|
Sizin ortaçağ zihniyetiniz tarih oldu asıl…

İslam’ın bir ortaçağı yok.

Müslümanlar da tarihin hiç bir döneminde “ortaçağ zihniyeti”ne sahip olmadılar.

“Ortaçağ”, Avrupa’ya özgü.

Ve de Avrupalıların kendi dönemlerine dair yaptıkları bir kategorizasyonun adı.

Kendilerini aklı Tanrılaştıran Avrupalı aydınlanmacıların, bilimi kilisenin yerine oturtarak bir bilim kilisesi oluşturan pozitivistlerin, dine ve dindarlığa dair ne varsa onu devlet, memleket ve millet hayatından söküp atan laisist/laikçi Jakobenlerin mirasçıları olarak gören bu ülkenin müstağripleri ne yazık ki onlardan her konuda daha aşırı bir yere savruldular.

Bu ülkede CHP üzerinden bir dönem yapılanlar gerçekte Avrupa’da bilimperestlik, modernlik, pozitivizm ve laikçilik adına yapılanlara dahi rahmet okutturacak cinstendir.

Zira Avrupa Kilise üzerinden Tanrı adına yapılanlarla hesaplaşırken son kertede dinin önemini ve gereğini reddedecek bir kerteye savrulmamıştır. Dini eğitimi de dinden ve tarihten gelen kimi geleneklerini de sürdürmeye devam etmiştir.

Bizim Mankurtlarımız veya garpzedelerimiz ne yazık ki onlardan daha aşırılaşarak toptan reddiyeci olmuşlardır. Dini görünürlüğün bile laikçilik adına tehlikeli görülmesi, Kur’an öğretilmesinin yasaklanması ve hatta ezanın dilinin dahi değiştirilmesi işte bu inkarcı ve reddiyeci zihniyetin eseridir.

Kendinden farklı olana tahammülsüzlüğü ve herkesi kendine benzetmeyi olmazsa olmaz olarak gören bir ortaçağ anlayışının engizisyondan bin beter baskı politikalarıyla sürdürüldüğü dönemleri tam da arkamızda bıraktığımızı varsaydığımız günlerde birilerinin çıkıp okul öncesi çocuklarımızın Kur’an öğrenimi ve eğitimi için “Ortaçağ zihniyeti” eleştirisinde bulunması hem manidar hem üzücüdür.

Beni şahsen daha çok üzen bu suçlamayı getiren zatın partisine dindar-muhafazakar sosyoloji üzerinde siyaset yapan bazı irili ufaklı partilerin ve siyasi aktörlerin suskun kalmalarıdır. Sabah akşam Erdoğan/AK Parti karşıtlığı konusunda o zatın yöneticisi olduğu partiden bile aşırı bir tutum sergileyen o sözümona dindar-muhafazakar siyasi parti ve aktörlerin kayda değer bir tepki koymamalarıdır. En fenası hala “Ortaçağ zihniyeti” suçlamasıyla gerçekte nerde durduğunu ayan-beyan ortaya koyan o partiyle Erdoğan’ı alaşağı etme projesinde aynı safta yer alabiliyor olmalarıdır.

Avrupa’da eğitim nasıl yapılıyorsa ülkemizde de o şekilde yapılması gerektiğini salık veren o Cumhuriyetçilik ve laikçilik adına tipik bir ortaçağ zihniyetine sahip zata o vakit hatırlatalım: Avrupa’nın bazı ülkelerinde din eğitimi 2,5 yaşında başlıyor. Sözgelimi, Belçika’da 2,5-6 yaş arası çocuklara öğretmenler koordinasyonunda papazlar ve rahipler ders veriyor. Almanya’da 3-6 yaş grubundaki çocukların kahir ekseriyeti kiliselerde din eğitimi alıyor. İngiltere’de okul öncesi din eğitimini kilise belirliyor.

Bizim laikçi Jakoben siyasal seçkinimiz kalkıyor, Diyanet’in ne işi var diyor.

Oysa bilmiyor ki o Diyanet’in bizzat kurucusu, kendi partisinin de ilk genel başkanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisidir. Avrupa’da din eğitimi konusunda kilisenin belirleyiciliği nedense sorun değil ama bizim gibi Müslüman bir ülkede Diyanet’in belirleyici olması nedense sorun.

Diyanet üzerinden sergilenen bu karşıtlığın gerçekte neyin karşıtlığı olduğunu o geçmiş karanlık dönemin tecrübelerinden biliyor milletimiz.

O partinin oy kaygısıyla retoriği değişse bile genleri yerli yerinde duruyor. Ve o genler asla değişmiyor.

Ama bilsinler ki o zulümle özdeş ortaçağ zihniyetleri bir daha dirilmemek üzere tarihe gömüldü asıl.

Bu zihniyet sahiplerinin Erdoğan düşmanlığının asıl sebebini görmeyen kimi dindar-muhafazakar siyasal aktörlerin Erdoğan’ı alaşağı etme operasyonunda onlarla aynı cephede yer almalarının vebalini bilmem hatırlatmamıza gerek var mıdır?

YÖK’E DAİR

Salı günkü köşe yazımda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki laikçilik adına “Ortaçağ zihniyeti”ni hortlatmak isteyen bir hoca için kılını kıpırdatmayan YÖK için “yazıklar olsun” demiştim.

Araştırıp soruşturduğumda öğrendim ki Danıştay’ın bilmem kaç yıl önce verdiği bir kararla YÖK’ün bu tarz durumlarda bizzat devreye girerek gereğini yapma yetkisi elinden alınmış. Yani YÖK’ün artık böyle bir yetkisi yok. Bütün yetki rektörlerde. Bu vesileyle düzeltir, haksız yere eleştirdiğim YÖK Başkanımızdan özür dilerim.

#İslam
#CHP
#YÖK
2 yıl önce
Sizin ortaçağ zihniyetiniz tarih oldu asıl…
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak