Bu derece ciddi bir hazırlık yapılmış olmasına rağmen,
Çünkü, uluslararası sermaye hareketlerinin Türkiye gibi önde gelen gelişmekte olan ekonomiler lehine akışkanlığı büyük ölçüde kaybettiği; hatta, tersine,
Türkiye'nin uluslararası ekonomi çevrelerindeki algısını, ekonomik büyüme ve finansal istikrar başlıklarındaki becerisini, azimli mücadelesini daha da ön plana çıkaracak;
Aksi durumda, TCMB'nin döviz rezervlerini besleyecek, Türkiye'nin makro dengelerini sabit tutacak, piyasalardaki dalgalanmayı azaltacak bir ortam yakalanamaz ise, TCMB'nin enflasyonla mücadelesi açısından, başarıya ciddi oranda yaklaşılabilecek bir makro ekonomik ortamın yakalanabileceği kanaatinde değilim.
2014 yılından beri, bulunduğum her ortam ve kaleme aldığım yazılarda ısrarla vurgulamaktayım ki,
mücadelede başarıyı sağlayacak bir 'psikolojik ortamı' yakalamak neredeyse imkansız.
'Psikolojik ortam'daki yetersizlik, ekonomi kanalı Bloomberg HT'nin sorularını yanıtlayan, uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch temsilcisi Paul Gamble'ın sözlerine de yansımış.
Almanya'nın Avrupa Merkez Bankası ve bilhassa Başkanı Draghi'ye karşı tutumunda da benzer sıkıntılar gözleniyor. Draghi, bugüne kadarki üslubuna hiç uymayacak bir tonda 'beni hep attığım adımlar için eleştirdiniz. Attığım adımların Avrupa'nın toparlanmasına yaptığı katkı ortada. Buna karşılık, sizin enflasyonun hortlayacağına dair iddialarınız da kof çıktı. Ya, es kaza, ben sizi dinleyip, bu adımları atmasaydım, Euro Bölgesi'nin hali acep ne olurdu' anlamına gelecek açıklamalarda bulunmuş. Öyle anlar gelir ki, merkez bankası başkanının öncelikli görevi kendini ezdirmemeye ve temsil ettiği kurumun gücünü göstermeye yoğunlaşır.
TCMB Başkanı Başçı'nın dünkü 'enflasyon raporu' sunumunda, bir slaytın altındaki ifade dikkatimi çekti. Ekim ayındaki son enflasyon raporunda, 2015 yıl sonu enflasyon ve gıda enflasyonu tahminini paylaşmış olan Merkez Bankamız, işlenmemiş gıda enflasyonundaki sapma nedeniyle, 2015 yılının son çeyreğinde enflasyon beklentisinin tutmadığını belirtmiş.
Yani, tahminin dışında bir durum yok. Esas sıkıntı, I ve H kodlu çekirdek enflasyon oranlarını belirleyen mallardaki enflasyonun yüksek seyretmesi.
Merkez Bankamızın enflasyonla mücadelesi, bugünün küresel ve yerel ekonomi-politik risk başlıkları altında, Türkiye'nin yıllıklandırılmış manşet enflasyonunu yüzde 5'e yaklaştırmaya müsait değil. Çünkü, küresel ekonomi aktörleri açısından, Türkiye'ye yatırımlara devam etmeleri ve Türkiye'nin cazibesini koruması, öncelikli olarak, büyümesini sürdürebilir kılmasından, mali disiplinden ve yeni bir büyüme modeline yönelik yeni bir 'hikaye' oluşturmasından geçiyor. Enflasyonun, iki haneli bir düzeye yükselmediği sürece, bu tablo içerisinde, aynı ölçüde önceliği olduğu kanaatinde değilim.
içeriye sermaye girişinin yoğunlaşması ile, eğer döviz kurlarında istikrar oluşur ise, o zaman 'enflasyonla mücadele'miz, göreceksiniz,
.