Geçen hafta Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan bir raporda Allianz’ın başekonomisti Ludovic Subran tüketici davranışlarındaki değişimin ekonomilerin en önemli sorunu haline geldiğini belirtmişti. Zira tüketicilerin gelirlerini harcamak yerine daha fazla tasarruf etmeye başlaması toplam talebin düşmesi anlamına geliyor ki bu durum pandemi sonrası dönem için en istenmeyen senaryolardan birisini oluşturuyor.
Toplam talebin sert bir şekilde düştüğü pandemi sürecinde ekonomilerin durgunlukla ve işsizlikle mücadele kapsamında attığı çok yüksek maliyetli adımları sürdürmesi maalesef imkansız bir durum. Bu bakımdan tüketicilerin yeniden harcama yapmaya başlaması ekonomilerin sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip. Ancak pandeminin tüketici davranışlarında belirgin bir değişimin ne zaman eski haline döneceğini ya da dönüp dönmeyeceğini bilmek şu aşamada mümkün görünmüyor.
Öte yandan tüketici davranışlarındaki bu değişim tasarruf tarafında altına olan ilgiyi de artırıyor. Elbette altındaki yükselişin tek nedeni bu değil. Ama altın fiyatının yukarı yönlü hareketinde önemli bir değişken. Çünkü ülke ekonomilerinin kurtarma paketleri kapsamında piyasaya sürdükleri yüksek emisyonun önemli bir kısmı harcama yerine tasarrufa dönüştü ve bunda da altın önemli bir tercih haline geldi.
Altının ons fiyatındaki artış devam ediyor. Hafta başında tüm zamanların rekorunu kırmayı başardı. Genel kanaat ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, dolardaki düşüş ve küresel ekonomiye ilişkin endişeler yüzünden altına olan talebin arttığı yönünde.
Öte yandan yatırımcıların altın talebi de kesintisiz bir şekilde artmaya devam ediyor. Ancak bu talebi karşılayacak miktarda fiziki altın ise yok. Hem bu durum hem de işlem kolaylığı yatırımcıların altın destekli fonlara (ETF) yönelmesine neden oluyor ki altın ETF’leri ile ilk işlem yapıldığından bu yana ETF’ler altın ons fiyatında esas belirleyici haline geldi. Halihazırda altın ETF’leri 2009’daki rekor seviyeyi geçmiş durumda. O halde ETF’lere olan talep arttıkça altının ons fiyatındaki artış da devam edecektir.
Hafta başı itibari ile Borsa İstanbul’da yeni dönem başladı. Endeks değerinden iki sıfır atıldı ve sadeleşme sağlandı. Böylelikle Prof. Dr. Erişah Arıcan’ın BIST Yönetim Kurulu başkanı olduğundan bu yana devam eden sessiz ve nitelikli yenilenme sürecinde önemli bir adım daha atılmış oldu.