|
İktisat"ın resim koleksiyonu Fona nasıl devredildi?

İktisat Bankası''nın bütün koridorları başta Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza başta olmak üzere tüm Türk ressamlarının resimleriyle donatılmıştı. Müzelerden daha zengin en büyük resim koleksiyonu İktisat Bankası''nda idi.

Banka Fon''a devredilince o "paha biçilmez" resimler de fona geçmiş oldu. Fon artık "Türkiye''nin en zengin resim koleksiyonuna sahip" tek kuruluş. Sanat çevrelerinde, bu "paha biçilmez" resimlerin de bundan önce fona geçen bankaların resimlerine yapıldığı gibi "ekspertizinin" yapılması isteniyor.

Çünkü şu sıralar sanat çevrelerinde, devlet bankalarından bir tanesinde, özellikle resim koleksiyonundaki orijinallerin, Rus ressamlar tarafından yapılan taklitleriyle değiştirildiği tartışmaları yapılıyor.

Sanat çevrelerinde, Mevduat Sigorta Fonu''na devredilen İktisat Bankası için de daha sonra "tatsız" söylentilerin olmaması açısından, resimlerin de "orijinal" mi, "taklit" mi olduğunun bir "ekspertiz raporuyla" açıklanmasının çok önemli olduğu vurgulanıyor.

Karanfil Hoca''nın öğütleri

Hocam, "Konsolidasyon, olacak, konsolidasyon olmayacak" gibi bir şeyler söylüyorlar.

Ne demek istiyorlar ben bir türlü anlayamıyorum?

- Güya "gavurca" konuşunca bir şey oluyor. Konsolidasyonun sözlük anlamı, tahkim etmek, sağlamlaştırmaktır. Bu işi ekonomiye sokarsan, genellikle kısa vadeli bir devlet borcunun yerini uzun vadeli bir borcun alması anlamını taşır.

- Peki bu günlerde bunu konuşmanın bir "manası" var mı?

- Hem de çok manası var. Eğer bir devlet vadesi gelmiş kısa vadeli borçlarını ödeme imkanına sahip değilse, "tahkim" yani gavurcası konsolidasyon yoluna başvurur ve kısa vadeli borçlar "konsolidasyon yaptım" denilince uzun vadeli olur.

- Peki devlet "kısa vadeli borç" aldığı kimselere, "Ben konsolidasyona gidiyorum" deyip "izin" istemez mi?

- Bazen sorar bazen sormaz. Sorarsa "ihtiyari" konsolidasyon olur, sormazsa "cebri" konsolidasyon.

- Yani devlet kısa vadeli borcu "cebren" uzun vadeli hale getirebilir öyle mi?

- Evet!. Aynen öyle. Devlet bu, istediğini yapar.

Ecevit, Önal''ı neden kutladı?

Başbakan Bülent Ecevit''in DSP grup toplantısında yaptığı konuşmayı Devlet Bakanı Recep Önal''a, Hazine''den sorumlu olduğu dönemde verdiği "başarılı hizmetleri dolayısıyla" şükranlarını sunarak bitirmesi, Türkiye''nin içinde bulunduğu "vahim" durumu açık seçik ortaya koyuyor.

Devlet Bakanı Recep Önal, daha önce bulunduğu koltukta başarılı olamadığı ve "devlet gemisini karaya oturttuğu" için görevinden alınıp yerine Kemal Derviş getirildi.

Eğer bütün başarısızlıklarına rağmen hâlâ hükümetin başında bulunacağım diye direnen Sayın Ecevit, bu durumu kavrayamıyorsa "vay geldi" bizim halimize.

"Devlet gemisini karaya oturtan" bir bakanı övücü sözlerle "teşvik" eden Ecevit, dümeninde bulunduğu geminin hangi kayalıklara doğru gittiğinin farkında değil anlaşılan. Kendini "kendi hayal dünyasında başarıdan başarıya koşan bir kaptan" gibi görüyor ve "bilmeden" bizi felakete doğru sürüklüyor.

23 yıl önce
İktisat"ın resim koleksiyonu Fona nasıl devredildi?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’