|
Ekonomi ile ‘Beka’nın çarpışmasından böyle bir netice çıktı

Spor yazarlarının en büyük fobisinin uzatma dakikalarında atılan, skoru değiştiren goller olduğu söylenir.

O vakte kadar yazı hazırlanmış, övülecek olan övülmüş, yerilecek olan yerilmiş ama son dakika golü, yazının ruhuna halel getirmiştir.

Bu teşbihi İstanbul için yapıyorum.



Ekrem İmamoğlu’na giden binde 3’lük oy oranının adres değiştirerek Binali Yıldırım’a yönelmesi halinde, (Yapılan itirazların sonucu değiştirme ihtimalini açık tutarak yazıyorum M.A) “
Seçmen hangi mesajları verdi
” temalı siyasi analizlerin yönü de bambaşka olacaktı.
Sonuçta seçimlerde insanlar birbirinden habersiz şekilde oy kullanıyor, günün sonunda oy dağılımını gösteren istatistik verileri ortaya çıkıyor ve
‘Ortalama akıl ne diyor
’ sorusu üzerinden seçim mesajlarının analizleri yapılıyor.
Bir dizi uyarı mesajını içeriğinde barındırmasına rağmen 31 Mart’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Ak Parti için bir ‘
Güvensizlik sonucu
’ ürettiğini söylemek mümkün değil.

Önümüzdeki haftalar, aylar içerisinde S-400 füzeleri, Fırat’ın doğusundaki PKK yapılanması gibi temel güvenlik meselelerinde müzakere ederken, pazarlık yaparken, direnç gösterirken Erdoğan’ı ‘Arkasına bakarak’ hareket etmeye zorlayacak bir tablo ortaya çıkmadı.

Ortalama aklın verdiği mesajı bir yerlerde konumlandıracaksak eğer, seçmenin bu alanlarda Erdoğan’ın elini sağlam tutmasına yarayacak bir tutum sergilediğini söyleyebiliyoruz.

İYİ PARTİ’NİN HEZİMETİ

Ak Parti yüzde 45 bandında oy aldı, Cumhur ittifakı ise, Devlet Bahçeli’nin koyduğu hedef olan yüzde 52’nin çok az altında.

Belediye başkanlığı kazanımları bağlamında ise, CHP’nin daha karlı çıktığı bir seçim yaşadık.

İyi Parti ile açıktan, HDP ile gizlice yapılan ittifaklar İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok yerde CHP’nin işine yaradı.

İyi Parti ve HDP’nin salt kaybettirme stratejisi ile hareket ettiğini düşünecek olursak, bu iki partinin de kendi amblemlerine basılan mühürlerin üzerini bir şal ile örtme çabalarını anlamlandırabiliriz.

Ama kazanımlar bahsi üzerinden ilerleyecek isek, ‘
Hezimet
’ ifadesinin özellikle bir tane büyükşehir, bir tane il belediyesi bile alamayan İyi Parti’nin durumunu bire bir yansıttığını rahatlıkla dile getirebiliriz.

Bu sonuçlar, İyi Parti’deki çözülmenin önünü açabilir.

Dün, Meral Akşener’in iki yakın kurmayı Koray Aydın ve Ümit Özdağ’ın partideki görevlerinden istifa etmeleri, bu ihtimalin dışa yansıyan ilk güçlü işaretlerini verdi.

KÜRT OYLARININ STRATEJİK DEĞERİ BİR KERE DAHA GÖRÜLDÜ

1 Kasım 2015 seçimlerinden bu yana Kürt oylarının belli bir istikrar içerisinde kanalize olduğunu görüyoruz.

HDP’nin bütün çabalarına rağmen son üç seçimde Ak Parti’ye giden Kürt oylarının yine stratejik değeri yüksek sonuçlar ürettiğine tanık olduk.

HDP Güneydoğu’da alabileceği yerleri aldı ama alarm zillerini harekete geçiren sonuçlar da geldi.

Mesela Şırnak’ın yüzde 60’ın üzerinde oy oranıyla Ak Parti’ye geçmesi bütün ezberlerin bozulabileceğinin bir işaret fişeği gibiydi.

HDP’nin HDP’lileştiremediği Kürt oylarının dağılımı beka endişesinin Türklerden daha fazla Kürtler arasında karşılık bulduğunun bir göstergesi olarak okunabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim akşamı Doğu ve Güneydoğu’ya özel selam göndermesi, kendisinin de bu sonuçlardan memnun olduğunu gösteriyordu.

EKONOMİ İLE ‘BEKA’NIN ÇARPIŞMASINDAN ÇIKAN SONUÇ

İki sumo güreşçisinin bütün güçlerini toplayarak bir diğerini yere serme amacıyla çarpışma anlarını gözümüzün önüne getirelim.

Kendi adıma çektiğim fotoğraf şudur:

31 Mart, ekonomideki sorunlar ile beka söyleminin böyle bir çarpışmasına sahne oldu.

Bu sert çarpışma iki tarafı da yere seremedi.

Normal şartlarda ekonominin seçim sonuçlarını sarsıcı şekilde etkilemediği örnekler bulmak kolay değildir.

Bu durumda, beka ile ilgili uyanık olma duygusu ve bu istikamette kullanılan söylemlerin ekonomiden gelen tepkileri göğsünde yumuşatarak karşıladığı düşünülebilir.

31 Mart Erdoğan yönetimi açısından bir ‘Güvensizlik oylamasına’ dönüşmedi diyorsak, bunun ilk akla gelen makul gerekçesi, ‘
Beka
sorununun
’ toplum tarafından satın alınması olabilir.

Daha seçim jargonuna uygun bir cümle kurmamı bekliyorsanız, onu da yazayım:

Evet, beka söylemi tuttu…

Tek tek bakma imkanımız olsaydı keşke.

Kim bilir kaç yüz bin hanede, ya da kaç milyon hane de, “
Benim işsiz kalmam ya da fakirleşmem ülkemden daha önemli değildir
” diye düşünenler oldu.

Günün sonunda ders çıkarma bahsine geldiysek eğer, bu durumdaki insanların talep ve beklentilerini karşılayacak politika ve uygulamalara her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç var.

#Ekrem İmamoğlu
#Binali Yıldırım
#Seçim
#İstanbul
#31 Mart
#İYİ Par-ti
#Ekonomi
#Beka
5 yıl önce
Ekonomi ile ‘Beka’nın çarpışmasından böyle bir netice çıktı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’