Futbolla siyaset hep paralel gitmiştir. Önceki gün Katalan bir arkadaşla yaptığım sohbette buna bir kez daha şahit oldum.
Birleşik Krallık, İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda''nın birlikteğini ifade ediyor. Futbol söz konusu olduğunda bir İskoç, “İngiltere kimle oynarsa oynasın rakip takımı destekleriz” der. Bunu hatırlattığım Katalan arkadaşım “Nasıl böyle bir durum olabilir? Onlar ortak pasaport taşıyor” diye müdahale etti. Tam bu sırada Alex Ferguson''un Manchester United dergisine yaptığı açıklama geldi aklıma. Alex 1986''dan beri M.United''ı çalıştıran ve İngiltere''de mesai yapıp para kazanan katıksız bir İskoç. Kendisine, “Futbol hayatınızda en üzüntü duydugunuz an neydi?” sorusunu bizim polikacıların demogoji ağzıyla değil de gerçekten kendi düşünceleriyle cevapladı Ferguson: “Benim en üzüldüğüm an, İngiltere''nin 1966''da dünya kupasını kazanmasıydı.”
İspanya''da Katalan ve Bask bölgeleri var. Arkadaşım bir Katalan. Katalanlığıyla gurur duyor. Kendisine Barcelona''nın lig maçları öncesinde neden kendi milli marşlarını okuduklarını sordum. “Evet okuyoruz. Çünkü biz ayrı bir ırkız” dedi. Peki “Katalonya bir ülke olsaydı ve İspanya, Bulgaristan''la karşılaşsaydı, İskoçlar gibi mi yapardınız. Yani rakibi mi tutardınız?” diye sordum. Hiç durakmasadan cevapladı: “Hayır kesinlikle İspanya''yı tutardık. Çünkü Birleşik Krallığa ait pasaporta sahip İskoçlar gibi biz de İspanya pasaportunu bulunduracaktık. Ayrıca İskoçlar''ın yaptığı delilik” diye cevaplarken, hafif bir gülümsemeyle “Basklılar için aynı şey geçerli değil. Çünkü onlar kesinlikle İspanya''nın rakibini tutarlardı” dedi. Şu anda Katalonya kendi kendilerini idare ediyor, tıpkı Basklılar gibi. Yerel yönetim çok güçlü. Ancak kazanılan gelirleri Madrid''e göndermek zorundalar. Ancak Basklılar bunu yapmıyor ve tek kuruşu dahi başkente göndermiyor. Bir anlamda İspanya hükümetine zırnık koklatmıyorlar.
Sonra bana bir örnek verdi. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Takımı''nın uluslararası maçlar yapmak için izni olsaydı, onlar sizleri tutmaz mıydı? Bizim durum da öyle” Bunun üzerine ben de cevabı yapıştırdım: “Kıbrıslı Türkler, sizin durumuz gibi değil ki. Çünkü orada Türkler yaşıyor. Ayrıca onlar İspanya''daki Franco dönemini yaşamadılar. Franco, Katalanlar''a kötü davrandı ve bu nedenle zıtlaşmalar yaşandı. Bizim “Franco”muz asla olmadı.”
Bu arada “Franco” deyince aklıma güzel bir tarihi olay geldi ve hadiseyi hatırlattım. Franco, Kasım 1975''te öldü ve bir yıl sonra Barcelona, Real Madrid''i deplasmanda 5-0 yendi. Barcelonalılar bu sonuca inanamıyordu. Bir Real Madrid taraftarı olan ve Beyaz Şimşekler''in aldığı sonuçlara dahi müdahale ettiği ileri sürelen Franco yaşasaydı bu sonucu alabilirler miydi? Maç sonrası Katalonya''da büyük bir kutlama yapıldı. Franco ölmüştü ve aldıkları netice bunun göstergesiydi. Aslında 5-0''lık skor İspanya''nın tam bağımsızlığa kavuştuğunun bir göstergesiydi. Barcelonalılar, bu galibiyeti bir milad olarak kabul ederler.
Evet İskoçya ve İrlanda, İngilizler''le uzun yıllar savaştı. Şu anda birlikteler ancak tarihi belgeler raflarda duruyor ve bu nedenle İngilizler''i desteklemiyor olabilirler. Keza; Kuzey İrlandalılar, Galliler için de bu böyle. Katalanlar''ın Ispanya''yla bir savaşı olmadı. Onların sadece “Biz Katalanız” demek ve böyle olduklarını herkese iletmekten başka bir amaçları yok. Demek ki, bir İskoç ve bir Katalan, aralarındaki ortak yanlara rağmen, “milli” konularda çok farklı düşünebiliyor.
