ile Ulusal Tiyatro Binası"ndan Başçarşı"ya yürüyen onlarca öğrenci çekti. Gana, Filistin, Çad, Kazakistan, Kırgızistan, Arnavutluk ve diğer pek çok ülke.... Tam bir şenlikti.

Bir Türk firmasının, Bal Tour"un öncülüğünde düzenlenen bu güzel etkinliğe UDEF, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi, Yunus Emre Enstitüsü, Bosna"daki Türk birliğimiz, Başakşehir ve Ümraniye Belediyeleri omuz verdi. Yani bu güzel festivali, Türkiye gerçekleştirdi. (Laf aramızda, Türk Büyükelçisi"ni yine göremedik etkinlik alanında. Belki de daha önemli işleri vardı. Her zaman daha önemli işleri oluyordur belki de.)

Şunu görmek lazım. Bosna"da 30 ülkeyi bir araya getirebilecek yegane ülke Türkiye"dir. Bunun getirdiği sorumluluk ağır ve önemlidir.

Şunu da: Festival alanında selden etkilenen Boşnaklar için çeşitli stantlarda yardımlar toplandı.

Ve şunu da: Filistin standının önünde bir Kırgız delikanlı "üç yer abi" dedi, "Filistin, Bosna ve Çeçenistan. Bu üç yer selametteyse anla ki İslam dünyası da selamettedir.

Bu güzel etkinlik, eminim ki, gelecek yıllarda çok güzel bir gelenek halini alacak. Önümüzdeki yıl bu festivale destek olmak isteyen kurumlarımız şimdiden hazırlansın bence.

Ve son bir not. Pazar gün Gorajde Müftülüğü"nde görev değişimi vardı. Gorajde"nin yeni müftüsü, 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Savaşta bir kolunu ve bir bacağını kaybedip tedavi için geldiği Türkiye"de ilahiyat okumuş Remziya Pitiç. Güzel yüzlü, güzel kalpli, Türkçe"yi sular seller gibi konuşan bir müftümüz var artık Gorajde"de.

Tam bir Türkiye dostu olan Pitiç"in Gorajde Müftüsü olmaması için kimler kulis yapmış dersiniz? Doğru tahmin ettiniz: Ayağınızı bastığınız paralel çizgiden kaldırın lütfen. Şaşırdım mı? Hayır. Elbette şaşırmadım.

Ne diyordu Bosna Reis-ul Uleması Hüseyin Kavazoviç: "Bize Boşnakların İslam geleneğini sorup duruyorsunuz. Sormayın. Biz, Osmanlı"nın İslam geleneğini benimsemiş insanlarız. Bizim İslam geleneğimiz Bosna"daki tekkelerde, camilerde, medreselerde mevcuttur. O mevcudiyetin adı da Osmanlı ve Türkiye"dir."

10 yıl önce
Bosna"da sel, şenlik ve müftü
Dünyada petrol ve doğalgaz rezervleri
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir