|
Zor oyunu bozdu...(2)

Ziyaul Hak''ın 1988 yazında bir suikaste kurban gitmesinin ardından Pakistan ordusunun ülke politikaları üzerindeki ağırlığında önemli bir kayma oldu. Ziya, hem Devlet Başkanı ve hem de Genelkurmay Başkanı idi. Onun ölümünden sonra başkanlık yetkileri sivillere geçti. Nevaz Şerif''in devlet başkanının yetkilerini budamasından sonra ise ordu iyice ikinci plana düştü. Zaten istifa eden Genelkurmay başkanı da bunu seslendirdiği için baskılara maruz kalmıştı. Böylece sivil asker çekişmesinde ilk raundu siviller kazanmıştı. Ancak, bir sivil olarak Şerif de, aynı Zülfikar Ali Butto gibi en ummadığı yerden darbe alacaktı. Ziya''yı Butto iş başına getirmiş ve kendi sonunu hazırlamıştı. Perviz Müşerref de kendini iş başına getiren Şerif''in başını yiyecekti. Kendini güçlü hisseden Şerif hükümetinin ulusal konsensus gerektiren meselelerde tek başına hareket etmesi ve özellikle de orduyu devre dışında bırakma girişimleri orduyu rahatsız ediyordu.

Kargil çatışmasını ordu planladı

Hindistan''la başlatılan diyalog ortamına ordu karşı olmalıydı ki, Hind başbakanının Pakistan''a tarihi ziyaretinin tebessümleri unutulmadan ve Lahor anlaşmasının daha mürekkebi kurumadan, Kargil adlı bölgede çatışmalar başladı. Hindistan ve Pakistan yeniden savaşın eşiğine geldiler. Şerif''in Clinton''la yaptığı görüşme sonucunda Pakistan Müslüman gerillaların çekileceğini ilan etti. Bu, Kargil''e müdahaleyi destekleyen ordu ve Pakistan halkı içerisinde bu büyük bir tepki oluşturdu. Daha sonra Pakistan dışişleri eski sekreterinin Pakistan''la Hindistan''ın Keşmir meselesini çözme yolunda perde gerisinde yürüttükleri görüşmelerin başarıya ulaşmak üzere iken Kargil müdahalesiyle akamete uğradığını itiraf etmesi, sivillerin böylesi bir meselede orduyu devre dışı bıraktığını açıkça ortaya koydu. İlişkiler gerginleşiyordu. Ordu ve halk Keşmir''in politik pazarlıklarla satıldığı kanısını taşıyordular. Hükümetin nükleer silahların yaygınlaşmasını önleme anlaşmasını imzalama eğiliminde olması orduyu rahatsız eden bir önemli unsurdu. Hindistan''ın hızla silahlandığı bir ortamda böyle bir girişim ülke güvenliğini önemli ölçüde tehdit ederdi. Halk desteğinden mahrum olmaya başlayan Şerif''in bu durumunu farkeden ABD, ondan bu konularda taviz koparmaya çalışıyor, Şerif de ordu ve büyüyen muhalefete karşı kendisini ABD desteği ile dengelemek istiyordu. Pakistan hükümetinin ABD''nin baskısı ile, Taliban ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye başlaması, işin tuzu biberi oldu. Oysa Taliban''ın işbaşına gelmesinde ordu ve onun istihbarat biriminin büyük emeği vardı. Askerin gitgide büyüyen tepkisinin farkına varan ve yaklaşmakta olan muhtemel bir darbeyi hisseden Şerif, kardeşi Şahbaz Şerif''i eylül ayı sonlarında ABD''ye gönderecek ve ABD''den mevcut rejimin zorla değiştirilmesine karşı olduğuna dair bir teminat alınacaktı. Amerikalılar Pakistan Silahlı Kuvvetleri''nin nükleer silahların yaygınlaşmaması anlaşmasını imzalamak istemediğini, onların Keşmir direnişine ve Afganistan''daki Taliban rejimine desteklerinin süreceğini anlamışlardı. Dolayısıyla Şerif hükümetini destekleme yoluna gitmişlerdi. Parlamento ve senatodaki ezici üstünlüğü, devlet başkanının desteği ile gücünün zirvesinde olan Şerif, bir taraftan içerde gitgide büyüyen muhalefete karşı koymaya çalışırken diğer taraftan, büyük bir ihtimalle, son bir manevrada daha bulundu.

Pakistan nereye?

Askerlerin darbe niyetlerinin iyice ortaya çıktığı bir zamanda, süresi dolan Müşerref''in görev süresini iki yıl daha uzattı. Böylece askerin homurtusunu susturacağını ve münasip bir zamanda da onu vazifeden alacağını umuyordu. Genelkurmay Başkanı''nın Sri Lanka''ya ziyareti sırasında onu görevden alarak son hamlesini de yaptı ama karşı hamle ile mat oldu. Asker kendisiyle oynanılmasının ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koydu. Gözlemciler, Müşerref''in darbeyi ülkenin hakim eğilimleri yönüne çekebilmek amaçlı olarak gerçekleştirdiğini belirtiyorlar. Yani nükleer silah çalışmalarına devam etmek, ulusal bir mesele olarak görülen Keşmir meselesine desteğin devamını sağlamak ve Afganistan''da hasım olmayan bir rejimi muhafazaya gayret göstermek. Tabi bu arada Ziya''dan sonra ülke meselesinde etkisi zayıflayan orduyu yeniden eski günlerine döndürmek. Nükleer silahı patlatmaktan dolayı zaten ekonomik bazı ambargolara muhatap olan Pakistan, sanırız bu yönetimle birlikte uluslararası ilişkiler açısından yeni ve zorlu bir dönemece girmiş bulunuyor.

25 yıl önce
Zor oyunu bozdu...(2)
Kutuplaşma değil kucaklaşma zamanı!
Müşterek dert, ortak şikâyet
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’