Bir grup arkadaşımızla medya, köşe yazarlığı ve siyaset üzerine konuşurken, Ramazan Hoca,
dedi. Bence şık bir tespit. Bazılarımız kızacak ama tartışmaya değer.
Bir süredir, köşe yazılarının okunmadığını, eskisi gibi tartışma yaratmadığını ve okurun ilgisinin çok azaldığını gözlemliyordum. Zaten son 5 yılda bu konuda ciddi bir erozyon yaşanıyordu. Gazete politikaları ve köşe yazarlarının nitelik sorunu bir çoraklaşmaya ve saygın okuyucu kaybına neden oluşmuştu. Bu da tirajlara ciddi biçimde yansıdı.
Ancak 15 Temmuz'dan sonra bu durumda daha bir artış oldu sanırım. Bu gözlemimi bir kaç arkadaşımla paylaştım, onların da görüşlerini aldım.
Bunun bir çok nedeni var.
Bugün hükümet karşıtı medyanın yazarlarına bakarsanız, ortalama üç konu etrafında sürekli yazı yazıldığını görürsünüz. Gazeteler de aşağı yukarı aynı konular etrafında manşet atıyor. Tekdüzelik, kötücül eleştirel bakış, üslup sorunu ve sığlık her taraftan hissediliyor.
Buna mukabil, bir zamanlar medya sektörünün aslında en çok okuyan, araştıran ve derinlikli işlerini yapan muhafazakar medyada da durum çok farklı değil. Bizim mahallede de yazılar, manşetler, üç, bilemediniz dört konu etrafında dönüyor.
ikiz. Buradaki yazılar da mühimmat gibi kullanılıyor.
Ramazan Hoca'nın söylediği mühimmat yazıları sanırım okurun da artık canına tak etmiş gözüküyor. O nedenle okunmuyor artık. Yazar da bunu fark ettikçe, daha çok saldırıyor, daha çok polemik, daha çok hakaret ve komedi yapmaya çalışıyor. İşte sonuçta bir birine benzeyen gazeteler, köşe yazarları, tv programları ile dolu medya dünyası.
Bu ortamda başka bir şey de beklememek lazım. Çünkü çok sayıda saygın yazar da var ve çok iyi yazılar yazıyorlar. Ama bunların okunma oranı, sosyal medyada paylaşım oranı diğerlerine göre çok düşük.
Ramazan Yıldırım Hoca bence güzel bir kavram üretti: Mühimmat yazıları. Kim kullanacaksa artık bu ortamda bilemem.
Adı
24 yaşında. Çocukluğundan beri tanırım. Babası, dostum Mustafa Ekici'ye isyan bayrağı açıp, konservatuar okudu. Tiyatrocu oldu. Sanata tutkulu bir şekilde sarıldı. İşsiz kaldı, parasız kaldı ama vazgeçmedi.
Bir dizi de oynadı ardından, Sinema dünyasına girdi. İlk filminde iyi bir rol aldı. Dünyalar onun oldu. '
adlı film, Adana Altın Koza Film Festivali'nde yarıştı. Kendisinden başka kimse onunla festivale gitmedi. Tek başına heyecanını yaşadı. Sonuçlar açıklandı.
İlk filminde, ilk ciddi rolünde büyük bir başarı elde etti.
Sanırım muhafazakar camiada büyümüş, sinema dünyasına geçmiş ve böyle bir ödül almış ilk kişiydi Musab. Ben babasından daha çok sevindim. Çünkü sanat konusunda çok kötü durumda olan bizim mahallede, böyle yetenekli bir gencin ödül alması gerçekten çok önemli bir şey.
Sonra bizim mahallede sanat, tiyatro, sinema neden gelişmiyor, yıldız çıkmıyor diye ahkam kesen yazılar yazarlar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.