|
Avrupa’nın “Yeşil Anlaşması” bizim sanayimizi nasıl etkiler?

Her ne kadar Covid-19 pandemisi araya girip konuyu geri planda bıraksa da Avrupa Komisyonu’nun “Avrupa Yeşil Anlaşması” süreci devam ediyor. Söz konusu anlaşmaya göre Avrupa, 2050 yılına kadar kıtayı karbon-nötr hale getirmeye hazırlanıyor.

AVRUPA PAZARINDA BİZİ BEKLEYEN TEHLİKE NE?

Avrupa’nın “Yeşil Anlaşması”, Avrupa’nın yeni büyüme stratejisi olarak ilan edildi. Bu anlaşma ile karbon emisyonlarını azaltırken yeni iş imkanlarının oluşturulması ve yaşam kalitesinin artırılması hedefleniyor. Ulaştırmadan vergilendirmeye, tarımdan gıdaya ve tüm sanayi politikalarında bu anlaşmanın hakim kılınacağı ifade ediliyor. Karbon ayak izlerinin azaltılması ve temiz teknolojilerin daha fazla kullanılması konusunda teşvikler artırılıyor. Bu alanlarda yatırım yapacak ve yenilik getirecek işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için önümüzdeki 10 yılda bir trilyon avroluk yatırımın desteklenmesi öngörülüyor. Tüm bunlar sanayi tesislerinin üretim yaparken çevreyi kirletmesinin önüne geçmek ve karbon salınımlarını en aza indirmek için planlanıyor. Öte yandan bu durumun maliyetleri artıracağının farkındalar ve Avrupalı işletmelerinin hali hazırda var olan Emisyon Ticaret Sistemi(ETS) ile birlikte kaybetmiş olduğu rekabet avantajını daha da kaybetmesini istemedikleri için Avrupa Birliği’ne ithal edilen karbon yoğun malların eşdeğer bir emisyon yükü ile maliyetini artıracak bir sınır karbon düzenlemesi öngörüyorlar. Açıkçası bu Avrupa’ya yapılacak ihracatın maliyetinin artırılması demek. Bu durumda üretim anında enerjisini fosil yakıtlardan sağlayan ve karbon salınımı yüksek olan demir-çelik, çimento ve alüminyum gibi sektörler bundan çok daha fazla etkilenecektir. Eğer gerekli düzenlemeler ve anlaşmalar yapılmazsa pek çok sektörün AB üyesi ülkelere olan ihracatında ciddi sorunlar yaşaması muhtemel görünüyor.

NEDEN EPİAŞ’IN DEĞERİ DAHA FAZLA ANLAŞILACAK?

Hemen hemen her fırsatta EPİAŞ’ın (Enerji Piyasaları İşletme A.Ş.) basit bir yapı olmadığını Türkiye’nin enerjide transit bir koridor olmaktan daha ziyade bir ticaret merkezi olması için stratejik öneme sahip olduğunu ifade ederim. Bu bile başlı başına bir değer iken Avrupa’nın “Yeşil Anlaşması” kapsamında EPİAŞ, Türkiye için çok daha stratejik bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Zira EPİAŞ’ın stratejik planında ve sorumluluğunda olan “karbon piyasası”nın kurulması ile Türkiye’deki işletmelerin “Yeşil Anlaşma” neticesinde AB piyasasında karşılaşabileceği “Carbon Border Adjustment Mechanism“ gibi sorunları çözmede büyük rol oynayacağı aşikar. Hali hazırda EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın açıkladığı üzere kısa bir süre sonra EPİAŞ’ın Yeşil Sertifika Çalışmaları ile sanayi ve KOBİ’ler de dahil olmak üzere tüm tüketicilerin tüketmiş oldukları elektriğin yenilenebilir kaynaklardan sağlandığının belgelendirilebileceğini ifade edelim.

AB PAZARI BİZİM İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’ye yakını 28 AB ülkesine yapılıyor. Öte yandan yine Türkiye’nin ithalatının yüzde 35’i de AB’den. Bu rakam Türkiye’nin dış ticaretinde AB’nin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Böylesi kritik öneme sahip bir pazarla olan ticaretimizin “Yeşil Anlaşma” üzerinden sıkıntıya girmesine ekonomi yönetiminin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, EPDK’nın ve EPİAŞ’ın müsaade etmeyeceğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Ancak işletmelerimizin de önceden bu sürece hazırlık yapmaları gerekiyor. Bir süre sonra “Yeşil Anlaşma” çerçevesinde “Carbon Border Adjustment Mechanism“ devreye girdiğinde AB ile olan ticarette ciddi sorunlar ve ihracatta engellemelerle karşılaşmamak için sanayicilerimizin işletmelerini şimdiden hazırlamaları sadece kendi işletmeleri için değil aynı zamanda ülkeleri için de büyük bir sorumluluk.

#AB
#Pazar
#Ekonomi
4 yıl önce
Avrupa’nın “Yeşil Anlaşması” bizim sanayimizi nasıl etkiler?
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü