|
TCMB ve ABD Merkez Bankasının (FED) hedefleri farklı!

Merkez bankası başkanımız değişti. Öncelikle Şahap Kavcıoğlu beye yeni görevinde başarılar dilerim. Epey çalkantılı bir geçiş oldu, umarız ki bu süreç kendisinin başarısına engel olamayacaktır. Başarısı için gönülden duamız vardır…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” yani “Türkiye Cumhuriyeti” değil; kanunlar ile kendisine özel hak tanınmış bildiğiniz özel bir şirkettir. Türkiye Cumhuriyetine ait kamu kurumu değildir. Para basıp emisyon yaratma gibi ekonomi için çok kritik hakkı olan böylesi bir kurumun ilk kuruluşunda devlet payı yüzde 15’lerde iken 1970 yılında sermaye arttırılarak en azından yüzde 51’lik kısmı hazineye ait hale getirilmiştir. A, B,C,D grubu olarak dörde ayrılan hisselerin “A” grubu hazineye, “B” grubu bankalara, “C” grubu banka harici ancak banka imtiyazlı finans kuruluşlarına
“D” grubu ise özel şirket veya şahıslara aittir. “D” grubu hisse sahiplerinin kim olduğunu tam olarak bilememekteyiz. Zira bu bilgi açıklanmamaktadır. Şeffaflığın çok önemli olduğu finans sektöründe garip bir durum değil mi?
ABD Merkez Bankası (FED)

ABD Merkez Bankası’nın (FED) durumunun da bizden iç açıcı olmadığı ortadadır. Zira FED’in sahipliği daha fazla tartışmalı bir konudur. Görünürde hisselere, özel on iki ABD bankası sahiptir. Yine tamamıyla devlet harici şahıslara ait olan bu bankalardaki hisseler esasen birkaç ailenin elindedir. Bu aile isimlerine aşinasınızdır…

Esas Konu: İki kurumun hedefleri farklı!
FED resmi internet sitesinde
kendi
hedeflerini
şu şekilde
sıralamaktadır
;
en yüksek istihdam oranı, fiyat istikrarı
ve
bunlara uygun faiz oranı.
TCMB’nin internet sitesinde
ise kurum
hedefini sadece fiyat istikrarı
olarak belirlediğini yazmıştır.
İşte filmin koptuğu yer burasıdır!
FED istihdam oranı endişesi taşırken,
bizim
Merkez Bankamızın böylesi bir endişesi yok! TCMB kendini sadece enflasyon hedeflemesi yapmak ile mükellef tutmaktadır.
Kanun bu yönde olduğu için haklıdır o ayrı… Ancak bu durum
ekonomik gerçeklerden ve faydalardan çok uzaktır.
Sadece enflasyon hedeflemesi yapmak üzere faiz oranı belirlemek ekonomi için bir fayda üretmez, hatta zarar sağlar.
Genel fayda üzerine;
halkın oyu ile seçilen hükümetin ana hedefi tam istihdamı yani düşük işsizliği sağlamakken, ekonomiye yön veren ana kurum merkez bankamızın böylesi bir hedefi olmadığı gibi enflasyonu düşürmek için faizi yükseltmek üzere hareket etmesi de kendi kanunu ile gayet doğal bir durummuş gibi karşımıza çıkmaktadır.
Hâlbuki;
faizi yükselttikçe yatırımlar düşer, yatırımlar düştükçe de istihdam azalır.
Yabancı sıcak para hücum eder, yerel para değer kazanır (geçici süre), kendini kral gibi zannedersin ama en nihayetinde cari açık veren halinle bu dönem kısa sürelidir ve sürdürülemezdir.

Sıcak para çıkışa karar verince elinde ne var yoksa süpürür gider. Elimizde düşük enflasyon bile kalmaz.

Bunun ötesinde en önemlisi ise; ekonomi kurumları arasında hedef birlikteliği olmamasıdır. Hedefler ayrı olduğu için çözümler de uygulamalar da farklıdır.
Sözün özü;
en kısa zamanda TCMB kanununda değişikliğe gidilip TCMB’nin hedefinin FED’de olduğu gibi en yüksek istihdam oranını sağlama, fiyat istikrarı ve bunlara uygun faiz oranının belirlenmesi olarak değiştirilmelidir. Böylelikle TCMB, hükümet ve bakanlıklar ile ortak hedefe sahip
özerk
bir kurum olarak millete fayda üretecektir.
Bunların ötesinde,
temel sorunun “cari açık” olduğu da hiçbir surette unutulmamalıdır.
Merkez Bankası
ekonominin temellerini toparlamak için
zaman kazandırabilir.
Ancak zamanı nasıl değerlendireceğimiz esas sonucu belirleyecektir. Zira kurulan her denklemde hep borç almaya ihtiyacın varsa, kuralları senin koyman pek zor olacaktır.
#TCMB
#ABD
#FED
#Hedef
3 yıl önce
TCMB ve ABD Merkez Bankasının (FED) hedefleri farklı!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi