|
“Ben sizin Başbakanınız değil miyim?”
Şubat 2008'de Almanya/Köln Arena Stadyumu'nda 20 bin Türk'ün katıldığı mitingde bir konuşma yapan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, kendisini coşkulu bir şekilde dinleyen kalabalığa,
“Asimilasyon bir insanlık suçudur”
diye hitap etmişti.


Sözlerin asıl muhatabı orada kendisini dinleyenler değil, Alman makamları idi tabii.



Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla kabilinden.



Geçen hafta Alman Federal Meclisi'nden çıkan Ermeni yasası, 8 küsur sene öncesine götürdü zihnimizi.



Sanki, Almanlar Erdoğan'a tekrardan bir cevap vermek istemişlerdi.



“Bak ben bu insanlık suçunu işledim, al sana asimile olmuş 13 Türk milletvekili…”

diyerek.



Şubat 2008 Köln/Arena Mitingi deyip geçmeyelim.



Stadyumda 20 bin kişinin katılımıyla miting yapılması, o dönem Alman siyasetçilerini sarsmıştı.



Neden derseniz, o güne kadar Merkel dahil, yaşayan hiçbir Alman siyasetçi için, hiçbir seçim kampanyasında, hiç bu kadar insan bir araya gelmemişti.



“BİR DÖVMEDİKLERİ KALDI”


Alman basınında Erdoğan daha oradayken inanılmaz bir kampanya başlatıldı.



“Sen kendi ülkene bak, Kürtleri nasıl asimile ettiğini anlat bize”

türünden yayınlar yapıldı.



Erdoğan dönüş yolunda yanındaki milletvekillerine

“Bir dövmedikleri kaldı”

diyecekti.



Ev sahibinin kaba saba muamelesinden rahatsız şekilde ülkesine dönmekte olan bir misafir olarak.



Erdoğan Türkiye'ye döndükten sonra Merkel için hemen bir salon toplantısı organize edildi.



Almanya'da yaşayan 200 kadar Türk genci salona getirildi.



Merkel onlara sitem etti.



“Ben sizin Başbakanınız değil miyim?”

diye sordu.



Gençlerden bazıları

“Evet sen bizim Başbakanımızsın”

dedi.



Merkel rahatladı, mutlu oldu.



CEM ÖZDEMİR: YÜKSELMEK İSTİYORSANIZ TÜRKİYE'Yİ KARALAYIN


Almanya'daki dostlarımız, 8 yıl önceki atmosferin bir benzerinin şimdilerde yeniden hortladığını haber veriyor.



Bizim burada Sözcü/Cumhuriyet/Birgün gibi gazetelerde çıkan çoğu palavradan oluştuğunu bildiğimiz haberlerin benzerlerinin hemen her gün Alman medyasını süslediğini anlatıyorlar.



Ermeni soykırım suçlamalarıyla ilgili oylamadan çıkan sonuç, oradaki iklim hakkında yeterince fikir veriyor zaten.



Dün, zaman zaman bana Almanya'da olup biten hadiselerle ilgili bilgiler ulaştıran, meseleler üzerinde esaslı yorumlar yapan Alman siyasetinin içinde de yer bulmuş bir dostumu aradım.



İki önemli haber verdi.



Birincisi Cem Özdemir ile ilgiliydi.



Soykırım iddialarını Alman Meclisi'ne taşıma çabalarına öncülük eden Türk kökenli Yeşiller milletvekili Özdemir ne mi yapıyormuş?



Alman siyasetinde yer edinmeye çalışan Türk kökenli siyasetçilere

“Eğer burada kariyer yapmak istiyorsanız, Türkiye'yi eleştirin, kötüleyin”

diye tavsiyelerde bulunuyormuş.



Bunları Özdemir'in bu tavsiyesine muhatap olan Eyalet milletvekilleri benim görüştüğüm arkadaşa söylemişler, o da bana anlattı.



Kendisinin siyasi kariyeri ile nasıl da örtüşüyor bu tavsiyesi değil mi ama?



BÖHMERMANN KURTULUYOR MU?


İkinci haberimiz mizah adı altında Erdoğan'a galiz küfürler eden Böhmermann hakkında.



Bu densiz adamla ilgili yabancı ülkelerin devlet başkanlarına hakaret kapsamında Alman Ceza Kanunu 103'üncü maddeden soruşturma açılmıştı.



Şimdi sıkı durun.



Alman parlamentosu, Erdoğan'a küfürler ettiği için yargılanması beklenen Böhmermann'ın kurtarılması için harekete geçti.



Ne mi yapılacak?



Devlet Başkanlarına hakareti suç sayan Alman Ceza Kanunu 103'üncü maddesi hepten kaldırılacak.



Kaldırılınca da, küfürbaz karikatürist kurtulmuş olacak.



Yani, Almanya parlamentosu kişiye özel yasa çıkarmış olacak.



Biz de buna Alman adaleti diyeceğiz.



Almanya parlamentosuna, yargısına saygı duymak gerekir diyeceğiz.



Yersek tabii…


#Ermeni yasası
#Cem özdemir
8 yıl önce
“Ben sizin Başbakanınız değil miyim?”
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset